Kafana göre dön dünya ne sen umurumdasın ne de senin gibi dönenler.
0.1 Bölüm
Hayat bazen yorar insanı hatta bazen öyle bir yorar ki hayattan, yaşamaktan vazgeçeriz kimseyi düşünmeden bunu yapabiliriz, yapabilirsin, yapabilirim ama bazen hayatta kalması için uğruna canımızı feda edeceğimiz biri olur işte o kişi için hayatın kahrını ölene kadar çekeriz. Evet düşersin, kaldıracak kimsende olmaz ama sen bilirsin ki ayağa kalmak için sevdiğimiz kişinin bir gülümsemesi yeter. Ben o gülümseme olmasa bile ayağa kalktım. Kalmak zorundaydım belkide değildim ama kalktım bir şekilde. Dokunsan ağlayacak konuma geldiğimde bile güldüm ben içimdeki fırtınaya rağmen dimdik durdum ama karşılığı hiç olmadı. Bir bebeğin annesinin sütünden zorla ayrılması gibi bende ailemde kopmuştum. Neydi bu nefret bilmiyorum? Neden beni sevmediklerini hiç anlamadım? Neden benden gülüşlerimi çaldınız anne? Ned- ya da neyse neden, neden diyipte ne sizi ne de kendimi sıkacağım ama bilki anne şu an çok kötüyüm ellerim titriyor, nefes alamıyorum zaman akıp gittikçe ölüm enseme daha da yaklaşıyor anne. Bul beni lütfen! Ölürken bile sana sığınacak kadar acizim görmüyormusun! Görmüyorsun. Görme öldüğümde ne cenazeme gel ne de mezarıma başın sağ olsun dediklerinde de cevap verme. Yaşarken soldurduğun gülüşlerimi ölünce geri veremezsin.
E-e-ellerim, ellerim sağ karın boşluğumdaki ince ince sızlayan sızladıkça beni deli eden kesiğe giderken gözlerimi sıkıca yumdum. Ellerimi kesiği bastırmak sanki canımın acısını alacakmış gibime geliyordu ancak yanılıyordum. Yaslandığım duvara biraz daha yaslanmak için sırtımı ısıttığım ancak bana buz gibi gelen duvardan çekecekken canımın acısı ile kıpırdamayı kestim artık o ince sızı gitmiş yerine katlanılamaz bir acı gelmişti. Fazla derin bir yaraydı farkındaydın çünkü üzerimdeki beyaz tişörtün sağ kısmı göğsümün hemen altından tişörtün uçlarına kadar kan olmuştu eminimki bu kısım sırtım içinde geçerliydi. Elimi kesiğin üstünden çektim. Titreyen ellerimi yavaşça kendime çevirirken avuç içimin ve parmaklarımın kan olduğunu görmek derin derin sızlanmalı soluklar almama sebep olmuştu. Ölmek hiç bu kadar yakın hissetirmemişti. Bulunduğum yer caddenin hemen arkasında kalan bir sokaktı buradan karşıma bakınca caddenin renkli ışıkları gözüyordu birazda olsa işte bu renkli ışıklar rahatlatıyordu beni sanki her an biri gelecekmiş gibi hissettiriyordu. Eminimki birileri geçerdi buradan ama işte gecenin iki buçunda hangi delinin işi vardı ki sokakta benim gibi.
Dişlerimi sıka sıka oturmak artık sinirlerimi bozmaya başlayınca ve kimsenin gelmeyeceğini anlamanın verdiği deli cesaretiyle kana bulanmış titreyen elimi tekrar kesiğin üstüne bastırdım diğer boşta kalan elimi de soğuk kaldırım zeminine bastırırken minik taşlar avuç içime işliyordu sanki.
Derin derin nefes alırken son kuvvetimle derin bir nefes daha alıp sanki bir önceki aldığım nefesler ciğerime ulaşmamış gibi kendimi rahatlamış hissederken geriye kalan son kuvvetimide kendimi yerden kaldırmaya harcamıştım bir an için sadece bir an için bayılacakmış gibi hissedip kendimi salacakken tam kendimi yer atıp ölümün sessizce bedenimi esir almasına izin verecekken aklıma gelen isimle hemen toparlanmış sırtımı duvara daha çok yaslayıp bir elimle kesiği tutarken diğer elimlede yerden destek alıp hemen ayağa kalkmıştım sırtımı duvardan çekip tam caddeye doğru yürüyecekken dengemi kaybetmem ile hızla sol elimi ve vücudumun yarısını duvara yaslayıp beklemeye başladım. Kafam kendiliğinden aşağıya doğru kayıp düşerken siyah ve belimin az yukarısına kadar gelen saçlarım önüme düşmüştü. Kafamı zorlukla yukarı kaldırıp bu sefer yıldızlara baktım caddenin parlak ve şah şalı ışıkları yıldızları kapatıyordu. Nefesimin daha çok kesildiğini hissediyorum ve titrediğimi.
Vücudumu ve elimi duvardan çekip tekrar derin bir nefes alıp sol elimi de sağ elimin üzerinde koyup iki büklüm bir şekilde yürümeye başladım. Caddeye en fazla 10 metre uzakta oturuyordum ve fazla zor olmayacağını umuyordum ancak gözlerimin ara ara kendinden geçip beni çağıran uykuya yenik düşmesinden korkuyordum. Hayır, hayır ben burada bu soğuk sokakta ölü olarak bulunmayacaktım direnecktim.
Ellerimi daha sıkıp bastırdım yarama ancak bacaklarım sürekli bir birine dolanıyor yürümeme engel oluyordu sanki herkes ve herşey şu an tam burada ölme mi istiyordu ama istedikleri olmayacaktı dediğim anda gözlerimin kararması ve kendimi gürültülü bir şekilde bir deponun kepengine çarparken buldum yine dengemi kaybetmiştim. Sol elim kepengi bulurken o dalgalı ve soğuk yüzey sanki ayılamamı sağlamıştı uyumamam için işaret işte.
Tekrar elimi yüzümü yaslandığım kepenkten gürültülü bir şekilde çekerken bu sefer kendime gelmiş ve emin ancak biri 'üf' yapsa yıkılacak adımlarla ilerlemeye başladım. Aklıma bir şarkı sözü gelmişti la vie te dira des mensonges ( hayat sana yalanlar söyleyecek) anlamı o kadar güzeldi ki şu an bu söz için bile bu yolu tamamlamak istiyordum çünkü biliyordum 'Hayat bana yalanlar söyleyecek.'
Sonun da acı çeke çeke geldiğim yolun sonundaydım yani hemen hemen caddeden bir buçuk metre uzaklıkyatdım. Kendimi son kez cesaretlendirerek yine yürümeye başladım. Caddeye ulaşmama sadece bir kaç adım kala caddeden geçen arabanın farının ışığının gözüme vurması ile sol kolumu kaldırıp yüzüme siper etmiştim. Kolum ışığın gözüme gelmesine biraz olsun engellesede, yere düşmemi engelleyememişti ve ben artık gerçekten yorulmuştum. Sıklaşan nefesim, soğuk soğuk terleyen alnım ve sırtım artık yerden kalmamam için geçerli sebep olmuştu ha birde durmadan sızlayan, derin ve hala kanayan kesik.
Gözlerim sürekli kapanıyor ve açılıyordu sanki, sanki her şey şu an tam olarak bitmişti, benim için son bulmuştu yaşama sevincim, hayallerim en önemlisi yaşama sebebim. Gözlerimi zar, zor açtıktan sonra gözlerimi renkli ışıklardan dolayı kendi ışıkları belli olmayan yıldızlara diktim ve yine zar, zor bulduğum sesimle fısıldadım gecenin koynuna beni sarmalasın diye.
"Az kaldı meleğim geliyorum yanına."
Sözleri bıçak gibi olsa da güzeldi belkide.
Evet yeni bir hikaye daha umarım devamı gelir umarım beğenirsiniz iyi okumlar dilerim.
Oy ve yorumlarını bekliyorum sevgili Wattpad kullanıcıları. ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Ad (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionKod adı Şeytan. Şeytan Larin derler bu hayatta kendine bile güvenmez o. İnsanların başına ördüğü çorapla meşurdur yani seni susuz yoldan sele götürür dedikleri Larin olsa desek. Kod Adı Tilki. Dolandırıcı Ceyhun derler bu hayatta bi kendini sever gü...