3

374 43 10
                                    

"Evet Yun uçaktayız, birazdan kalkar."

"Çok heyecanlıyım Hayel, saatler kaldı resmen. Birlikte yapmak istediğimiz herşeyi yapabileceğiz artık.

"Bende çok heyecanlıyım Yun. Sadece 12 saat sonra birlikteyiz."

"Benden kurtuluşun olmayacak biliyorsun değil mi?"

"Aynısı senin içinde geçerli. Ah, duyuyor musun? Kapatmam lazım, anons verdiler."

"Tamam canım görüşürüz.

"Görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra hemen uçak moduna aldım. Uyuyan oğlumun üstünü örttüm. Yatma saati çoktan geçtiği için uçağa biner binmez uyumuştu.

...

Yapmadığım şey kalmamıştı resmen. Kitap okudum, film izledim, müzik dinledim ama vakit bir türlü geçmiyordu. Heyecandan dolayı uykumda yoktu ama oraya varınca yorgun olacaktım bu yüzden gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

...

İniş yapacağımıza dair anons geldiğinde heyecanlanmıştım. Yun Hee'ler çoktan gelmişlerdir.

Nihayet indiğimizde Kore'nin havasını içime çektim. Gerçektende farklıydı. Emir'e baktım biraz gergin olduğunu gördüğümde karşısında eğildim.

"Anne'cim özel cümlemizi hatırlıyor musun?

Sorduğumda başıyla bebi onaylayarak küçücük dudaklarını araladı.

"Her şey çok güzel olacak."

"Aynen canım, 'her şey çok güzel olacak' endişelenme ben her zaman yanındayım birtanem."

"Bende senin anne'cim. Hadi bir an önce gidelim teyzemleri görmek istiyorum artık."
Söylediğin gülerek başımı sallayıp ayağa kalkarak elinden tuttum.

"Hadi canım gidelim."

.....

Bavulları beklerken Emir sürekli etrafta Yun'ları arıyordu. Bavulları aldığım sırada Emir elimi tutarak heyecanla konuştu.

"Oradalar!"

İçimde büyüyen heyecanla hemen işaret ettiği tarafa baktım. Gerçekten de onlardı. Seo, Sang ve Yun. Gözlerim dolmuşdu. Onlarda çıkış kapısının önünde bizi arıyorlardı.

"Yun Hee teyze..."

Emir bağırarak Yun'u çağırdığında üçü de hemen bize döndü. Üçününde yüzünde oluşan büyük gülümsemenin aynısı bizde de vardı. Biraz daha yaklaştığımızda Yun'la göz-göze geldik onunda aynı benim gibi gözyaşları durmuyordu.

Emir, koşarak eğilmiş ve kolları açık olan Seo'ya doğru koştuğunda Yun'da bana doğru koşmaya başladı.Bende ellerimdeki herşeyi bırakarak koşmaya başladım.

Birbirimize öyle sıkıca sarılıyorduk ki. Ayrıldığımızda Yun yüzümü elleri arasına almış gözyaşlarımı silerken gülümseyip...

"Hoşgeldin kardeşim." dedi.

Gülümseyip bende onun gözyaşlarını sildiğimde başımı sallamakla yetindim. Sonra Seo ve Sang'a dönüp onlarla da sarıldık. Resmen koca adamlar ağlıyordu.

"Sonunda prenses. Artık bizden kurtuluşun yok."

Sang-Min konuştuğun hala akan yaşlarımı silerek gülümsedim.

"Hoşgeldin güzelim."

Diyerek Seo elini omuzuma atarak sıvazladı.

"Bundan sonra sizin benden kurtuluşunuz yok."

A New Begining ~Kim Namjoon~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin