3.

1K 49 2
                                    

Çağan'dan:
Ayla ile konuşmamızın üzerinden 2 saat geçmişti. Yemeğimizi yeyip biraz sohbet ettikten sonra diğer erkeklerde gelmişti. Bizde evde oturmaktan çok sıkıldık Tuanada Aylanın evine gidip ona sürpriz yapalım deyince bizde onu onayladık ve evden çıktık.
Şu anda Ayla nın evinin önündeyiz. Tuana kapıyı çaldı ve açılmasını beklemeye başladık. Çapı açıldı ve kapının arkasında benim boylarımda bir erkek belirdi. Anladığım kadarıyla bu, Tuananın kuzeni olan - yani Aylanın abisi - Ali idi. Tuana onu görür görmez hemen boynuna atladı. Bunu gören Ali şaşkınlığını üzerinden atıp "Vaay. Küçük hanım beni özlemiş ha. Şu anda çok duygulandım. Hayır! Hayır! Ağlamayacağım!" Dediğinde Tuana omzuna bir yumruk geçirdi ve "Lan 2 sene oldu! Bir insan hiç mi değişmez 2 senede!" Dediğinde Ali güldü ve diğer taraftan bir ses geldi "İnsan değişir ama Ali değişemez" gelen sesin olduğu tarafa baktık hepimiz ve Tuana gidip onunda boynuna atladı. "Ayla'm, ikinizide çok özlemişim." Dedi mutlulukla. Sonra Ali bize baktı ve konuşmaya başladı "Kapıda kaldınız kardeşim. Geçin içeriye" dedi ve eliyle içeriyi işaret etti. Bizde içeri girdik. Ayla bana dönüp "Eee Çağan efendi. Telefonda tanıyamamak kolay sen gelde şimdi tanıma" dediğinde Tuana ve Ali kahkaha attılar. Diğerleri anlamamış olcaklar ki"Ne telefonu!? Ne tanımaması!?" Diye soru sordu Leya. Tek kaşını kaldırarak bize bakıyordu. Sonrada Ayla olayı anlattı (yoo ne alaka hiç üşenmedim xkdkkdkd) diğerleri resmen kahkahalar içinde boğuluyordu.
5 dakika sonra her kesin gülmesi dinmiş ve koltuklara oturmuştuk. Ben köşeli koltuğun en kunarına oturmuştum. Tuanada gelip yanıma oturmuştu. Onun yanına Ayla, onun yanına yani köşe kısmınada Ali oturmuştu. Alinin yanınada sırasıyla Yağız, Leya ve Ülkü oturmuşlardı. Esat ve Defnede tekli koltuklarda oturmuştu. Denizde masanın yanında bir sandalye çekip oturmuştu. Sonrasında Ali bir bana, birde Tuanaya baktı. Soru sorarcasına tek kaşını kaldırdı. Bende "Hayır" anlamında başımı 2 yana salladım. Oda derin bir of çekti. Ali beni tanıdığından beridir resmen Tuanayla bizi shipliyordu. En sonunda Ayla merak etmiş olacak ki dayanamayıp bir soru sordu. Bu soruyu her kesin cevaplamasını istiyordu. "Eeee siz eskisi gibisiniz. Yok mu hiç birinizde sevgili falan?" Diye sordu. Hepimiz bir birimize baktık sonrada her kes "Hayır" anlamında cevapladı soruyu. Kimisi hayır dedi, kimisi kafa salladı. Kimisi ise yok dedi.
Ama garip bir şey vardı. Ben ve Tuana cevaplamamıştık. Ben ona aşıktım. O yüzden cevaplamamıştım. Peki ya o? Ya başka birini seviyorsa? Ya gerçektende aşık olduğu biri varsa? En sonunda tüm gözler bizim ikimize dönmüştü. O an cevapladım ve "Ben birine aşık oldum" dedim ne zaman tuttuğumu anlamadığım, nefesimi vererek. Her kes bana şaşkınlıkla bakıyordu. 2 kişi hariç. Çünkü burada gerçeği bilen tek kişi onlardı. Ama Tuana hâlâ cevaplamamıştı. Dalıp gitmişti. Ne düşünüyordu acaba? Her kes benim cevabımdan sonra üzerindeki şaşkınlığı attı ve tüm gözler Tuanaya döndü. Tuanada nefesini verdi. Ve derin bir nefes aldı. Sonrada konuşnaya başladı. "Emin değilim" dedi mırıldanarak. Kafasının karışık olduğu sesine bile yansımıştı. Galiba haklıydım. Tuana birisine aşık olmuştu. Ah tanrım(!), ben neden bu kadar şanssızdım ki!? Sonra Ayla ona destek verircesine sırtını sıvazlamaya başlamıştı. Kızlara döndü. Ve soru sorarcasına onlara baktı. Onlarda şaşırmışlardı. Belliki kimse bilmiyordu. Sonra Ali lafa atladı ve "Tuana'cığım. Neden kafan bu kadar karışık? Bir şey mi oldu?" Diye sordu. Endişelendiği yüzünden okunuyordu. Tuana Aliye baktı ve konuşmaya başladı. "Bilmiyorum Ali. Ne hissettiğimi, neden böyle olduğumu, neden kafamın karışık olduğunu bilmiyorum? " dedi. Sonra Ali ayaklandı ve Tuananın ellirinden tutup onu kaldırdı. Hepimiz ona şaşkınlıkla bakıyorduk. Ali Tuananın gözlerinin içine baktı ve konuşmaya başladı "Arkadarlar. Biz bir Tuanayla yanlız konuşalım. Bahçeye çıkıyoruz. Birazdan görüşürüz." Dedi ve Tuanayı arkasından sürüklemeye başladı. Onlar bahçe kapısından dışarı çıktılar bizde şaşkınca bir birimize baktık. En sonunda tüm gözler beni buldu. Bende "Ne!?" Dedim tek kaşımı kaldırdım ve tek tek hepsine baktım. Sonra hepsinin yüzündeki şaşkınlığı bir sırıtma kapladı. En son Deniz dayanamayıp "Alındım. Gücendim." Dedi ve her kes kahkaha attı. Bende ona dönüp "Niye n'oldu ki?" Diye sordum. Niye öyle söylemiştiki? Sonrada Esat araya girdi "NE DEMEK NİYE?" Dedi sesini yükselterek. Sonrada Yağız Esatın cümlesini tamamladı "Çağan? Kardeşim? İyi misin? Sen hep ne olursa olsun her şeyini ilk bize anlatırdın? Şimdi ne oldu? Ne değiştide birine aşık olduğunu bize anlatmadın?" Dedi. Ah! Tabi ya! Onlara anlatmadığım için tüm vu tavırları. Bende onun bu söylediğini cevaplamaya başladım. "Yağız. Kardeşim. Doğru söylüyorsun. İlk size anlatırdım. İlk size anlattım da. Kimse bilmiyor bunu. İlk sizin yanınızda söyledim. Çübkü ben daha yeni yeni kabulleniyorum onu sevdiğimi." Dedim. İkna olmuş olacak ki yüzünü yine bir sırıtma kapladı. Sonrada Deniz başladı konuşmaya "Eeee gelecekteki yengemiz kim?'' Diye sordu. Ben de "Olm bi dur daha söylemedim kendisini sevdiğimi. Kim olduğunu da şimdilik bilmeseniz daha iyi olur bence. Hazır olduğumda kendim söyleyeceğim zaten size." Dedim her kes kafasıyla onayladı. Sonrada Tuanayla Ali içeri girdiler ve yerlerine oturdular. Tuana az öncekinden daha iyi görünüyordu. Ali ile konuşmak ona iyi gelmiş olmalıydı. Bu düşüncelerden Alinin konuşmasıyla ayrıldım "Tuana? Abin ve teyzemler nerede?" Diye sorduğunda Tuananın yüzü yine düşmüştü ve üzgün ses tonuyla konuşmaya başlamıştı. "Onlar sabah beni beklemeden babaannemin yanına, köye gitmişler." Dedi sonlara doğru sesi titremeye başlamıştı. Bende hemen onu kollarımın arasına alıp saçlarını okşamaya başlamıştım. Sanırım hissetmişti. Saçlarını okşarken konuşmaya başladım "Ya Tuana sen neden bu kadar üzülüyorsun ki? Seni götürmedikleri için mi yoksa başka bir şey mi biliyorsun?" Dediğimde ağzından bir hıçkırık çıktı. Ağlamaya başlamıştı bile. Ağlayarak konuştu başı ise hala göğsümdeydi "Çağan bilmiyorum, anlayamıyorum? İçinde garip bir his var. Sanki birine bir şey olacakmış gibi hissediyorum.... çok endişeliyim" dedi ve bana biraz daha sarıldı. Daha fazla ağlamaya başlayınca bende " Şşşş tamam. Tamam. Sakin ol. Bak kimseye bir şey olmayacak. Her kes iyi olacak. Söz veriyorum." Dedim ve içimden de şunları geçirdim "Allahım veriğim sözü tutamayacağım. Lütfen beni affet Tuana." Diye geçirdim

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Eveet. Bu bölümde sonunda bitti. Gelecek bölüm tüm duygusallığı ile beraber gelecek. Ama birazda romantik gibi olacak. Emin değilim xjjdjdjdjdjd bazen sırıtarak okuya bilirsiniz. Bazen ise sadece gözyaşı dökerek. Neyse baaysss. Yarın yine her bölümdeki gibi gece saatlerinde görüşürüz. Bölümü yazmayı gündüzleri yetiştiremiyorum. O yüzden geceleri yazıyorum.

Bu bölümde tam 920 kelime oldu. Daha uzun yazmayı beklerken daha kısa yazmayı başaran bne🤣 sjnsmsm

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin