Wang Yibo'nun gözleri hala açıktı. Şaşırmıştı. Onun kadar bende şaşkındım ama zoruma gidiyordu cidden bu tavrı. Bana, okulun en popüler çocuğu olan, herkesin peşinden koştuğu bana, karşı Wang Yibo'nun iki kelimeden fazla cevap vermiyordu. Bir an gözü kapanacak gibi oldu lakin, dudağı sanki saniyeden bile kısa bir hareket etti tam gözümü kapatacaktım ki beni kendinden hızla itti.
"Yapma." Dedi Wang Yibo, ve yutkundu.
Yine tek kelimelik cevap veriyordu bana. Konuştuğuna şahit olmasam dilsiz sanırdım zira. Fakat, onu öpmemden etkilendiğini anlamıştım bu yüzdendi Wang Yibo'nun bu tepkisi. Elimi kaldırıp, yüzünü tuttum bana bakmasını sağladım.
"Sen benden etkileniyorsun Yibo, inkar etme sakın. Benden etkilendiğin için geri çekildin zira. Benim, çekimimden kurtulmak için karşılık veremedin biliyorum ben." Wang Yibo, telefonuna bir şeyler yine yazdı. Alışmıştım artık bu tavrına bir şey demedim ve sabırla bekledim.
"Sakın. Sakın, bir daha yapma bunu Zhan. Senden etkilendiğim için değil, tam aksine etkilenmediğim için sana karşılık, vermedim."
Gülümsedim, elimi indirdim ve ona cevap verdim.
"Sana inanmıyorum Yibo, boşuna kendini yorma. Sen benden hoşlanıyorsun basbaya. Neyse şimdilik senin düşünmen için yalnız bırakıyorum ama gene geleceğim Yibo. Hoşlandığını söyleyene kadar benden sana kurtuluş yok yibocuğum. Hadi görüşürüz, kendine iyi bak."Diyerek evden ayrıldım.
Arkama doğru baktığımda Wang Yibo'nun, parmaklarını dudağının üzerine koyduğunu görmemle yüzümde bir sırıtma meydana geldi. Ne kadar inkar etse de Wang Yibo, benden hoşlanıyordu bal gibi!apacık belliydi. Zira, bunu ona itiraf ettirmeye devam ettirmeye niyetliydim. Eninde sonunda kendisi de söyleyecekti bunu bana. Ana yola çıktıktan sonra taksi beklemeye başladım. On dakikadır beklememe rağmen her hangi bir taksi geçmemişti sürekli otobüs geciyordu. Sonunda bir taksi bulup hemen, durdurdum ve bindim. Evimin adresini verdim kafamı cama yasladım bugün, olanlar bir bir geçti gözümün önünden benim de parmağım istemsizce dudağıma gitti. Eve vardığımda ücreti verip, araçtan indim ve eve girdim. Bugün misafir gelecekti evdeki herkes bir telaşa tutulmuştu ve hatta annem bile bir şeyler yapıyordu.
Misafir konusunda çok hassastı annem. Hiç gözükmeden doğruca odama kaçtım. A-yuan'da arkamdan odama girdi ve ellerini hareket ettirerek konuştu.
"Hoş geldin abi. Sen neden erken geldin akşam gelmeyecek miydin." Arka arkaya yine sıraladı. Bende onun gibi cevap verdim.
"Erken bitti çalışmamız. Bende erken gelip seninle vakit geçirmek istedim" A-yuan buna sevindiğini gülümseyerek belli etti.
"Peki akşam olmadan film izler miyiz. Akşam zaten misafir gelecekmiş izleyemeyiz ki."
"Bak şimdi ben üzerime rahat bir şeyler giyeyim banyo da. Sende otur seçtiğin filmi koy anlaştık mı?"
A-yuan olumlu anlamda başını salladı. Bende elime aldığım eşofman takımıyla birlikte banyo'ya girdim. Bir kaç dakika sonra çıktığımda A-yuan'nın filmi koymuş olduğunu gördüm. Çekmecede duran birkaç çeşit abur cuburları çıkarıp önümüze koydum.
A-yuan'da yanıma oturup kumandayı alıp, filmi başlattım. Geçen iki saatin sonunda film bitmeye yakın kalmıştı ki, odamın kapısı tıklatıldı. 'Gel' diye seslenmemle annem odaya girdi.
"Oglum gelmişsin fakat anneciğine haber etmiyorsun hiç. Hayırdır erken gelmişsin?" Dedi yapmacık kızmış gibi davranarak.
"Erken bitti anne. Ne oldu sen ne için gelmişti?"
"Filminiz bitmiş sanırım hadi hep, birlikte inelim aşağı. Birazdan babanın misafirleri gelecek."
Oflayarak anneme masum kedi bakışları atmaya başladım. Şuanda hiç havamda değildim nedense.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Voice Of Love (Yizhan)
Lãng mạn" Her koşulda sever misin beni? " " Her koşulda yanındayım yetmez mi?