<yarra•1>

182 7 0
                                    

Ağzındaki dumanın hava ile buluşmasına izin verdi Eren. "Burada sigara içmenin güvenli olduğundan eminsin değil mi?" Eren iç çekti. "Megumi, yüzüncü soruşun kanka. Endişelenme bu kadar. Ben her öğle arası burada içiyorum ve bir kere bile yakalanmadım." Kapının hızla açılmasından önce birkaç adım sesi duymuşlardı, lakin çok geçti. "N'apıyorsunuz lan siz burada?" Siktir. Megumi ve Eren anında sigaraları yere atıp ayaklarıyla söndürdüler. Temizlikçiler hep bu sigaralardan şikayet ediyordu gerçi, ama bu kimin umurunda ki? Bunların hepsi onların yüzünden oluyordu. Temizlikçiler birilerinin erkekler tuvaletinde sigara içtiğini müdüre bildirmişlerdi, ve bu yüzden öğretmenler etrafı sürekli kolaçan ediyorlardı. Eren fısıldadı; " Sıçtık desene."

-

-

-

<Eren's Sight>

     Şu an müdürün odasındaydık. Resmen basılmıştık. Megumi'nin öfkeli bakışlarını üstümde hissedebiliyordum fakat aldırış etmedim. Müdür sigara paketini hiç nazik olmayan bir tavırla masasına fırlattı. "Kim açıklayacak?" Megumi bana göz ucuyla bakıp gözlerini tekrardan ayaklarına çevirdi. Benim ise başım dikti. "Ne olmuş bir fırt içtiysek hocam? Biz de insan değil miyiz, siz odanızda tüttürürken bizimde canımız çekiyor." Gözlerimi biyolojici Levi hocaya çevirdim.  "Dalga mı geçiyorsun lan sen?" Dermiş gibi bakıyordu. Sahi bu adam nasıl sinirliyken seksi gözükebiliyordu? Düşündüğüm şeye bak. Bunun beni biraz gerdiğini söylemeden edemeyeceğim, lakin soğukkanlılığımı korudum ve bakışlarımı müdüre diktim. O da biyolojici gibi bakıyordu. Bir şey demeyip beklemeye karar vermişken yanımdan sadece benim duyabileceğim ses aralığındaki kıkırtıyı duydum. Megumi alayla bana kıkırdıyordu. Bunu kesinlikle Kageyama'ya anlatacaktı, ve benimle bir ay boyunca dalga geçeceklerdi. "Şaka mı yapıyorsun?" Dedi çok sevdiğim canım müdürüm. "Hayır hocam neden taşak geçeyim ki?" Ne yapacaktı? Atacak mıydı?

<Megumi's Sight>

   Atılmıştık. Yaşlı moruk bu kadar terbiyesizliğe tahammül edemezmiş. Gerçi bunun için müdürü değil daha çok Eren'i suçluyorum. Müdüre resmen "Taşak geçmiyorum." dedi. Kafamı ona çevirdim. "Hani yakalanmayacaktık lan?" Eren eşyalarını toparlarken bana döndü. "Kanka ben daha önce yakalanmamıştım, sen uğursuzluk getirdin herhalde." Kafasına bir tane yapıştırdım. "Mal mısın amk." Eren benim sinirlenmeme kahkahalarla gülerken karşıdan Iwaizumi ve Oikawa geliyordu. Şu an bir tek Oikawa eksikti zaten. "N'olur beni affet Iwa-chan!" Iwaizumi Oikawa'nın suratına bile bakmıyor, bu tarafa doğru yürümeye devam ediyordu. Başını çevirmeden konuştu: "Bir de aptal gibi seni kantinde bekliyordum. Meğer o kızlarla fotoğraf çekiliyormuşsun!" Oikawa daha çok yalvarmaya başladı. "Ama çok istediler bende kıramadım. Benim erkeğim sensin Iwa-chan! Onlarda gözüm yok!" Eren alayla konuştu: "ERKEĞİM NE LAN?" Daha sonra anırmaya başladı. Tamam kabul ediyorum birazcık komik olabilird- "Neye gülüyo'n lan?" Oikawa sordu  yapay bir öfkeyle. Çoktan yanımıza gelmişlerdi. "Bence de komik. Bana artık öyle seslenme." Oikawa'nın suratı tekrardan yavru köpek yüzüne büründü. "Ama Iwa-cha-" Iwaizumi sözünü böldü. "Tamam sonra konuşuruz." Oikawa aynı suratla usulca başını salladı. "Atıldığınızı duydum?" Dedi Iwa. Oikawa kahkaha atmaya başladı. Hatta o kadar şiddetli gülüyordu ki karnını tutuyordu. "Çok komik piç." Dedi Eren. " Evet! Gerçekten çok komik!" Dedi Oikawa zorla kahkahasının ardından. "Tamam bu kadar yeter." Dedi Iwaizumi. Tekrardan konuştu: " Nasıl becerdiniz peki?" Ve ardından o da gülmeye başladı. "Of sende mi?" Dedim iç çekerek. "Eren müdüre küfür etti." Sessizlik. Aynı anda konuştular "nE?" Eren müdüre "Hayır hocam neden taşak geçeyim ki?" Dediğinde ki iç sesim de aynen böyle demişti. Eren saçlarını arkasında toplarken çıkıştı: "Hak etti?" Ciddi mi lan bu. " Adam sadece 'Şaka mı yapıyorsun?' dedi." Eren sinirle tekrardan çıkıştı: " Banane kimse beni hafife alamaz." Biz atışırken Iwa ve Oikawa sadece garip bakışlarla bize bakıyordu. "Amaan neyse Kageyama'nın babasından isteriz, müdürle konuşur. Böylece atılmayız." Dedim. En yakın arkadaşımın babasının tanınan bir iş adamı olması çok işime geliyordu. "Saçmalama. Adamdan sürekli bunu istiyorsun. Ya reddederse?" Dedi Eren sinirle. "O beni öz oğlu olarak görüyor bir kere." Yanımda hissettiğim boşlukla sağ tarafıma döndüm. Iwaizumi ve Oikawa çoktan gitmişlerdi. Eh, atışmamıza dayanamadılar herhalde. "Her neyse, ben lavaboya gidiyorum." Eren pffladı. "Sigara felan içmeyeceksin değil mi?" Dedi alayla. Aynı tonda cevap verdim. "hAyıR." Ve sınıfın kapısına yöneldim. Sınıftan çıkarken aynı anda telefonumu cebimden çıkarıp Kageyama ile olan mesajlaşmalarımıza girdim.

                                    dalyaraq

kan EmiCi: Pist baksana (15.16)
kan EmiCi: Baksana amk (15.17)

                                                    dalyaraq: ne var ne

kan EmiCi: okuldan atildik

                                                        dalyaraq: napim

Kageyama'yı sikeceğim ama ne zaman bilmiyorum.

<Levi's Sight>

"Yachi?" Dedim eve girdiğim an. "Efendim abi?" Anahtarları kapıdan çıkarmaya çalışırken söylendim: "İnsan karşılamaya gelir." Cevap gelmedi. "Yachi?" Pek yavaş olmayan adımlarla odasına yürümeye başladım. O sırada bir ses duydum: "Çabuk, Oraya saklan!" Yakaladım. Kapıyı bir hışımla açıp gözlerimi saniyelik odada gezdirdim. Kimse yoktu? "Kimdi o?" Yachi tedirgin gülüşünü yerleştirdi suratına. "N-ne demeye çalışıyorsun abi? Burada kimse yoktu." İç çektim. "Nobara burada değil mi?" Yachi tekrardan tedirgince cevap verdi: "H-hayır! Ne saçmalıyorsun?" Kekeliyordu. Bir kaç adım ötemdeki perdeye doğru ilerledim ve tek hareketimle perdeyi boydan boya indirdim. Burada da yok. Bu sefer ki hedefim dolaptı. Dolaba doğru ilerleyip dolap kulplarını iki elimle tuttum. İçeriden küçük bir tıkırtı duydum. İşte burada. Dolabın kapağını açtığım gibi karşımdaki turuncu saçlı kız yere yığıldı. Ayağa kalkıp başını ovmaya başladı: " Öf! biraz dikkatli olsana be!" Nobara'yı hiç sevmezdim. Eve girmesini de istemezdim, ve tabii ki onu eve almaması için Yachi'ye çokça tembih etmiştim. Ama ne yaparsınız ki? Genç aşıklar işte. Benim yaşımda hiç böyle şeyler yapmazdık. "Tch." Yachi koluma tutundu: "Sen nereden çıktın?" Yachi'ye hiç inandırıcı olmadığını kanıtlamak için poker face bakışlarımdan attım. Her zaman ki gibi hemen geri çekildi. Nobara Yachi'ye doğru ilerleyip tek kolunu omzuna atarak ona sarıldı? Nobara'ya öldürücü bakışlarımı yollarken o da bana aynı şekilde en caydırıcı bakışlarını yolluyordu. "Yachi, daha kaç kere onun eve girmesinin yasak olduğunu söyledim hm?" Yachi mahcup bir şekilde: "Biliyorum,ama engel olamıyorum.Onu dışarıda bırakmayı hiç sevmiyorum." Yandan bir kahkaha yükseldi "Ahahah! İşte benim tatlı Yachi'm! Bizim ilişkimize sen bile engel olamazsın!" Dedi ve bana dil çıkardı. Bıktım usandım şu kızdan. "Pekala, ama arada gelip kontrol edeceğim ona göre." Yachi'nin gözündeki mutluluk pırıltılarına bizzat şahit olmuştum. Nobara'ya sadece ve sadece Yachi için katlanıyordum. Onun üzülmesini hiç sevmiyordum. Odalarının kapısını kapattıktan sonra kendi odama doğru adımladım. Sahi, bugün önemli sayılabilecek bir olay olmuştu. Eren'i ve arkadaşını sigara içerken yakaladıktan sonra müdürün odasına göndermiştim, ve haklarında atılma kararı çıkmıştı. Fakat nedenini bilmediğim bir şekilde sadece Eren'in ismini hatırlıyordum. İsmi de kendisi gibi güzeldi. Bir dakika, ne? Kafamdan neden böyle bir şey geçti bilmiyorum, ama geçmemiş varsayacağım. Ayrıca tekrardan nedenini bilmediğim bir şekilde Eren'in atılmasını istemiyordum. Çünkü o geleceği güzel olabilecek bir öğrenciydi. Evet, bu yüzden atılmasını istemiyordum. Üstümü değiştirdikten sonra yatağıma uzandım. Bu gerçekten yorucu bir gündü. Uykuya dalmaya yakın kafamdaki tek düşünce ; Eren'in müdürün odasında neden bana büyülenmiş bir şekilde baktığıydı.
-
-
-
-
Evet bu birinci bölümdü, kitap kaç bölüm olacak hiç bir fikrim yok.

•YARRA• | b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin