Cenaze günü nasıl olduğunu öğrenmiştim. Ağlayan, dizlerini döven kadınlardan öğrenmiştim acı gerçeği. Annem tacize uğramıştı. Ve yakılarak öldürülmüştü. Adamlarsa yakalanmıştı. Annem onlara ne yapmıştı ki. Neden bunu yapmışlardı?
Etraf ağlayanlar, annemin öldü gözümüze sokarcasına bağıranlar ve kuran okuyanlarla doluydu. Birazdan da helvalar dağıtılacaktı. Bu kadar kötü bir günde utanmadan helva mı yiyeceklerdi. Hayır yiyemeyeceklerdi. Yerimden kalkıp mutfağa gitti. Kimse yoktu. Annemle beraber eğlence amaçlı denemek için aldığımız acı sosu elime aldım. Bugün acı bir gün. Böyle bir güne de acı bir tatlı yakışır. Birkaç damla damlatıp iyice karıştırdım. Sonra bir kaç damla daha koydum ve yine karıştırdım. İşim bitince acı sosu yerine koyup tuzu aldım ve sürahide ki suya katıp karıştırdım. Tuzu yerine koyup salona geçtim. Helvalar dağıtılmaya başlanınca bir minik gülmüştüm. Birkaç kişi helvadan bir kaşık aldı. Sonra yüzleri birden değişiverdi. Helvanın yanında ikram edilen suya dadandılar. İçtikleri anda tükürdüler. Helvada ki acı sos ateş tuzlu suda çaresizlik. İşte annem bunu yaşadı.
Herkes dilinde ki o acıyla ayrıldı evden. Babam ben ve bir komşumuz evi temizledik. Temizlik bitince komşu tekrar baş sağlığı dileyip gitti. Babamla yalnız kalmıştık. Hiç konuşmuyorduk. Sanki yabancı gibiydik. Ben kendi odama o kendi odasına kapanmıştı. Annemin ölümünden sonra ikimizin de duyguları kaybolmuştu. Duygusuzduk.
