Aşk'mıydı bizi heyecanlandıran usulca ve sessizce kalbine aniden girip bir virüs gibi bedeni ele geçirip seni ona bağlayan...Aşka inanmam diyip gülenlerden misin yoksa.
Ama o öyle düşünmüyordu
Aşkın yeni doğan küçük yavrusu gibiydi cemre
Aşka yabancıydı yol yordam bilmez savunmasız bir melek gibiydi başına geleceklerinden haberi yoktu.
Hayatının baharı köyde geçmişti yoksul bir ailenin tek çocuğuydu cemre
evleri kerpiçten yapılmaydı eskiydi biraz kışları zorlu geçiyordu onlar için evlerinde malas soba vardı evi pek ısıtmıyordu ama katlanmak zorundaydılar cemre'nin babası hayvanlar'dan geçimini sağlayarak eve az da olsa ekmek götürebiliyordu.
Cemre köy okulunda okuyordu okula komşu kızından kalan yamalı önlüğüyle dikilmiş ayakkabıları ve fermuarı bozuk çantasıyla okula gidiyordu yoksulluk neydi gayet iyi biliyordu cemre sınıf arkadaşları yeni ayakkabılarıyla her gün yıkanmış tertemiz önlükleriyle desenli çantalarıyla okula geliyorlardı cemre çok çekiniyordu arkadaşların'dan cemre her sabah evden çıkınca derin nefes alarak her şey geçecek diyordu
Geçecek miydi sence.?
Cemre sitem etmiyordu ailesinin imkanı yoktu bunun farkındaydı onu bu yaşantı olgunlaştırmıştı
Okula harçlık götüren çocuklar teneffüste tost meyve suyu bisküvi kek yerken cemre annesinin çantasına koyduğu akşamdan kalan haşlanmış patatesi yiyordu zor geliyordu ona ama katlanıyordu güçlü bir kızdı cemre sürekli dalga geçiyorlardı ama o aldırış etmiyordu