jisso, "tabii konuşuruz sonra," dedikten sonra, Jungkook'un gitmesini bekliyordum ki tam tersi bir şey yaparak bakışlarını bana çevirdi, "ama ondan önce, Jennie, biraz konuşabilir miyiz?"
duraksadım.
o da duruyordu. yutkunduğunu hissettim, bakışlarını hemen kaçırdı. bu hali eski Jungkook'u hatırlatmıştı.
istemsizce yüzüme bir gülüş yayıldı."yani istemezsen," bakışları gülüşümü takip ediyordu ve utandığımı hissediyordum. sadece birkaç saniye.
hemen sonra, yüzümdeki o alaylı gülüşü sildim, yanlış anlamış olmalıydı.
"tabii, konuşabiliriz."
birlikte yürümeye başlarken, arkamdan jisoo'nun güldüğünü duydum. Tanrım..
bakışlarım yerde geziniyordu ve Jungkook'un da konuşacağı yoktu henüz. uygun bir yer mi arıyordu, yoksa ne diyeceğini bilmiyor muydu, emin değildim. sadece bu sessizlik fazla canımı sıkıyordu.
boğazımı temizledim.
anlamış bir şekilde, "aslında ben Sana ve Mina hakkında konuşacaktım.
Sana ve Mina hakkında konuşmak mı? daha farklı şeyler bekliyordum.
"Ne hakkında?"
yürümeyi bıraktı, elleri ellerimi kavradı ve ben daha ne olduğunu sorma fırsatı bulamamışken yeniden konuştu, "bunu söylemek çok utanç verici." sesi sonlara doğru kısılmıştı.
Bir adım daha attı. çok yakın hissediyordum, çok sıcaktı.
***
geçmiş
jungkook pov's
sınıfa adımladım yavaşça. her adımımda insanların bana baktığını hissediyordum. öyle olmalıydı çünkü Jennie ile sevgili olduğumuzu Jackson herkese yaymıştı.
bu yüzden üzülmüyordum aksine mutluydum. sadece içimden bir his Jennie'nin sinirleneceğini söylüyordu.
İyi düşünmeye çalıştım. fakat sınıfa yaklaştım her adımda kalbim daha da hızlı atıyordu, daha da kötü düşünce beynimde dolaşıyordu ve daha da terliyordum. tam tersi şeyler hissetmeliydim ancak Jennie'nin ne diyeceğini kestiremiyordum.
biz hiçbir zaman normal bir ilişki yaşamamıştık. demek istediğim; beni güldürüyordu, benimle zaman geçiriyordu, benimle ağlıyordu, benimle ilgileniyordu, benimle birlikte oluyordu ancak tüm bunları gizlice yapıyorduk. sebebini bilmiyordum.
bunları düşünmek beni daha da gerdi.
kapının önüne geldim. elim yavaşça kolu kavradı ve açtı.
sınıfta kimse yoktu.
ah, Rose hariç kimse yoktu.
başını sıraya gömmüştü ancak uyuyor gözükmüyordu.
kapının açılmasıyla, o da eş zamanlı olarak kafasını kaldırdı. hızla ayağa kalktı, beni bekliyormuş gibi gözüküyordu.
Çantamı sırama koymaya fırsat bile vermezken, beni omuzlarımdan kavradı.
"jungkook, herkes öğrenmiş çıktığınız-"
"evet, biliyorum.. ama bunda ne sorun var ki? zaten bilmeleri gerekiyordu."
"Ne sorun mu var?" hayır, bağırmıyordu. ancak konuşurken takındığı o tavır kalbimi öyle acıtıyordu ki, titremiştim. "aptalsın."
çantamı yere bıraktım ve birkaç adım geriledim, "Jennie nerede?"
beni tekrar etti, "Jennie, nerede?"
"sikeyim, nerede olduğunu söyle bana." boğazım acıyordu, güçlükle konuşuyordum ve şimdi farkediyordum ki Jennie'yi çok seviyordum. tahminimden çok daha fazla.
"jennie, gitti seni aptal. Tüm okul Jennie'nin sırf seni paran için sevgili olduğunu öğrendi ve sen hala öğrenemedin öyle mi? aptalsın, gerçekten, acıyorum sana." bakışlarını tek bir saniye bile kırpmadı, "ağlıyor musun? hm, ağlıyor musun bir de? ağlama, sakın. iğrenç gözüküyorsun."
dizlerimin üzerine düştüm, hiç bu kadar alçaldığımı hatırlamıyordum. hiç bu kadar ağladığımı hatırlamıyordum. kalbim acıyordu, sadece hissettiğim buydu.
***
var mı hala okuyan?😢
sınır: +10 oy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boyfriend - jenkook
FanfictionKim Jennie yıllar sonra eski erkek arkadaşı Jeon Jungkook'u görmüştü. Ve sikeyim, öyle değişmişti ki eskiden sırf parası için birlikte olduğu Jeon'a sırılsıklamdı.