HEY, 250 GÖRÜLMEYİ GEÇMİŞ BULUNMAKTAYIZ.TEŞEKKÜRLER SİZİ SEVİYORUM..
VE SON OLARAK DA İLK BÖLÜMDEKİ YORUMLARI GERİ İSTİYORUM..
****"İdimi di iğrinmişsin biriz yinliş ilsi di. İğirsiz diğil İğir. "
Demem ile birlikte esmer uğursuzun üzerine atlayan bir Serdar gördüm. Berk'in de atlaması ile aradan çekildim. Gözleri beni bulduğunda gülümsedi, kaşından kan aktı ve tshirt üne damladı.
Ben durdurmak için ileri adım atarken çoktan Buğra beni kendine çekmişti. Korku dolu gözlerle ona baktığımı görünce az sonra öleceğim gibi sıkı sıkı sarıldı.
Daha iki gün önce özgürlüğümü kazanmama rağmen yine kendimi boğulmuş gibi hissediyorum. Olmayacak, bu böyle olmayacak. Sesleri duymamam için kulaklarımı elleriyle kapatan Buğra'ya aldırmadan çıktım kolları arasından. Elimin tersiyle lanet gözyaşını sildim. "Bırakın, hadi." diye mırıldandım.
Aldığım cevap yumruk seslerinden başla birşey değildi. Yine birşeyler söylemeye kalkıştım fakat yine başarısızlık.
Ellerimi sıkıp gözlerimi kapatarak bütün gücümle bağırdığımda hepsi hatta bütün plaj bana baktı. Gözlerinden alev çıkan arkadaşlarım bana bakıyorlardı.
Serdar öne çıkıp "Ne yani sen şimdi bize bu çocuğu mu savunuyorsun Asya ?" diye alayla sorduğunda gülerek başımı iki yana salladım.
"Anlamıyorsunuz, hiçbiriniz anlamıyorsunuz. " kısık sesle konuşur gibi yaptım ve kendi sessizliğimi bulmak için o yere gittim.
****
Annemin ölümünden sonra her başım sıkıştığı zaman gittiğim yerde gittim. Kordon boyuna. Bu saatte herkes plajda yada evlerinde dinleniyordu. O yüzden burada kimse olmazdı. Kaza yapmadan önce radyoda çalan Cem Adrian şarkısını söylemeye başladım.
"Sessiz bir gece, yorgun adımlarım
Hiç haberi yok gibi, ıslak kaldırımların
Kimse görmüyor mu?
Kimse duymuyor mu?
Durup önünde kalbinin, kimse durdurmuyor mu? "
Sözleri yarım yamalak söylerken, sıkı bir yumruk haline getirdiğim elime bir damla yaş düştü. O an ağladığımı, hatta çok sık ağladığımı farkettim. Halbuki söz vermiştim kendime ağlamayacaktım.
O lanet kaza olmadan önce annemin değerini bilemedim. Şimdi, yavaş yavaş anlıyordum. İnsan işte, değerini kaybedince anlar bazı şeylerin. Çoğu şeyin. Annemi kaybettiğimde ben, hayatımı kaybettim. O gün kalbimi söküp aldılar sanki. Ben daha doya doya sarılamamıştım ki anneme, kokusunu içime çekememiştim. Daha çok dedikodu yapacaktık, bana o şansı tanımadılar, elimden aldılar. Ama ben onların yanına bırakmayacaktım. Beni o hastaneye düşürecek kadar inciten insanların yanına bırakmayacaktım.
Elimin tersi ile gözyaşlarımı sildim, arkamdan ayak sesleri duyunca döndüm. Siyahların içindeki Arda..
''Herkes gider mi?
Herkes gider mi? '' diye sarsılayak ağlamaya başladığımda yanıma koşarak geldi ve kollarıyla sardı beni.
''Shh, geçti. Ben buradayım Asya. Söz gitmeyeceğim, hep yanında olacağım.''
''Söyle bana küçük adam, her şey biter mi?
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, herkes gider mi? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki Yıldızlar
Chick-LitBuğra, Asya, Can, Berk, Serkan, Pelin, Selin. Onlar küçüklükten beri beraber adım atan insanlardı. Birinin canı yansa diğerinin acıları dinmezdi. Zor günler atlatmaya çalışan bir Asya, onun yanında olan dostları. Asya için dostları gökyüzündeki yı...