Jimin, üstünü düzeltip gemiye bavulları yükleyen adamlara bir bakış attı.
Bu işi yapabilmek için birbirlerinin üstünden geçmişler hatta kavga etmişlerdi.
Bu iş bu kadar önemli olmamalıydı, bir tane altın için birbirlerini parçalamışlardı.
Jimin, gözlerini devirip kendi bavullarını taşıyan adamın ne kadar acınası göründüğünü düşünüp gözlerini kısmıştı.
"Hayatım?"
Nişanlısı Taehyung'un sesini duyduğu zaman ona dönüp suratına sahte bir mükemmel insan gülüşü yerleştirmişti.
"Taehyung."
Taehyung, nişanlısının yanına gidip yanağına ufak bir öpücük kondurup onu belinden tutarak gemiye binmesi için ilerletmişti.
"Seni merak ettim, annen bu kapıdan gireceğini söylemişti."
Jimin kafasını sallayıp nişanlısı ile birlikte gemiye binmişti.
"Bu üçüncü sınıf insanlarla aynı gemiye binmek beni tiksindiriyor."
Jimin, Taehyung'un lafıyla gözlerini tekrardan devirmişti.
"Böyle söyleme, onlarla aynı katta bile kalmayacağız. Seni bu kadar rahatsız eden ne?"
"Onlarla aynı havayı solumak."
"Bunu her gün yapıyoruz Taehyung, varlıklı olmamız istediğimiz her şeyi alabileceğimiz anlamına gelmez. Havadan bahsediyorsun, insanlar ölsün mü?"
"Bir işe yaramıyorlar zaten."
Jimin kaşlarını kaldırıp "Öyle mi?" der gibi baktı.
"Sen ne işe yarıyorsun Taehyung? Para harcamak ve insanları aşağılamaktan başka ne bilirsin?"
Jimin, Taehyung'a fazla karşı çıkmamaya çalışırdı ama ileri gidiyordu ve durması gerekiyordu.
Taehyung elini Jimin'in eliyle kenetlemiş ve onu kendine yaklaştırmıştı.
"Hayatım, o anlamda demediğimi biliyorsun."
"Evet evet her neyse, odamıza gidip dinlenmek istiyorum."
"Ben biraz vakit geçiririz diye düşünmüştüm."
Jimin, Taehyung'un vakit geçirmekten kastının yatmak olduğunu biliyordu. Ve hayır, bu olmayacaktı.
"Hayır Taehyung, yorgunum."
Taehyung, Jimin'in bugünlerde ona fazla karşı çıkmasına bozulsa da düşünmemeyi tercih etti. Sonuçta onun nişanlısıydı ve evleneceklerdi. Bu yüzden, ona katlanabilirdi.
♡
Jeongguk, ağzında sigarası ile masadaki insanlarla blöf oynuyordu.
Arkadaşı Yoongi de yanındaydı.
İddiaya girilmişti.
Eğer ikisi bu oyunu alırsa, masanın ortasında duran Amerika'ya giden geminin biletlerini bedavaya alacaklardı.
Aynısı karşı taraf için de geçerliydi ama Yoongi ve Jeongguk bileti onlara bırakmamalıydı.
Jeongguk, yanındaki adamın mimiklerinden blöf yapmayı beceremediğini anlamıştı bu yüzden masaya kapattığı kartın söylediği kart ile aynı olduğu olduğunu biliyordu.
Gizlice kendinden bir kart alıp Yoongi'ye alttan uzattı.
Pekala, masadaki bilet için her şey serbestti.