Protestan Bilginlerinin, Müjdeleyici Rivayetlere Yönelik Kuşkuları

4 2 0
                                    

Bu kuşkular beş çeşittir:

1) "O, bana ait olmayan şeyi alıp, size haber verecektir." (Yuhanna 16/14)

"Yukarıdaki ayette geçen Faraklit'in, Kutsal Ruh ve Gerçek Ruh şeklinde yorumlanmasıdır. Bu Kutsal Ruh ile gerçek ruh ise, üçüncü cevher (öz)den ibarettir. Öyle ise, Faraklit ile Muhammed'in amaçlanması nasıl doğru olabilir."

Ben, bu şüphenin yanıtında derim ki: Papaz Pfender, eserlerinde 'Allah'ın ruhu, Kutsal Ruh, gerçek ruh, doğruluk ruhu, Tanrı ağzının ruhu sözcüklerinin bir anlamda olduklarını savunur. Pfender, 1850 yılında basılan Miftâhü'l Esrâr' adlı kitabın Farsça nüshasının ikinci bölüm, birinci ünitesinde şöyle dedi: "Allah'ın ruhu, Kutsal Ruh sözcükleri Tevrat ve İncil'de aynı anlamda kullanılır." Adı geçen papaz, Ahdi Atik ve Ahdi Cedid'te bu sözcüklerin aynı anlamda olduklarını iddia etti. O, Keşfü'l Estar'ı yanıtlamak için, yazdığı 'Hallü'l Eşkâl'de şöyle dedi: "Tevrat ve İncil'i azıcık kavrayan kişi, Kutsal Ruh, Allah'ın ruhu, Tanrının ağzının ruhu gibi sözcüklerin, Allah'ın ruhu anlamında kullanıldığını bilir. Bundan ötürü, bunu ispatlama zorunluluğu duymadım."

Sen bu görüşü öğrendikten sonra, bizler, Pfender'in iddiasının doğru olup olmadığını bir kenara bırakıp, bu sözcüklerin ona göre eş anlamlı olduklarını kabul ederiz. Ancak bizler, bu sözcüklerin Ahdi Atik ve Ahdi Cedid kitablarının her bölümlerinde üçüncü cevher (öz) anlamında kullanıldığını kabul etmeyiz. Biz, Pfender'in sözüne uygun bir söz ile deriz ki: Ahdi Atik ve Ahdi Cedid kitaplarını azıcık kavrayan birisi, bu sözcüklerin çoğunlukla üçüncü cevher(öz)in dışında kullanıldıklarını bilir."

Yüce Allah, Hezekiel'in mucizesiyle dirilttiği binlerce kişiye şöyle sesleniyor: "Ruhumu içinize koyacağım." (Hezekiel 37/14.) Bu ayetteki 'ruh, onların sandıkları gibi, Allah'ın aynısı olan üçüncü cevher (öz) olmayıp, insanın cevheri olan, canlılık ruhudur. 1860 yıllarında basılan Yuhanna kitabının, Arapça tercümesinde şöyle geçmektedir: "Ey dostlar! Her ruha inanmayın. Ruhları Tanrıdan mıdır diye deneyin. Çünkü, birçok yalancı peygamberler, dünyanın dört bir bucağına yayılmıştır." (Yuhanna'nın 3. Mektubu 4/1.) "İsa Mesih'in beden alıp, dünyaya geldiğini kabul eden her bir ruh, Tanrıdandır. Tanrının ruhunu bununla bileceksiniz." (Yuhanna'nın I. Mektubu 4/2.) "Biz Tanrıdanız. Tanrıyı bilen, bizi dinler. Tanrıdan olmayan bizi dinlemez. Gerçeğin ruhuyla sapıklık ruhunu bununla tanırız." (Yuhanna'nın I. Mektubu 4/6.)

"Tanrının ruhunu bununla bileceksiniz." kesiti, diğer tercümelerde şöyledir. 1821, 1831, 1844 yıllarında yayımlanan Arapça çevirilerde, "Ancak bununla Allah'ın ruhu bilinir." M.S. 1825 yıllarındaki çevirilerde ise, "Sizler, Allah'ın ruhunu diğerlerinden ayıracaksınız." diye geçmektedir.

(Yukarıda geçen) İkinci ayetteki, 'Allah'ın ruhu', altıncı ayetteki 'gerçeğin ruhu' sözcükleri 'gerçek öğüt anlamında olup, üçüncü cevher (öz) anlamında değildir. İşte bundan dolayı, 1844 yılında basılan Urduca nüshada, mütercim birinci ayetteki, 'her ruh' sözcüğünü 'her öğütçü', 'ruhlar' sözcüğünü de 'öğutçüler' ve ikinci ayetteki 'ruh sözcüğünü 'Allah katındaki öğütçü', altıncı ayetteki "Gerçeğin ruhu' sözcüğünü, 'doğru öğütçü', 'sapıklık ruhunu' da, korkutucu öğütçü' diye tercüme etti. Bu ayetlerde geçen 'gerçeğin ruhu', 'Allah'ın ruhu sözcükleri papazların sandığı gibi, Tanrının kendisi olan, üçüncü cevher (öz) anlamında değildir. Bu açıktır. Faraklit'in, 'gerçeğin ruhu' ya da 'Allah'ın ruhu' ile yorumlanması bize zarar vermez. Çünkü bu iki sözcük 'gerçek öğütçü' anlamındadır. Nitekim; Yuhanna'nın I. Mektubunda da bu anlamda kullanılmıştır. Öyleyse kuşkusuz bu iki sözcüğün Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkında kullanılması uygun olur.

Faraklit (Yardımcı) Sözcüğü Hakkında Hz.Muhammed (sav) müjdelendiğinin ispatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin