Ruhumun derinliklerinde hissettiğim bu acı geçmek bilmiyordu. Her nefes alıp verişimde ruhuma saplanan bu acı daha da derinlere iniyordu.
Burnumun direği sızlıyor, gözlerim ağlamaktan morarmıştı.
Bu sevgi dolu küçük bir kızdan farksız olan bu kıza ben ne yapmıştım diye sorguladım.
Göz kapaklarım her açıp kapattığımda daha şiddetli bir acıya bürünüyor artık kapanmamak için zor duruyordu.
Alışmıştım aslında bu duruma yalnızlığı en derinlerde hissetmeye yalnızlık artık benim için bi seçim değil hep olduğum bir durumdu.
Kendimi bildim bileli hep yalnızlık vardı ruhumun en içinde......
Güçlü bir kadın olmaya çalıştıkça sanki yaşadığım bu çöküntü beni en derinlere çekiyordu.
Çırpınım çıkmaya çalıştıkça bir bataklık gibi daha da batıyordum.
Şu zamana kadar bu yalnızlığı belli etmemek için elimden gelen her şeyi yapmıştım oysaki. Ama ruhum içten içe beni bitiriyormuş.
Kendimi mutluyum diye avutmaktan ben nasılım diye sormayı unutmuşum kendime.
Hoş sorsam da kendimi kandırmak için yine elimden geleni yapardım.
Kendi içimde sorduğum soruların cevaplarından kaçtım hep. Belki de o soruların cevapları korkuttu beni. Gerçi hayatım hep korkmakla geçti. Ya kendime güvenmedim yada aldığım kararların sonuçlarından korktum hep.
Korkmak belkide benim için hayata karşı aldığım bir savunma düzeneğiydi.
Ben korktukça korkularım beni yavaş yavaş boğarak içimdeki umudu öldürdü.
Umarım kaybettiğim bu kız çocuğunu ileride bulmam dileğiyle.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kalbin Çöküşü
Roman d'amourİçindeki küçük kızı kaybeden ve bu kızı bulmak için elinden geleni yapan bir kadının içsel duyguları.....