16. Bölüm

3.5K 128 3
                                    

Beren'in Ağzından ;

Aradan koskoca 2 yıl geçmişti ve herşey çok güzel ilerliyor. Hayatım Berke ile olan evliliğim. Artık kendimi ona tamamen adamıştım.

Onun şirkette işleri harika ilerliyordu zaten benim kocam her zaman en iyisini hak ediyordu.
Bu 2 yıl içinde babamı kaybetmiştim, çok üzücüydü. Kanser oldu ve yenemedi. Halam deseniz haberimiz yok eskiden konuşuyorduk şimdi nerede bilmiyoruz.
Babam tüm mirasını bana bırakmıştı. Bende Berke ile paylaşacaktım.

Hayatımın bu kadar güzel olduğunu tahmin etmemiştim şimdi gözlerimi açıyorum, yanımda sevdiğim güçlü adam bana sarılarak uyuyor. Çok yakında bir bebeğim olmasını istiyordum. Bilmiyorum yani 20 yaşıma geldim ve  zamanı gelmişti. Evlendiğimizden beri Berke bana ben istemediğim sürece dokunmadı.

Artık onu da zorlamak istemiyordum. Hemde bir anne-baba adayı olmamız gerekiyordu.

Berke'nin kolundan kurtulup yavaşça yataktan indim ve üzerini örtüp yanağından tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım. Sabahlığımı giyip merdivenlerden aşağı indim. Ve şahane bir kahvaltı hazırlamak için işe koyuldum.
Berke pankek yemeyi çok severdi, ona pankek yapacaktım. Malzemeleri karıştırırken. Belimde iri el boynumda sıcak bir  nefes hissettim döndüğüm de sadece şort ile duran kocamı gördüm.

O kaslarına çok bakmıştım ama alışamamıştım. Çünkü efsane vücudu vardı ben hala kaslarına bakarken ellerimi olduğu yerde gezdiriyordum.
Berke bana sırıtarak tezgaha oturttu beni bacaklarımı ayırıp arasına girdi ve belimden kavradı.
'Bu kaslar senin için güzelim istediğin zaman elleyip dokunabilirsin' dedi ve çapkınca sırıttığını fark ettim.

Içimden ona balayına gitmemiz gerektiğini söylüyordu Berke'yi çok istiyordum, her anlamda onun kadını Olmak istiyordum öyleydim fakat bedenimle de onun olmak istiyordum ama nasıl yapacaktım fazlasıyla utanırdım  neyse kahvaltı masasında belki açarım muhabbeti.

'Canım benim artık önümden kaçılıp bir işin ucundan tutsan mesela bardakları masaya koyabilirsin, ya da yumurtaları soyabilirsin.' dedim ve burnundan öptüm. O da kendine çekip boynumdan öptü. Ve neredeyse omuzum ile çenesine vuracaktım.
Çok huylandım ve gıdıklıyordu.

' Olmaz ben karımı izleyeceğim' aahh sözleri beni deli ediyordu.

Kahvaltıyı hazırladım  ve masaya kurulduk. Ona baktım pankekleri bütün bütün yiyordu neredeyse.
'Yavaş aşkım yavaş kaçırmıyoruz önünden' dedim ve güldüm o da güldü.
'Aslında yemem gereken şey pankek değil Beren VARLI, ama sabredicez artık. Zamanı geldiğin de tadını çıkarırım' dedi ve yanaklarım çok kızardı neden her seferinde böyle oluyordu. Ona karşı koyamıyorum her sözüne çok utanıyorum.

'Güzelim şu domateslere bak, yanakların ondan da kırmızı' dedi ve anırdı.  Göz devirdim sadece.
Aslında şimdi söylemenin zamanıydı
Lafa nasıl başlasam acaba.
'Berke, Berke ben sana birşey söylemek istiyorum. Ama lütfen dalga geçme.' dedim ve kafasını söyledi ağzı dolu çünkü hayvanın.

'Hani biz şimdi ikimiz yaşıyoruz ya bu koca villada'. 'Ovot'
'Ovot ne Berke ya tövbe yarabbim. Işte ondan ben şeye hazırım. Yani nasıl dese-'
'Haaaa şimdi anladım tamam canım tamam, ben hemen güzel bir yer bulurum gideriz. Haklısın bende artık dayanamıyorum.' dedi ve sırıtmaya başladı gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

Göz devirdim tekrar ve yemeğimi yemeye başladım. Bittiğin de sofraya kaldırdım.
Bulaşıkları görevli yıkardı.
Bugün hava çok güzeldi günlük güneşti.
Berke şirkete gidip geleceğini söyledi evrakları alıp evde bitirecekmiş.
Bende pijamalardan kurtulmak için yukarı çıkıp normal kıyafetler giyecek iken camdan havuza baktım güneş vardı. Bu yüzden vazgeçtim ve  havuza giymeye karar verdim. Hangi mayomu giysem acaba dolaba bakmaya başladım. Ve sonunda buldum.

Ansızın Gelen MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin