GİRİŞ

998 383 766
                                    

Cehenneme gidip bir tanrıça olarak döndün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cehenneme gidip bir tanrıça olarak döndün. Hep öyleydin fakat görebilmen için ilk önce yanman gerekiyordu.

Bir zamanlar bu yolculuğa çıkmış herkese...

Bölüm şarkısı: I Just Died In Your Arms (Epic Trailer Version) - Hidden Citizens

Gözlerimi zar zor araladığımda ölüyor gibi hissediyordum. Kollarım, bacaklarım ve sanırım tüm bedenim uyuşmuştu. Başımı büyük bir çabayla hareket ettirip bedenime baktığımda uyuşukluğumun sebebini de anlamış oldum.

Kara yılanlar.

Kollarıma ve bedenime dolanmış, beni sıkıştırıyorlardı. Güçlükle nefes alırken başımı sanki beni hayatta tutabilecek tek şey oymuş gibi telaşla yanımdaki adama çevirdim. Gözlerimiz buluştuğunda nefes alamamamın nedeni yılanlar değildi, bu adama bir şey olmasından korkuyordum.

Ardımdan gelen tüm askerler ölmüştü, altın yeleli güzel kısrağım sol tarafımda yatıyordu. Bedeni artık kısık sesli ıslıklarla inip kalkmıyordu, kalbim acıdı.

Neden bizi öldürmüyordu?

''Ophelia.'' Adım Eurielle'in dudaklarından tıslamayla karışık bir şekilde döküldü, gözlerim öfkeyle hedefini buldu. Tanrıçalara yakışacak güzellikte gülümsemesi şeytanın pençesiyle gölgelenmişti. ''Sonunda,'' dedi yüzyıllardır bu anı bekliyormuş gibi. ''Artık başka bir kraliçeye diz çöken mağlup bir kraliçesin.''

''Önünde asla diz çökmeyeceğim.'' Bakışları yanımdaki turkuaz gözlü adama kaydı. Suratındaki gülümseme silinmeden yaklaştı, sivri tırnaklarını Theodore'un yanağına dokundurdu. İçimde sonsuz bir alev baş gösterirken aynısını bana da yapmasıyla iğrenerek başımı çevirdim. Güldü. ''Sana öyle acı çektireceğim ki önümde diz çökebilmek için yalvaracaksın.''

''Öyleyse ne duruyorsun? Avucundayım. Öldür beni.'' Şeytanın armağan ettiği yeşil bakışları keyifle parladı. ''Bu kadar zahmete seni öldürmek için girdiğimi mi düşünüyorsun?'' dedi eliyle etraftaki ölü yılanları işaret ederek. Ordusunun büyük bir çoğunluğunu yok etmişiz gibi görünüyordu. Fakat dönüp kendi ordumun halini görmeye cesaretim yoktu. ''Bir kedi, fare yakaladığında onu hemen öldürmez, Ophelia.'' Gururla başını dikti, omzunun üzerinde salınan siyah yılan tısladı. ''Bu oyundaki kedi benim,'' dedi. ''Sizse zavallı küçük farelersiniz.''

''Bir gün bana baktığında, aynaya bakıyormuş gibi hissedeceksin.'' Sonucundan en başından beri haberdar olduğum bu savaş bir gün bizi değil, onu hapsedecekti.

''Ah, o günü görmek için dönmeni sabırsızlıkla bekleyeceğim.'' Güldü. ''Seni ömür boyu ruhunun diğer yarısını arayacağın bir yere göndereceğim. Ne yaparsan yap, nelere sahip olursan ol... İstersen evrenin en büyük hazinelerine sahip ol, o boşluk dolmayacak. Ta ki yanı başında uzanan bu adama geri dönene dek.'' Theodore'un bana kilitlenmiş gözlerinin ağırlığını hissedebiliyordum. ''Şu işe bak,'' dedi zevkle. ''Ona dönebilmen için ilk önce onu hatırlaman gerekir, değil mi? Onu her bir zerrenden sileceğim.''

Bu kez alayla gülme sırası bendeydi. ''Beni kâinatın bir ucuna gönderebilirsin, tüm anılarımı silebilirsin. Hatta gökyüzünü bile yere indirebilirsin ama bana, bu adama dönüş yolumu unutturamazsın.'' Gözlerindeki o kendinden emin ifade parçalanırken onu yakacak bir hırsla devam ettim. ''Yeminlerini şimdi sırala, Eurielle. Geri döndüğümde buna fırsatın olmayacak.''

Kan ter içinde uyandım. Bilinçaltımın bitmek bilmeyen sinsi oyunlarıyla uğraşmaktan nefes nefese kalmıştım. Uzun parmaklarım şakaklarımı ovdu, hafızamın puslu perdesinin bana sundukları bu kadardı. Eurielle. Ophelia. Theodore.

Theodore.

Derin bir nefes aldım. Bilinmeyen geçmişimin boğazıma yapıştığını hissediyor ve kurtulamıyordum. Bitmek bilmeyen bu kabusları görecek ne yaşamıştım? Rüyaların rehberlik ettiğini bilirdim fakat bu kez elimde olan paramparça bir haritadan başka bir şey değildi. Yorganı üstümden atıp yataktan kalktım, bir daha uyumam mümkün değildi.

Aslında çok uzun süredir güzel bir uyku çekmemiştim.

Aylardır zihnime işkence eden bir filmi izliyor gibiydim. Kafamda aynı karakterlerle yaşanan yüzlerce sahne dolanıyordu ve sonu hep aynı bitiyordu: Bedenime dolanmış yılanlarla.

***

Merhaba! Buralara uğramayalı o kadar uzun zaman oldu ki... Aslında burada yayınlamayı hiç düşünmediğim ve kitap olması için üzerine düştüğüm bir kurgumla geri geldim. Her gün bir bölüm eklemeyi düşünüyorum. Umarım beğenmişsinizdir ve beğendiyseniz umarım oylarınızı ve yorumlarızı eksik etmezsiniz :*

Instagram: letmehealyou

YASAK DANS (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin