İyi okumalar...
Düşerken avuçlarıma batan cam kırıklarının açtığı yarıkların üzerine damlayarak geçtiği yeri hafiften yakan gözyaşlarımı elimin tersiyle hafiften kurularken çöktüğüm ağacın dibinden kalkıp üzerimdeki gelinliğin eteklerini tutarak anayola doğru koşmaya başladım. Attığım her adımda çıplak ayaklarıma batan dal parçaları daha çok gözyaşı dökmeme sebep olsa da hayatımın geri kalanı attığım bu adımlara bağlıydı.
Koşarak asfalt zemine çıktıktan sonra geçen tek tük arabaya el sallayıp yardım istemeye başladım. Ama lanet olsun ki hiçbir araba durmuyordu. Takatim tükenmek üzereyken siyah bir otomobil kenara çekip durdu. Hızlı adımlarla gelinliğimi tutarak otomobile koştum.
Şoför koltuğundan inen adam endişeli gözlerle bana bakarken bağırmaktan çatallanmış sesimle konuştum. "Lütfen yardım edin! Çok zor kaçtım. Ne olur o adam beni bulmadan yardım ed-"
Sonlara doğru bilincimi yitirmeye başlarken cümlemi tamamlayamadan karanlık korkutucu kollarına beni çekmişti.
Herkese merhaba. Yeni bir kurguyla karşınızdayım. Umarım girişimizi beğenmişsinizdir. :)
Şu an yazdığım kitap final yaptıktan sonra bu kitabı yazmaya devam edeceğim. Diğer kitabıma da şans vermenizi isterim :)
Tekrar aynı satırlarda buluşuncaya kadar kendinize iyi bakın. :)
-Yazarınız Mel.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Sen Rengi
Teen Fiction*Argo ve küfür içerir.* Bir kadın tanıdım, elleri çiçekler açmayı hak ederken yaralarla bezenmiş... Bir kadın tanıdım, kalbi dizlerinden daha yaralı... Bir adam gördüm, gölgesi gece kadar geniş... Bir adam gördüm, kalbi çiçeklerden daha naif... ****...