İyi okumalar...
_________
Arabama binmiş kemerimi taktığım gibi kontağı çalıştırmıştım. Onun genelde sahne aldığı mekan mesafesi evime çokta uzak değildi. Yine de arabayla gitmek istemiştim. Hızla yola çıktığımda fazla trafik olmaması hoşuma gitmişti. Zaten trafiği kim severdi ki.
Kısa yolculuğun ardından mekana varmıştım. Adı 'Xesnia' olan bu mekan misafirperver anlamına geliyordu. Çok hoş ve dikkat çekiciydi. Bu da mekanın çokça tercih edilmesine sebep oluyordu. Küçük çiçeklerle süslenmiş çevresi insanın içine huzur naklediyordu. Evet Jungkook gibi biri için fazlasıyla huzurluydu.
Kısaca incelememin ardından hızlı adımlarla geniş girişinden içeriye doğru adımladım. Etraf ne soğuk ne sıcaktı. Hafif rüzgar vardı fakat ılık bir esinti olmasından rahatsız etmiyordu.
Üzerimde olan siyah crop top, altına geçirdiğim beli lastikli olan kot şortumla uyum içerisindeydi. Ayaklarımdaysa bileklerime kadar uzanan siyah hafif kalın tabanlı bir bot vardı. Çanta falan bana fazlalık geldiğinden hiç bir zaman takmazdım. Sonuç olarak yanıma sadece telefonumu alıyordum. Arabanın anahtarını da cebime koyduğumda yer kaplamıyordu.
Siyah kısa olan saçlarımın bir tutamıyla tepede küçükçe bir topuz yapmıştım. Kâküllerimi ise iki yana ayırmıştım. Bu beyaz anlımı ortaya çıkarmıştı ve kendime yakıştığını düşünüyordum. Sadece rimel ve dudak parlatıcısıyla da makyaj işimi tamamlamıştım. Sadeydim ama şıktım. Ve bundan gayet memnundum.
İçeriye adımlamamla birlikte içerideki havalandırmanın esintisi yüzüme çarpmış ve kafamı hafif eğmeme sebep olmuştu. Hızlı adımlarla içeriye yürüyüp sahnede gitar çalan kişiye yönelmiştim.
Üzerinde gri yarım kol bol bir tişört ve altında siyah dar pantolon vardı. Ensesine uzanan saçları hafif dağınıktı. Ama bu halde bile fazlasıyla yakışıklıydı.
Beni fark etmemiş olacak ki hala gözleri kapalı bir şekilde gitar çalıp şarkı söylemeye devam ediyordu. Sesi gerçekten çok naif ve çok duyguluydu. Bu da sevdiğim özelliklerinden biriydi. Hafif ona yaklaşarak boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.
"Jungkook."
Hafif kısık sesle söylediğimde duymamış olacak ki devam ediyordu. Evet bu huzur veren sesi dinlemeyi çok isterdim fakat şurada oturup dinlemeye başlasam yine 'Tabi sen bana aşıksın.' deyip duracağından bölmek zorundaydım.
"Hey Jeon Jungkook."
Ses tonumu yükselterek seslendim bu sefer. Seslenmemle birlikte aniden çalmayı bırakıp gözlerini açtı ve odak noktasına beni aldı. Sırıtarak elindeki gitarı bıraktı ve sahneden inerek bana doğru yaklaştı. Kolundaki saate bakarak hızla bana döndü.
"Vay tam vaktinde gelmişsin."
"Dakik biriyimdir." Diyerek yanıtladım onu.
Kafasını sallaya sallaya tam dibime geldiğinde yüzümü hafif buruşturarak ona bakmayı sürdürüyordum.
"Eee, hazır mısın?"
Sorar gözlerle ona baktım ve "Neye?" diyerek ağızından çıkacak kelimeyi belkide kelimeleri bekledim.
"Cevabıma." dediğinde kafamla onu onaylayarak "Evet." dedim.
Eliyle oturmam için gösterdiği kahverengi ahşap sandalyeye ikiletmeden oturdum. Jugkook'da gitarını alıp hızla yanıma geldi ve tam karşımdakine oturdu. Gitarı çalma pozisyonuna getirdiğinde ona garip bakışlar gönderiyordum. Şuan ne yapıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
guitarist | texting
FanfictionLalisa, grubu için kafaya taktığı Jeon Jungkook'u gitaristi olarak görmek istiyordu. -texting- (Çok çok çok cringe ve fazla küfür barındırıyor. Ama tam kafalık bir kurgu :)) ..Start: 02.05.2021 Finish: 16.06.2021 texting #1 300721 liskook #1 16052...