Senin Tonun

Vişneli Sarmazsa Bakarız

Buluşma yerinin değiştiğini Savaş’a mesaj attıktan sonra koşa koşa okulun çıkış kapısına gittim. Bizimkiler çantaları toplar, sonrada beni ararlardı. Bu bana 10 dakika daha kazandırsa…

Savaş bey 5 dakikadır bana cevap yazmıyor.. Arasam mı ? Hah işte mesaj geldi.

… Ne ?! Nasıl ya ?! Cevabını ağzımın içinden tren geçecek kadar açık bir şekilde, kızlar beni bulana kadar okudum.

Gaye elimle bütünleşen telefonu birkaç çekmede zorla aldı ve mesajı sesli okudu.

“Çilekli mi demiştin ? Vişneli sarmazsa bakarız tatlı kız.”

-MASALIN BAKIŞ AÇISINDAN-

Tarık Şebnem’e çıkma teklifi ettiğinde kelimenin tam anlamıyla deliye dönmüştüm.

Tarık benim ilk sevgilimdi, Şebnem ise herşeyim.

Şebnem’i kendinden iyi tanırım. Üzüntüsünü hiç belli etmez. Sevinçlerini deli gibi yaşar, özgürlüğüne düşkündür. Üzülünce ise yüzüne ifadesiz bir maske takar. Onu sadece benim gibi 9 yıl tanıyanlar bilir.

Şu anda da tam böyle bir durum..

Onu kapıda ilk gördüğümüzde yüzünün ifadesizliği beni o kadar korkuttu ki.. Yanına gidene kadar nasıl koştuğumuzu hatırlamıyorum bile..

Bahtsız arkadaşım benim.. Bir kıza bu yapılır mı ? Kesin karabüyü var bu kızda. Kurşun mu döktürsek ?

Şebnem’in en güzelimiz olduğunu söyleyebilirim. Uzun kıvrık kirpikleri, kahverengi kocaman gözleri, kumral beline kadar inen saçları ve mükemmel fiziğiyle mankenlere taş çıkartır. Boşuna dememişler ”Allah çirkin şansı versin” diye. Benim bahtsız kuzum bir türlü mutlu olamıyor.

------------------------------------------------------

-MASAL’IN AĞZINDAN DEVAM-

Tahminlerimde aşırı derecede yanıldım. Şebnem neden mutlu ki ? Depresyonda olması gerekmiyor muydu bunun ? Ya da başka şeyler yapması ? Telefonunu çıkarıp Selim’e mesaj atması gerekmiyordu. Bir dakika bir dakika. Selim mi ?

“Ne ? Ne yapıyorsun sen ?”

Gaye düşüncelerimin sesli versiyonu oldu.

“Selim’e mesaj atıyorum.”

Hangi Selim lan ?

“Selim kim ?”

Beren de mi düşüncelerimi okuyor ? Bana soracak soru bırakmadılar sürtükler.

“Savaş’ın yanındaki var ya, esmer, ela gözlü çocuk. O işte.”

Kim ? Kim ! Seni sürtük seni !

“Kızım saçmalama.”

“Bak pişman olursun.”

“Öfkeyle kalkıyorsun.”

İtiraz etmemizin tek sebebi sonradan pişman olacağımızı bildiğimizdi. Sonucu onun için kötü olacaktı. Savaş’ın arkadaşıyla flört etmek ona bir şey kazandırmazdı. Savaş öğrenirse Şebnem hakkında pek iyi düşünceler beslemeyecekti ama..

“Elmalı dudak parlatıcısı almamız lazım. Elmayı sevdiğini duymuştum.”

Bu cevap, itirazlarımızın reddedildiğine, birilerinin gene kafasının dikine gideceğinin işaretiydi.

… Acaba bir gün bizi dinleyecekmi ? Ah inatçı keçi ah.

“Savaş duyarsa kafayı yer yalnız Şebnem.”