Tanıtım*

66 6 6
                                    

Giriş

ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDA Kİ KÖPRÜ.

Kimdim? Bu soruyu yanıtlamak gün geçtikçe daha zor oluyor benim için. Kim olduğumu artık bilmek bile istemiyorum. Hayatım boyunca nefes alabilmek için bedeller ödedim, bu bedeller benim için hem çok ağır, hem de başarmak istediğim bir amaç haline geldi.

Mutluluk benim için bir çoçuğun gülümsemesi kadar kolaydı, küçük şeyler bile beni mutlu edebilir di.. mesela yağmur sonrası toprak kokusu, bayılırdım yanında da sıcak bir kahve olursa o an dünyada ki en mutlu insan haline gelirdim yada ilkbaharın gelmesiyle kiraz ağaçların açmaya başladığı zamanı seyretmek.. muhteşem değil mi ? ben tek başıma bile kalsam mutlu olmayı kendime not ederdim. Neden mi? çünkü dünya ya bir kez geliyoruz ve mutlu olmayı hak ediyoruz. Ben hayatım boyunca böyle düşündüm ve böyle yaşadım. Her insan mutlu olmayı hak ederdi benim için.

Elimden ne gelirse gelsin kendim için mutlu olmayı istedim. Mutlu oldum mu? Mutlu muyum? Cevaplarını bildiğim ama yüzleşmek istemediğim tonlarca soru var aklımda ve bu sorunun cevabı ise en kolayıdı. Ama ben bunu bile cevaplamaktan kaçındım.

Hâla bir bedel ödemem mi gerekiyor. Ben bunlara nerden bulaştım.
Ben... ben miyim artık?

Ruhum temizdi.. kalbim temiz di tamam kabul ediyorum aklım saf değildi çünkü fazla saflık benim için aptallıktan ibaretti ama hiç bir zaman adi ve başkasına kötülük edecek biri olmadım. Olamazdım. Vicdanım vardı bir kere, şimdi ise vicdansız olanların yanındaydım. Ve düşündükleri şeyler benim için vahşet olmalıydı bir zamanlar... Ama öyle hissetmiyorum normal geliyor konuştukları şeyler, yaptıkları şeyler.

Onlardan biri mi oldum? onlar gibi mi düşünmeye başladım bilmiyorum ama artık ne yapacaklarını önceden kavraya biliyordum ve elimden birşey gelmediği için sadece gözlerimi yumuyordu görmezden geliyordum.

Ben kimim ? kimin kızıydım? kimin evladıyım? Kimin bedelini ödüyordum? Ben cevapları bilmezken ödediğim bedel saçmalık değil miydi!

Ne zaman bu hale geldim .. bilmiyorum ama bildiğim tek birşey vardı beni bu hale getirenler... Onlarda bedel ödemeli.. Ve o çok daha fazla bedel ödemeli.

Yatakta uzanmış tavanı seyrediyor ve olanları düşünüyordum düşündükçe deliriyorum yanımda kim vardı yada birileri var mı? Ayırt etmek benim için güçtü şuan. Bana ne veriyorlarsa damarlarımdan yavaş yavaş süzülüyordu ve iki saatte bir kolumdakini çıkartıp yeni serum takıyorlar dı. Odada yalnızca bir Dijital saat vardı birde yatak. Lambada eşyadan sayılır mıydı acaba aklım sürekli dağılıp duruyordu ve düşündüğüm şeyler sabit değildi. Serumu kullanmamam gerekiyor bunun farkındaydım ama bir şey yapamıyor dum elimden bir şey gelmiyordu. Elim kolum bağlı değil di ama bana verdikleri şey tüm gücümü almıştı benden.
Elimi kaldıramayacak kadar halsiz ve bitkindim gözlerim yavaş yavaş kapanıp kararıyordu hoş zaten serumu takan kişi kapıdan çıktığında karanlık olacaktı. Aklımda ki düşündüklerim anlık olarak değişip duruyor du o kadar çabuk değişiyordu ki odaklanamıyordum. Sadece "buradan çıkmalıyım" sürekli tekrar ettiğim cümleydi ama ne yapmam gerek bilmiyorum .. aklımda ki diğer ses ise haykırıyordu bana ''Kimse beni kurtarmaya gelmedi.'' diye o sesi susturmam gerekiyordu çünkü odaklana madığım için aklımı bulanıklaştırıyordu ve yetmeyip sorguluyordu bu sorgu ise her bir soruda cevapsız kalıyor du bende.

İçimde sanki bir sürü kişi vardı. Ama ben sadece birine derdimi anlatıp biriden yardım almalıydım. Aksi taktirde karışıp karman çorman oluyordum. Bana verdikleri şey çok ağır olmalıydı diye düşünüyordum uyuşturucuydu ama ne tür olduğunu ayrt edemiyordum etkilerini yaşamak dayanılmaz işkenceydi bir anda kahkaha atıyordum. Diğerer yandan dijital saatteki yanıp sönen kırmızı ışığı sayıyor ama 10 saniye sonrasında karıştırdığım için başa dönüyordum. Ne zaman bitecekti ki eziyet diye düşündüğüm an hıçkırarak ağlıyordum yada "Öldürün.. öldürün beni."diye bağırıyordum. Acaba bu eziyet sırasında mı ölecektim yada öldürecekler miydi beni.

Buralara nasıl mı geldim, kim miydim, geriye gitmem gerekiyordu düşünmek için. Ama merak etmeyin çok geriye değil sadece 2 yıl önce geriye hatta her şeyin başladığı cuma gününe, o gün ben ve o karşılaşmasaydık onu görmeseydim belki de bunların hiç birini yaşamayacaktım yada teklif ettiğinde kabul etmeyip kaçsaydım.. Olmayacaktı bunca şey. Bir nevi kendi hayatımın çıkmaz sokağına,bilinmez cehennem çukuruna ilk adımı ben attım. Geriye kaçmak istesemde yanıp kül oluyorum.

GİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin