BÖLÜM 9:

143 10 5
                                    

"Bu gece, burada kal." 

Cümleyi kafamın içinde on beş defa tekrarlamış, on yedi defa altında ne imalar yatabileceğini sorgulamış ve en sonunda ağzımı açabildiğimde ona verebildiğim tek cevap "Ne?" olmuştu.

Doruk sanki söylediği günlük bir konuşmaymışcasına rahat bir tavırla "Bu gece kalmanı istiyorum, benim için bir şey yapacaktın. İstediğim bu." dediğinde, telefonumu tamir etmesine karşılık benden bir şey isteyeceği düşüncesi su yüzüne çıkmıştı. Kaşlarım hafifçe çatılırken ağzımı açtım, bir şeyler söylemeliydim. Küfredip saçmalamamasını söylemeliydim, böyle bir şeyin asla olmayacağını söylemeliydim. "Bu kadar korkuyorsun yani benden?" Söylediği cümleler bakışlarımı ona dikmemi sağlarken, gün yüzüne çıkmayı bekleyen bir gülümsemenin dudaklarında olduğunu görmüştüm.

"Sen delisin!" derken arkamdaki cam kaplı duvardan arabanın yanında bir şeyler konuşan İlayda ve Erdem'e kısa bir bakış atmıştım. "Böyle bir şeyi neden yapayım, sana söz bile vermedim ben." Başımı iki yana sallayıp yanından geçmek için yeltenince bir an beni kolumdan tutup karşısına çekince gözlerim iri iri açılmış bir şekilde yüzüne baktım.

"Benden korktuğunu itiraf et, o zaman gitmene izin vereyim." Kolumu ellerinden kurtarırken bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki konuşmaya devam etti. "Benden değil biliyorum, benim yanımda olmaktan."

Yüzüme ifadesizlik maskemi geçirirken olabildiğince sakin görünmeye çalışıyordum ama bu pek mümkün olmuyordu. Erdem, onunla savaşabilmemin bile görülmemiş bir şey olduğunu düşünüyordu. Ona yardım edebileceğimi düşünüyordu, o yaralıydı. Gerçekten onu ben mi onaracaktım?

"Senden korkmuyorum, gerizekalı!" dedim, bir elimle önüme gelen bir kaç tutamı geri iterken. "Sadece sana neden bir şeyler ispatlamak zorunda olduğumu anlamıyorum."

Omuz silkip koltuğa geri çöktükten sonra yüzüme bakmadan "Artık hem ufaklık, hem de gerçek bir korkaksın." dedi. Benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu, nerede ne söyleyeceğini o kadar iyi biliyordu ki. Dişlerimi birbirine bastırırken bunu yaptığıma inanamayarak dışarı ilerlemeye başladım. Erdem ve İlayda'nın yanına vardığımda yüzümdeki ifadeden sinirlerimin bozuk olduğunu anlamış gibi konuşmayı kestiler.

"Hiç bir şey sormayın sadece," Derin bir nefes alıp yüzlerine baktım. "Bu gece burada kalıyorum." İlayda gözlerini kocaman açmış yüzüme bakarken Erdem'in daha az şaşırdığını görmüştüm. Hatta gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi.

İlayda'nın "Ne demek burada kalıyorum? Yani sen ve o." derken yüzündeki imalı bakış sinirlerimi bozmuştu. Gözlerimi devirdikten sonra devam ettim.

"Bir iddiaya gibi bir şeye girmiştik yani, Doruk girmişti. Ben de şimdi burada kalmalıyım evet, soru sormayın." Hızlı bir şekilde geçiştirirken anlamlı cümleler kurmuş olmayı dileyerek ikisine de hızlı bir şekilde sarıldım. "Büyükanneme sende kalacağımı söyleyeceğim."

ROMEOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin