Ben kimim...? Ben neredeyim...? Bana noldu...? Bu sorulara cevap veremiyordu adını dahi hatırlamıyordu. Sadece kolunda "Leo" yazdığını gördü herhalde adının bu olduğunu düşündü. Leo bir odada yer yatağında yatıyordu. Bu odanın kokusunu daha önce hiç koklamamış, odanın içindeki eşyalara gözü alışık değildi.
Dışarıdan bir adam "Leo hemen buraya gel!" diye bir ses duydu. Leo sakin ve yavaş adımlarla odadan çıktı karşısında bir adam vardı yaklaşık 40 lı yaşlarındaydı.
-- Leo ben bireye gidiyorum uslu dur tamam mı?
Leo bu adamı tanımıyordu, sesini daha önce hiç duymamıştı, acaba o adam Leo'nun kayıp anılarındaki babası mıydı? Leo sadece "olur." diyebildi. Adamı tanımıyordu ama ona güvenmek dışında çaresi yoktu. En azından kim olduğunu hatırlayana kadar.
Odada saat yoktu, adam ne zamandır dışarıdaydı acaba. Diye düşünürken adam geldi. Leo'ya büyük bir gülümsemeyle "Sana donut aldım yemek ister misin?" dedi. Leo hemen donutlara saldırdı taki gözüne bir şey ilişene kadar. Adamın kolunda bir şey vardı, Leo'nun tanıdığı bir şey, Leo'nun bildiği bir şey. Fosforlu mor bir maddeyle çizilmiş bir göz...