●Medya önerilir, bölümü bu şarkı ile yazdım●
●Taemin - I'm Crying●
●İyi okumalar●
---Gözlerini zorlukla araladığında, zihni yeni uyanmışlığın verdiği bulanıklık ile olanları hatırlamaya çalışıyor, göz bebekleri ise bir büyüyüp bir küçülerek baygın bedenin kendine gelmesini bekliyordu.
Zihni olanları tamamen hatırlayıp görüşü netleştiğinde, kendinin salonunda bir sandalyeye bağlanmış halde olduğunu fark etti. Etrafını bir çembel halinde saran mumlar vardı.
Sıkıca sarılı olan ellerini haraket ettirmeye çalışsada bileklerini kesmekten başka bir işe yaramıyordu bu yaptığı. Zorlamaları banyodan çıkan bedeni görmeden devam ediyor, banyodan çıkan beden ise onun bağlardan kurtulmak için yaptığı çabaları izliyordu.
Sessiz adımları ile siyah saçlının yanına ilerleyerek dibinde durmuş ve eğilerek kulağına hizalamıştı dudaklarını.
- Sonunda uyandın bebeğim.
Arkasında beliren beden ile put kesilmiş, yalnızca sertçe yutkunabilmişti.
Kang, bir kaç adım ile bağlı bedenin önüne gelmiş, bu sefer yüzlerini hizalayacak kadar eğilmişti.
- Bir şey demeyecek misin Yoonie?
- Ne dememi bekliyorsun pislik?
- Oh, birilerinin korkusu geçmiş sanırım, kekelemeyi kestiğine göre.
Yoongi sessiz kalmıştı, çatılı kaşlarının altından sinirli ama sinirinin içinde korku da saklayan gözleri ile diğerine bakıyordu.
Kang, Yoongi'nin beyaz boynuna eğilerek derince kokusunu içine çekmiş, dudaklarını boyuna uzunca bastırmıştı.
- Kokunu çok özledim, sesini, bakışlarını, öpüşlerini... Seni hâlâ sevdiğime inanamıyorum.
- Hah! Beni seviyor musun cidden? Hangi psikopat sevdiğinin evine gelip, etrafını mumlar ile çevreleyip sonrasında bir sandalyeye bağlar ki? Ve bu yaptıklarının amacı beni öldürmek. Sen yalnızca takıntılı, yenilmeyi göze alamayan psikopatın tekisin. Aslında yalnızca seni değilde Jungkook'u seçtiğim için peşimdesin öyle değil mi? Yenilmek fena koymuş olmalı, bu derece kafayı yediğine göre.
Çenesi sertçe kavrandığında acı ile kaşlarını çattı. Kang, düz ama sinir taşıyan bir ifade ile bağlı olan bedenin çenesini sıkıp kendine yaklaştırdığında, yüzleri o kadar yakındı ki, birbirlerinin nefeslerinin sıcaklıkları yüzlerinde kolaylıkla hissedebiliyorlardı.
- Her hâlükârda ölceksin, ama...
(Kendini tut kanGi smut yazamazsın bu bir korku ve YoonKook kitabı...)
Sinirle soluduğunda uzun beden, yarım bıraktığı cümlesini tamamlamadan önce işaret parmağını Yoongi'nin göğsüne dayayıp, aşağıya doğru kaydırmış ve penisine geldiğinde sertçe karvamıştı.
-becerilerek ölmek istemiyorsan kes sesini.
Yoongi dişlerini gıcırtacak derecede sıkarken penisini okşayan elleri ne kadar durdurmak istesede vücudu okşayışlara tepki veriyor, inlememek için kendini zor tutuyordu.
- Ne o Yoonie, hoşuna mı gidiyor? Hadi, inle, o çok özlediğim minik mırıltılarını ve iniltilerini sun bana.
- Hah! S-sikik p-psikopat.
Zorla da olsa cümlesini tamamlaması ile arkasında tuttuğu çakıyı ileri doğru iterek uzun olanın omzuna saplanmasını sağlamış, ayağa kalkarak çakıyı omzundan çıkarmış ve geri geri adım atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑫𝒆𝒂𝒕𝒉 𝑻𝒊𝒎𝒆 ✞ 𝒚𝒐𝒐𝒏𝒌𝒐𝒐𝒌
FanficBir hentai-dude (愛 Ai) eseri... Bilinmeyen numara Ölüm saati: 03:30 (00:00) Yoongi Bu da ne? Kimsiniz? (00:00) Bilinmeyen numara Ölüm saati: 03:30 (00.00) Yoongi Tanrı aşkına ne saçmalıyorsun? (00:00) Bilinmeyen numara Ölüm saati: 03:30 (00:00) -B...