Meşhur Alp Öztürk sonunda gelebilmişti.
Kumru baştan aşağı süzdü karşısındaki genç adamı,kafasında canlanan tiplemeye göre çok daha yakışıklıydı,şaşırsa da belli etmedi.
Tipik serseri işte diye omuz silkti,boynundaki zincir kolyeye bakıp kendi kendine güldü.Tipik serseriydi işte.
Alp hala onu fark etmemiş,adamlarıyla konuşuyordu.Cebinden cüzdanını çıkarıp konuştuğu adamın avucuna bir tomar para koydu ve salona doğru döndü.
Kumruyu ile göz göze geldiğinde duraksadı,şaşırmıştı.Avukatını ismen biliyordu ilk kez görme fırsatı yakalamıştı.20'lerinin ortasında bir genç kadın olacağını hiç düşünmemişti.
Çünkü bu işler cesaret gerektiriyordu.
Etrafından da Kumru için dişli ve sert tanımlamalarını duyduğu için kırklarında bir kadındır diye tahmin ediyordu.
Üstündeki şaşkınlığı atıp sakin adımlarla Kumrunun yanına gitti.
"Hoş geldin" diyerek elini uzattı.
Müvekkilleriyle sizli bizli konuşmaya alışık olan Kumru şaşırmıştı ama fazla beklemeden "Hoşbuldum Alp Bey."
diyip yerine oturdu.
Bey lafını duyan Alp güldüğünü belli etmemeye çalışarak yanlarındaki adamlarına doğru döndü bir el işareti çakıp onları odadan gönderdi.
Kocaman salonda şöminenin başında baş başa oturuyorlardı.
Kumru karşısındaki adamın ne tür işlerle uğraştığını biliyordu onunla yalnız kalmak gerilmesine sebep olmuştu elleriyle oynayarak ve halının desenlerine bakarak Alp'in konuşmasını bekledi,alelacele buraya çağrılmasının bir nedeni olmalıydı.
"Seni buraya apar topar çağırttım çünkü beklenmeyen bir gelişme yaşandı.Geçen hafta getirttiğimiz mallar gümrükte polisin eline geçti.Anlayacağın beni savunmana daha çok ihtiyacım var şu an başıma biraz daha bela aldım."
Kumru şaşkınlık içinde dinliyordu Alp'i.
Nasıl bu kadar rahat olabilirdi alenen çok büyük suçlar işlerken elini kolunu sallaya sallaya gezmesi sinirini bozsa da onu savunmak Kumrunun işi,mesleğiydi.
Yapamam diyip bırakamazdı da çünkü kendi işinin patronu değil, Türkiye'de isim yapmış büyük bir hukuk bürosunda çalışan bir avukattı.
Davayı reddetmesi kariyeri açısından hiç hoş olmayacak belki kovulmasına sebep olacaktı.Ama kabul ederse de bir suçluyu savunmak onun kendisine ve mesleğine olan saygısını azalmasına sebep olur muydu? Kumru bu ikilemde kalırken Alp onun düşünmeye ihtiyacı olduğunu fark edip oturduğu yerden kalktı.Hemen Karşılarındaki rafta duran tahta bir kutuya eline alıp içini açtı.
Ot gibi duran şeyleri çıkarıp sarmaya başladı
Kumru ne yaptığını tahmin etti ama şaşırdığı için
"Ne yapıyorsunuz?" diye sordu
"Rahatlıyorum sen de ister misin?"
diye sorup ona sardığı otlardan birini uzattı.
Kumru bu kadarını da beklemiyordu artık sinirlenmeye başlamıştı.
"Alp Bey" dedi sesinden kızdığı anlaşılıyordu.
Alp onun kızdığını ses tonundan anlasa da bu durum hoşuna gitmişti.
Karşısındaki genç kadın,ilgisini çekmeye başlamıştı çünkü.
Etrafındaki hiçbir kadına benzemiyordu.
Kumrunun kadar olgun ve zeki olmasının altında yatan masumiyet..Daha onu tanıyorum bile nereden çıkartıyorum böyle şeyleri diye kendine kızdı Alp
"Şu an iş yapıyoruz lütfen bırakır mısınız onu?"
Kızgınkan bile kibarlığı elden bırakmamasıyla Alp bir kere daha ona hayran olsa da
"Çok gergin görünüyordun o yüzden çıkarttım peki" diyip konuyu kapattı.