Dararaaaaam ey ahali
Bölüm geldiiiiii
Koşun kız koşun hemen okumaya başlayın hihiiiiiii
☯️
Minik kedi hissettiği sıcaklık ile burnunu kırıştırıp o sıcaklığa biraz daha sokulmuştu ne çok sertti ne çok yumuşaktı yattığı yer ve artı olarak sıcak olması sanki daha çok uyuması için zorluyordu. Biraz daha uyumak istiyordu ama karnından gelen guruldama sesiyle yattığı yerden kalkmıştı.
Önce etrafına sersem sersem bakarken yattığı yere bakmıştı. Dün onu bulan, banyo yaptırıp, kıyafet veren adamın göğsünde uyumuştu. Bir insana göre fazla sıcaktı ama minik kedi bundan şikayetçi değildi. Dün ona yaptıkları için teşekkür anlamında adamın yüzüne doğru yaklaştı. Yüzü pürüzsüzdü sadece yanağının orda küçük bir çizik vardı ama bu adamın göz alıcılığını etkilemiyordu. Aslında insanlardan hala kokuyordu çünkü onu sahiplenen insanlar ona türlü türlü şeyler yapmışlardı. O daha on günlükken ona küfür etmişlerdi, sövmüşlerdi, elle-
Aklına gelen kötü anıları def etmek için kafasını iki yana salladığında yine karşısındaki yüze bakmıştı. Bu insan ise tanıştığı kişilere ters olarak ona iyi davranmıştı. Bu yüzden ona minnettardı. Dilini çıkarıp yanağını yalamaya başlamıştı.
Jungkook ise ilk başta sakince uyurken göğsündeki hareketlilik ve birkaç saniye sonra yanağında hissettiği pütürlü yapıyla gözlerini açmaya başlamıştı. Gözleri ilk ışığa alışmaya başladığında önünde göğsünün üstünde oturup ona merakla bakan minik bir çift gözle karşılaştığında ilk başta anlayamadı ama sonra onu dün sokakta bulup evine aldığını hatırladığında gülümsemişti.
"Bu ne içindi minik kedi?" dediğinde minik kedi kızarmaya başlamıştı. Yine utanmaya başlamıştı.
Bu yüzden insanın göğsüne kafasını koyduğunda Jungkook gülümseyip elini göğsündeki minik yaratığın yumuşak saçlarına atıp kulaklarının arkasını okşamıştı. Kediler hakkında az çok şey biliyordu kulaklarının arkasından ve çene altından okşandıklarında rahatlıyorlardı aynı şimdi göğsünde yarı açık gözlerle ona bakan kedicik gibi onun bu haline gülüp elini çekip burnuna hafifçe dokunup elini çekmişti. Minik kedi ise kulağındaki el çekildiğinde sanki bulutlardan gerçek dünyaya düşmüştü.
İkisi sadece bakışırken aralarındaki sessizliği minik kedinin göbeğinde gelen guruldama ile bozulmuştu. Minik kedi bakışlarını aşağı indirirken Jungkook ise tavşan dişleri gözükecek kadar gülümsemiş ve doğrulmaya çalışmıştı. Doğrulduğu zaman kasıklarına yerleşen minik kediye bakıp,
"Hadi bakalım senin karnını doyuralım. Dünden beri açsındır." dediğinde minik kedi sadece başını sallamıştı. Aslında üç gündür yemek yemiyordu ama bunun bilinmesine gerek yoktu. Zaten anlaşılan bu insan onu sevmişti ve istediği kadar ona yemek verebilirdi.
Jungkook kucağındaki kediyle birlikte yataktan çıktığında banyoya doğru ilerledi. Lavabonun önüne geldiklerinde suyu açığ ilk önce kucağındaki kedinin yüzünü yıkamış - hatırlarsanız minik kedimiz insan şeklinde ama kedi iç güdüleri var sadece kulakları ve kuyruğu onu ele veriyordu - sonrada tek eliyle yıkayabildiği kadar kendi yüzünü yıkamıştı.
Birlikte mutfağa girdiklerinde Jungkook minik kediyi tezgahın üstüne koymuş ve ona doğru hafiften eğilmişti,
"Söyle bakalım ne yemek istersin?" dediğinde minik kedi bilmiyorum anlamında omuzlarını silkmişti. Eski sahipleri ona arta kalanlardan verirdi sadece o da her ne kadar istemesede açlıktan ölmemek için o yemekleri yerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cat Boy ~Yoonkook
FanfictionYoongi sokağa atılmış bir kedi çocuktu. Daha küçüktü ona bakacak birine ihtiyacı vardı ama nerden bilebilirdiki onu bulana aşık olacağını.