İlk Tanışma

359 19 0
                                    

Pencereden bakarak geçirdiğim bir günün daha sonuna gelmiştim.Odamı o tuhaf çoçuk ve bir kaç hemşireden başka ziyaret eden olmamıştı.Her zamanki gibi.İlaçları artık kaldıramayan midemi zorlayıp kalan 3 hapı da içip yatağıma uzandım.Sanırım uyku geçirdiğim en heyecanlı etkinlikti.Rüyalarım da onu görüyordum.Yaşıyordu.Onu rüyamda her gördüğüm de bağırarak kalkıyor ve uzun süre o görüntüleri unutamıyordum.Hep aynı rüya.Gülümseyip seni seviyorum demesi kısa bir öpüşme ve ardından her rüyam onun ölümüyle bitiyor.Ama biraz da seviniyorum.Onu gördüğüm saniyelik mutluluğun tarifi yok.Yalvarıyorum rüyalara, bırakın orda mutlu olalım! Fayda etmiyor.Her gece izlediğim sahne hep aynı finalle son buluyor.

SABAH

Kapımın nazikçe çalınmasıyla uyandım.Bir süre ses vermemi beklediysede, ümidi kesip kapıyı açtı.Benim yaşlarımda bir çocuk içeri girdi.

-Uyandıgını sanmıştım.

Sesinden tanımıştım.Bu dün ki tuhaf çoçuktu.İlk defa yüzüne bakıyordum.Dağınık saçları alnına düşüyordu.Küçük kahverengi gözleri şaşkın şaşkın beni süzüyordu.Dudakları kırmızının en hafif tonuyla renklenmişti.Yüzünü incelemekten vazgeçip elindeki tepsiye baktım.İçinde kahvaltı olduğunu düşündügüm 2 tabak ve meyve suyu vardı. Sormak istediğim şeyi anlamış olacak ki konuşmaya başladı.

-Bize kahvaltı getirdim.Hapların da burda.Şey böylelikle sohbet etme şansı buluruz diye düşündüm.

Sohbet etmek ve ben ? Ben konuşmayı unutalı çok oldu belli olmuyo mu ?İçimden ona gülünebilecek en terbiyesiz yerimle gülerken, görünen ben sessiz kalmakla yetindi.Ayağa kalkıp tepsiyi elinden aldım.Tepsiyi penceremin önündeki masaya koyup bende karşısında ki koltuga oturdum.Kahvaltımı yapmaya başladıgım sırada tavrımı umursamayıp karşıma oturdu.Kafamı kaldırmadan kahvaltımı yapmaya devam ettim.Önce bir kaç dakika sessizce beni izledi.En sonunda o da kahvaltısını yapmaya başladı. Sessiz kalmayacağından zaten  emindim ve düşündügüm gibi de olmuştu.

-Bugün hava çok güzel degil mi ?

Bu sefer tepki vermemi beklemiyordu.

-Biliyor musun gece meteor yağmuru olacakmış.Balkona çıkıp izlemek istersin belki ?

Bir kaç saniye duraksadıysa da devam etti.

-Peki gelme ama bari pencerenden dışarı bak ve bir dilek tut.Dilekler ve dualar insanların ümitleridir.Bir şeye kalpten inanmak gerçekleşmesi için bir şans verir.Dileğine kalpten inan ve o senin ümidin olsun. Karanlıkta olman aydınlığa çıkmayacak olmanı göstermez ki.Tutun dilegine.

1 cümlesini bile umursamadığım konuşmasına son verip yemegini bitirdi.Ben çoktan kahvaltımı bitirip günlük rutinim olan dışarıyı seyretme etkinliğime başlamıştım.1 sene sonra ilk defa biriyle kahvaltı ediyordum.Çok konuşan biriyle.

-Sana kendimi tanıtmak istiyorum.Eğer istersen ?

Yine bir soru sorup cevabını beklemişti.Karşısında konuşmayan bir kız oldugunu ne zaman kabul edecek acaba ?

-Evet olarak kabul ediyorum.Ve sen sustukça herşeyi de evet olarak kabul etmeye devam edicem.Neyse, ben Bunny.İngilizim.Tek çoçugum.Burdayım çünkü ; herneyse onu boşver,  sen sormadan söylemeyeceğim.Onun dışında yükseklikten korkarım ve palyançolardan.Sence de çok korkunç görünmüyorlar mı ? Ve gördügün gibi konuşmayı gülmeyi ve uçurtmaları çok severim.

Uçurtma ve palyanço mu ? Yok bu çocuk kesin büyümüşte küçülmüş versiyonun büyümüşte kalmışı.Küçülmeyi unutmuş arkadaş.

-Zamanı gelince eminim sende kendini anlatacaksın.Beklerim problem degil.Dışarıyı hiç merak etmiyor musun ? Burda öyle güzel insanlar yaşıyor ki görsen çok seversin.Ama merak etme hepsini tek tek anlatıcam sana.

Ya bu çocuk hiç susmaz mı ?Konuşmayı seviyormuşmuş gördügüm gibiymişmiş, biraz da beni düşün ya bu kız sıkılır mı beni tanımak istiyor mu ? Evet diyorum sayıyomuş.Dedim de ben  mi hatırlamıyorum acaba ? Depresyonun yan etkilerinden biri unutkanlıkta benim mi haberim yok? Hem bunny ne biçim isim öyle. Gerçi tam buna yakışır ya.

Duraksayıp telaşla saatine baktı.Şaşırıp hızlıca toparlandı.Tepsiyi de toplayıp kapıya ilerledi.

-Şimdi gitmem gerek meteorları unutma saat 8de.

Deyip kapıyı çekip çıktı.Sonunda yalnız kalmıştım.Hemşirelerden hariç biriyle vakit geçirmek her ne kadar çok konuşsa da iyi gelmişti.Ama ne kadar iyi gelirse gelsin ben yine de yalnızlığımı özlerdim.Öyle telaşla da nereye gittiğini merak etmeden edemedim.Günün geri kalanın da her zaman ki rutinimden ayrılmadım.Saat 8 olmuştu.Aslında bir kaç saatten beri 8'i bekliyordum.Pencerenin önüne geçip perdeyi araladım.Havanın güzelliğini yerini çoktan alan binlerce yıldızdan anlayabilirdiniz.Yıldızlara seyre dalmışken kapımın çalmasıyla irkildim.Koca çeneden başkası değildi.Kafasını içeri uzatıp gülümsedi.

-Gelebilir miyim ?

Yine bir kaç saniye sessizlik.

-Evet kabul ediyorum.

Yavaşça içeri girip kapıyı örttü.Ona bakmamak için kafamı dışarıya çevirdim.Yanıma gelip tam arkamda durdu.Tam dikkatim ona yönelmişken meteor yağmuru başladı. Müthiş bir görüntü oluşmuştu.

-Dilek tut, diye fısıldadı.

-Ve benimkini merak ediyorsan...

Sessiz KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin