George'un yaşadığı evi satın almasının nedeni, genç olduğu için daha yeni, mobilyalı bir ev için parasının yetmemesiydi.
Yeniden boyanmamış ve temizlenmemiş olması, en son evde yaşayanların Dream veya onun ailesinden herhangi birinin olduğunu gösteriyordu. Mobilyalar, eski bir kanepe dışında, tavan arasında bir miktar hurda ve tabii ki, elinde tuttuğu ve arama beklediği eski telefondu.
Dream duvara yaslanarak çökerken saçlarını karıştırdı. Sarhoştu.
Normalde içmezdi, ama bu gece bir ayrıcalıktı. Bir elinde içkiyi diğer elinde ise telefonu tutarken, bu haliyle George'u arayıp konuşmak ile George'u aramayıp onu bu geceliğine yanlız bırakmak arasında düşündü.
Az önce Sapnap evindeydi, onu rahatlatmak için elinden geleni yapıyordu. Dream Sapnap gitmeden önce onu endişelendirmemek için yüzüne cesur bir ifade takındı, ancak Sapnap gider gitmez çöktü.
Alkol onun için hiç bir zaman problem olmamıştı, doğrusunus söylemek gerekirse alkolle problemi olan babasıydı. Onun yolundan gitmeyeceğine dair söz vermişti ama işte buradaydı, elinde şişe akli dengesi yerinde değilken duvara yaslanmış oturuyordu. Kimle konuşmak istediğini ve konuşması gerektiğini biliyordu, ama korkuyordu.
Gelecekten biriyle konuşmak herkeste aynı endişeyi yaratırdı. Ama George'la konuştuğu zaman bütün bu olayın saçmalığını unutuvermek kolay oluyordu. Sanki daha önce hiç sorulmamış gibi cevap vermesini seviyordu. Genel olarak sesini seviyordu.
Sonrasında şişeyi kırılacak şekikde duvarın yakınındaki çekmeceye koyarken, duvara ve yere şişenin içinde kalan son damlalar döküldü. Elinde tek telefon kalmışken numarayı çevirmeye başladı.
George yere otururken, iç çekip cep telefonunu yere bırakmadan önce Twitter'daki haberlere ve yeni trendlere bakıyordu. Sonra gözleri duvardaki tanıdık olmayan lekeye çarptı. Koyu ve kesinlikle çiçekli duvarkağıdına uymayan bir lekeydi.
Kesinlikle Dream yüzünden olmuştu. Aklına ilk gelen kan fikri onu korkutmuştu. Dream'e iyi olup olmadığını sormayı çok istiyordu ama şimdiye kadar aramaları hiç işe yaramamıştı. Ancak Dream onu arayabilirdi.
Tam zamanında telefon çalmıştı ve George anında yanıt vermişti.
"Dream, iyi misin!" Endişeli bir şekilde sormuştu.
"İyiyim, neden soruyorsun?" Dream'in kelimeleri biras ağzında bulanmıştı ama hala o kendine güvenen konulma tarzı yerindeydi. George elini duvarda gezdirdi.
"Duvar lekelendi. Sana bir şey okduğunu sandım"
Dream masanın oradaki yerde olan cam parçalarının yere dağıldığını görünce anladı,
"İçiçeğimi döktüm. "
"Duvarlara mı?" diye sordu George.
"Bazen sakar olabilirim" sessiz bir şekilde güldü,"Ah bazen gerçekten çok sakar olabilirim." daha yüksek sesle güldü.
"Dream," George bir kaşını kaldırdı. "Sarhoş musun? İçicekte alkol mü vardı?"
Dream teslim olurcasına iç çekti. "Evet."
"Ama bana içmediğini söylemiştin. "
"İçmiyorum"Dream dürüstçe cevap verdi. "Bu sadece-"
"Sadece ne?" George ayaklarını uzatıp cevap için bekledi.
"Sadece kötü bir gün geçirdim." Dream yenilmiş gibi konuşuyordu, " Kötü günleri atlatmak için daha iyi yollarım var ama babamın yaptığı gibi içkiyle onu atlatmanın nasıl bir his olduğunu görmek istedim. İşi yarar mı merak ettim."
George Dream'in daha önce hiç babası hakkında konuştuğunu duymamıştı. Annesi ve kardeşleri hakkında konuşmuşlardı, ama babası hakkında konuşmayı reddedişinden onu hiç sormamıştı.
" Belki iyi geliyordur" dedi George,"ama kendine geldiğinde o kötü gün gene aklına gelicektir. Ama en önemlisi seni kendinden geçiriyor. Hiç içmedim bu yüzden bu konuda deneyimlerimle konuşamam, içmene karşı değilim ama ya problemlerini çözmezse."
"Biliyorum" dedi Dream, gerçektende biliyordu.
Babası dolaptan bir şişe daha aldığında, ailesinde kalan kalıcı etkiyi biliyordu.
"Bu dikiş gereken bir yaraya bandaj koymak gibi bir şey." George gerçeklikliği yüzüne vurmuştu.
"Uzun süre çözücek güzel yollar var"
"Mesela?"
"Biri ile konuşabilirsin. Sapnap diye bir arkadaşın oldupunu söylemiştin. Bir günlük yazabilirsin, her şeyi dökebilirsin ya da biri ile konu-"
"Senle."
George nefesini dışa verdi,"Benle."
"Üzgünüm şuan bu konu hakkında konuşmak için hazır olduğumu sanmıyorum, ama sana sahip olduğumu biliyorum ve bu beni rahatlatıyor." Dream bu kadarını söylemek istememişti fakat bunu söylemeye engel olamayacak kadar sarhoştu.
"Biraz dinlenmelisin Dream." George rahatlatıcı bir biçimde söylemişti.
"George.." fısıldadı Dream.
"Efendim Dream."
"Ben-" Dream konuşmaya başladı ama içi çekti, söylemek istediği dürtüsel herhangi bir şeyle savaşacak kadar ayıktı.
"Sen..?"
"Ben- dinlensem iyi olur. Haklısın sanırım." Dream kendini kurtardı.
"İyi geceler, yaşlı adam." George kıkırdadı.
"İyi geceler, yanlış numara." Dream telefonun o kadar dibinden fısıldamıştıki George nefesini kulağında hissettiğine yemin edebilirdi. Telefonu koymadan önce biraz bekledi.
////// \\\\\\
Herkese merhabalar,
Normalde bölümü dün atıcaktım ama bir kaç olaydan dolayı bugüne kaldı umarım beğenmişsinizdir.Yayın Tarihi: 20/05/2021
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Flowers From 1970~
Romance"1970'ten Çiçekler Genç ve yalnız George Davidson eski bir telefonu kullanarak 50 yıl önce yaşayan bir çocuk ile konuşabileceğini fark ediyor." Bu kitap bana ait değildir sadece çeviri bana aittir. Eğer asıl yazar kaldırmamı isterse kaldırırım. Ası...