6.

793 41 46
                                    

(ALİ ile Yağıza birazcık geç baksak bir sorun olmaz bence demi? Ndjdjdjdj)

-Çağan'dan:

Kapıyı yavaşça açmış, ve yavaşça içeri girmiştim. Tuanayı uyandırmamaya dikkat ediyordum. Oda'nın içince parmak uçlarım ile ilerleyip, yatağın yanına gelmiştim. Tuana nın yüzü diğer tarafa dönüktü ve bende o tarafa doğru yavaşça ilerledim.

Tuananın yüzünün olduğu yere gelince yere eğildim ve yüzünün tam karşısında durdum. Kısa saçları yüzüne geliyordu ve yüzünü görmemi engelliyordu. Bende bu yüzden sol elimi kaldırdım ve işaret parmağım ile saçlarını yavaşça yüzünden çektim.

Çok güzel uyuyordu. Tıpkı bir melek misali... ben bu hayatta sadece onu sevmiş, sadece ona aşık olmuştum. O benim bu hayatta gördüğüm ve tanıdığım en güzel kadındı.

Diye düşünürken Tuana kıpırdanmaya başladı. Bende uyanacağını sanıp biraz panikledim. Sonuçta beni kendine öyle yakın görürse şüphelene bilirdi. Bende son bir kez yüzüne baktım ve ayağa kalkmadan önce

"Neden bu kadar güzelsin, hayatımın kadını?

Dedim ve ayağa kalktım. Yavaşça yürüdüm ve yavaşça yatağın diğer tarafına yattım. Yüzümü ona doğru dönecek bir şekilde yan uzandım. Oda kıpırdandı ve aynı benim gibi yüzünü bana döndü. Çok yakındık bir birimize. Belkide hiç olmadığımız kadar? Belkide hiç olamayacağımız kadar yakındık...

Kokusunu hissede biliyordum. Nefes aldıkça o çok güzel olan kokusu, burnuma doluyordu ve ben kendimi buna kaptırmıştım.

Yaklaşık 2 dakika daha geçdikten sonra gözlerim yorgunluğa yenik düştü ve tamamen kapandı...

-Yağız'dan:

Telefonu açmış ve merakla telefondaki kişinin konuşmasını bekliyorduk. Sonra bir kadın sesi duyuldu telefonda "Alo? Tuana Naz Tiryakinin telefonu mu?" Diye sordu Alide korkuyla cevap verdi "E-evet? Ben kuzeniyim. Bir sorun mu var acaba?" Dedi. Telefondaki kadın derin bir nefes alıp verdi ve tekrardan konuşmaya başladı

"Bey efendi. Ben karakoldan aryorum." Dedi. Ve işte korktuğumuz kelimeyi söylemişti "Dün akşam saatlerinde bir araba kazası olmuş. Tuana Naz Tiryaki'nin tüm ailesi... o kazada ölü bulundu." Dedi. İşte tam o anda Ali yere çöktü ve ağlamaya başladı. Bende telefonu elinden aldım ve konuşmaya başladım "T-t-tamam. Biz söyleriz Tuana'nın kendisine. İyi günler size." Dedim ve telefonu kapattım. Hemen odadan çıktım ve Esat ile Denizin uyuduğu odaya girdim. Onları uyandırıp her şeyi anlattım. Sonra Esat Ülkü ve Defneyi uyandırmaya gitti. Denizde Leya ve Ayla'yı uyandırmaya gitmişti. Bende hemen Alinin yanına geri döndüm. Çağan'a biz söyleyemezdik. Çünkü şu anda büyük ihtimalle uyuyor olmalıydı. Onu uyandırarken Tuana'yı da uyandırma riskimiz olduğu için Çağan kendisi uyandığında söyleyecektik ona. Ben Ali'nin yanına çöktüm. Sonra kapı açıldı diğerleri de geldi. Ayla abisinin yanına çökmüş ona sıkıca sarılmıştı. Bende ayağa kalktım. Ayağa kalktığım anda Leya başını göğüsüme koyup hüngür hündür ağlamaya başladı.

Onların ölümü hepimizi derinden etkilemişti. Biz böyle etkilendiysek eğer... Tuanayı düşünmek bile istemiyordum. 2.ci kez aynı acı hemde bu sefer 3 katı. Birden odanın kapısı açıldı. Hepimiz kapıya dönmüştük endişeyle.

Kapıyı açan kişi içeriye girdi. Çağandı. Merak ve korku dolu gözlerle bize bakıyordu.

Ali ayağa kalktı ve Çağana doğru yürümeye başladı. Çağanda korku dolu sesiyle konuşmaya başladı "A-ali? N'oluyor? Neden bu haldesiniz?" Dedi Ali Çağanın yanına vardı ve konuşmaya başladı. "Çağan. Onları kaybettik. Teyzemler... dün gece... araba kazası yapmışlar... hepsi... arabada ölü bulunmuşlar Çağan" dedi. Çağan donmuştu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Hemen Çağan ile Alinin yanına gittim ve konuşmaya başladım. "Çağan, Ali. Toparlayın kendinizi. Böyle bir durumda Tuana'nın en çok size ihtiyacı var. Lütfen? Eğer sizde yıkılırsanız... Tuana'yı biz ayakta tutamayız. Hadi toparlanın. Tuana uyanıp sizi bu halde görmesin. Hadi gidin elinizi yüzünüzü yıkayın." Dedim. İkiside başlarını salladılar. Ve odadan çıktılar.

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin