"normal" hissetmek

167 22 7
                                    

sunghoon o iç daraltıcı andan sonra evinin yakınlarındaki boş bir parka gitti. etrafta kimse yoktu, saatlerce ağladı. küçüklüğünden beri gördüğü bu ötekileştirilme muamelesinden o kadar bıkmıştı ki en son ne zaman normal hissettiğini bile hatırlayamıyordu. o da herkes gibi gördüğü bir kişiyle sohbet edip arkadaş olabilmek, istediği zaman istediği kişilerle dışarı çıkıp yemek yiyebilmek istiyordu ama insanlar ona hep uzaktan dik dik bakıyordu.

sunghoon neredeyse 12 yıldır paten yapan biriydi. anne ve babası onunla ne kadar gurur duysalar da oğullarını artık bir çocuktan çok bir buz patenci olarak gördüklerini fark edemiyorlardı. sunghoon'un etrafına gelen herkesi ondan uzaklaştırıyorlardı ve sunghoon buna engel olamıyordu. jake de onunla yakınlaşan tek ve mucizevi kişiydi.

sunghoon'un kafasına göre bir şeyler yapma hakkı yoktu, herkesle arkadaş olma hakkı yoktu, ismini kötü gösterecek şeyler yapma hakkı yoktu.

sunghoon yaşayamıyordu bile.

okulda etrafındaki insanlar bile ona "ünlü" gibi bakıyorlar ve arkadaş olmaktan çekiniyorlardı. olanlar da sadece buz pateni ile ilgili şeyler soruyordu ki sunghoon artık bunlardan bıkmıştı. jake'i bu yüzden çok seviyordu işte. jake ona hiç buz pateni
ile ilgili bir şey sormazdı çünkü o da sunghoon'un yıllardır nasıl bir baskı altında olduğunu bilirdi.

sunghoon dizlerini kendine çekmiş ağlarken içinin rahatladığını hissetti. yine de o an birine sarılmak istedi. başının birinin omzuna koyup tüm gözyaşlarını serbest bırakmak istedi. artık gerçek bir genç gibi hissetmek istedi. aşık olmak istedi, sevilmek istedi, arkadaşlar edinip onlarla birsürü fotoğraf çekinmek istedi. yok olmak istedi.

gözyaşlarını silip çantasından kimsenin bilmediği defterini çıkardı.

evet bugün de o mükemmel çocuk rolünü üstümden atamadım. bugün de insanlar benden kaçtı. bugün de annemin insanları bana karşı nasıl korkuttuğunu gördüm. ama biliyor musun artık alıştım. artık ağlamaya alıştım. boğazımdaki yumrulara alıştım. göz altlarımın şişmesine alıştım. artık hiçbir fiziki yara canımı yakmıyor bile. duygusuz bir şekilde buzun üstünde süzülüyorum. birisi de nasıl hissettiğimi sormuyor. birisi de bana sarılıp her şey güzel olacak demiyor. hep en mükemmel olmam için tembihleniyorum. hep en iyisi, en mükemmeli...

defteri kapatıp çantasına attı ve açık olan bir marketten bir soda alıp içti. sonra eve gitti, sessizce yatağına girip biraz da yastığını gözyaşları ile ıslattı.

apart | heehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin