Göz kapaklarımı ağrıtacak derecede yüzüme vuran güneş, bana adeta günaydın mesajı veriyordu. Kısık gözlerimi biraz araladığımda başucumda ki camın perdesinin aralık olduğunu fark ettim. Üzerimde ki yorganı kafama kadar çekip biraz daha kendimi rahatlamış hissetmişken annemin odamın kapısını açıp bana seslenmesiyle irkildim.
-Katre diyorum!
Üzerimde ki yorganı gözlerime kadar indirip anneme baktım. Bu bakışını çok iyi tanıyordum. Bana seslenmişti ve duymamıştım.
-Sen anca uyu! Herkes uyandı kalk kahvaltı hazırla!
Gözlerimi devirerek karşımda ki boş duvarı izlemeye başladım. Bu evde kendimi köle gibi hissediyordum. Sabah kalk, kahvaltı hazırla, sofrayı kaldır, bulaşıkları yıka, evi temizle, çamaşırları yıka, as, alışverişe git, yemek yap, akşam yemeği hazırla, yatakları kur. Bu döngü 10 yaşımdan bu yana böyleydi. Yaşıtlarım arkadaşlarıyla eğlenirken, en güzel eğitimleri alırken ve en güzel yaşlarını deli dolu geçirirken ben sadece bu konakta ki insanlara hizmet etmekle geçiriyordum. Beni en çok korkutan ise ömür boyu hayatımın böyle geçeceğini düşünmekti. Kafamda daha kötü senaryolar canlanırken annemin seslenmesiyle derin bir iç çektim ve tekrar anneme gözlerimi diktim.
-Katre 5 dakikan var. Kalk üzerini giyin, saçını başını topla ve mutfağa gel!
Annemi onaylar biçimde başımı salladım ve yorganı üzerimden attım. Annem odamdan çıkarken bende yavaş yavaş ayağa kalktım. Vücudumu esnetip kendime gelmeye çalışırken karşımda duran boy aynasına baktım. Kendime gülümsedim. Kendimi beğeniyordum. Saçlarım boya görmemişti, ve yüzüme hiç makyaj yapılmamıştı. Bu halime o kadar alışkındım ki sanırım boyaları ve makyaj malzemelerini kullansam kendimi tanıyamazdım. Düşüncelerimin zamanımı çalmasına izin vermek istemediğim için -daha doğrusu annemden azar işitmek istemediğim için- hızlıca saçımı toplayıp üzerimi değiştirdim. Hızlı adımlarla mutfağa doğru giderken abimin seslenişi ile arkama döndüm.
-Katrem ben çıkıyorum abim, anneme söylersin geç geleceğim.
-Abi kahvaltı etseydin ya, aç aç gitme şimdi.
-Ofiste yaparım gülüm hadi selametle.
-Görüşürüz abi.
Abim bana göz kırpıp konaktan çıkmıştı. Onu çok seviyordum. Her zaman beni koruyup kollamış ve tüm sevgisini bana göstermişti. Babamın yokluğunu bana hissettirmemeye çalışmıştı. Onun hep küçük kız kardeşi olmuştum. Hala çocukmuşum gibi benimle dalga geçer ve saçlarımı karıştırırdı. Bu duygular göğsümü kabartırken mutfakta kahvaltılıkları hazırlamaya başlamıştım bile. Elimin hızlı olmasına sevinirken mutfağa konakta ki işlerde bize yardımcı olması için tutulan yardımcı abla girdi. O güzel sesiyle bana türküler seslendirirken, hazırladığım kahvaltılıkları masaya götürmek için siniye yerleştiriyordu. Gözleriyle beni baştan aşağı süzüp konuşmaya başladı.
-Kız Katre ufacık çocuktun, koşturup duruyordun buralarda, şimdi maşallah tam bir genç kız oldun. Alımlısın, güzelsin, hamaratsın. Maşallah maşallah. İnşallah talibinde yakışıklı, endamlı biri olur, ay ne güzel olur dimi kız!
Ben Zelal ablaya şaşırmış halde bakarken beni süzmeye devam ediyordu.İçimden gülmemi durduramayarak sesli bir kahkaha attım. Evlenmeyi hiç düşünmemiştim. Hala kendimi çocuk gibi görüyordum. Bu yorumlara da pek alışık değildim. Ailemin beni evlendirmesi hiç söz konusu olmamıştı.
-Ne güldün öyle kız. Ne de güzel olur şöyle telli duvaklı gelin etsek seni. Kız kahvaltıdan sonra ben bir falına bakayım senin. Hissediyorum hissediyorum güzel şeyler olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATRE
RomanceSadece İlk Okul eğitimini almış, henüz 18 yaşında olan Katre, Doğu kültürünün en ağır kuralları ile büyütülmüş Satılmış ailesinin ikinci çocuklarıydı. Babası Katre'nin doğumundan günler sonra vefat etmişti. Katrenin bir de kendisinden 10 yaş büyük F...