Wattpad'de doğru düzgün ObaMitsu kitabı bulamadım ve dedim ki "lan ben niye bi tane yazmıyorum"
*My AU*
Tüm hashiraların öğrenci olduğu bir evren. Hepsi lise 3 öğrencisi. Onun dışında Tanjirou, Kanao ve Zenitsu gibi karakterler lise 1 öğrencileri. Ö...
Yine okul bitmiş eve yavaş adımlarla yürüyordum. Aklımda bir çok düşünce vardı. Okulda pek arkadaşım yoktu. Çok arkadaş edinmeyi sevmem. Ağzımdaki yara olduğundan beri böyleyim. Bir çok insan beni sevmiyor. Benden korkuyorlar. Ben de bu nedenle ağzımı maskeyle kapatıyorum. Okulda buna karşı çıkan yok. Sonunda eve gelmiştim. Cebimden anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım. Anneme merhaba dedim. Salonda kitap okuyordu. Varlıklı bir aileden geliyorum. Ama aile içi ilişkilerim pek iyi değil. Annem beni yine görmezden geldi. Hep böyle yapar. Kafaya takmadan odama çıktım. Çantamdan kitaplarımı aldım ve ödevlerimi yapmaya başladım. 1 saat sonra ödevlerim bitmişti. Telefonumu elime aldım ve internette gezinmeye başladım. Canım çok sıkılıyordu. Bir arkadaşım olsaydı belki şu anda onunla eğleniyor olabilirdim. Yatağıma uzandım ve elime kalın bir kitap alıp okumaya başladım. Tarihle ilgili bir kitaptı. Eskiden bulunan kalıntılar eskiden özel teknikler kullanan kılıç ustaları olduğunu söylüyordu. Ama bir nedenden dolayı bu insanlar kılıç kullanmayı bırakmış. Çok acayip. Acaba nelere karşı savaşıyorlardı. Çok güzel bir şey olmalı ama gerçek olduğunu düşünmüyorum. Çünkü daha savaştıkları şeylere karşı hiçbir iz bulunamamış. Bazı tarihçiler bu varlıkların öldüklerinde kemikleri dahi kalmayacak şekilde gittiklerini söylüyorlar. Belki doğrudur. Kitabı kapadım ve düşünmeye başladım. Acaba....
-Mitsuri-
Okuldan hızla çıktım. Çok mutluydum. Neden bilmiyordum ama yüzümde büyük bir tebessüm vardı. Eve doğru yürümeye başladım. Evim okula yakındı. 15 dakka sonra eve varmıştım. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Annem mutfakta yemek yapıyordu. Babam her zamanki gibi işteydi. Anneme selam verip odama gittim. Çantamdan kitaplarımı çıkarttım ve ödev yapmaya başladım. Ama ödeve odaklanamayacak kadar aç olduğumu fark ettim. Mutfağa gizlice gittim ve birkaç atıştırmalık alıp ayrıldım. Ailem çok yemek yediğimi söylerdi. Gerçekten çok yemek yiyordum. Ama çok hareketli biriydim. Yerimde durmayı sevmem, sürekli bir şey yapasım gelir. Ayrıca birçok kişi saçlarımın da garip olduğunu söylerdi. Ailemin saçları siyahtı fakat benimki yeşil ve pembeydi. Bu nedenle birçok kişi benimle konuşmaz garip olduğumu söylerlerdi. Kitap okumayı çok severdim. Yemeklerimi tırtıklarken biraz kitap okumaya karar verdim. Kalın bit kitap seçtim ve okumaya başladım. Kitap eskiden olan yaşamı anlatıyordu. Tarihi kalıntılarda bulduklarına göre eskiden bazı garip teknikler kullanan kılıç ustaları varmış. Bunların en iyilerine hashira deniyormuş. Yani tarihi kitaplarda öyle yazıyormuş. Şu ana kadar birkaç tekniğin parşömenleri bulunmuş. Bunlar; Sis, su, hava, çiçek, taş ve şimşekmiş. Bunlara nefes teknikleri deniyormuş. Harika. Nefesini kontrol edip kılıcına özel şekiller verebiliyormuşsun. Çok havalıııı. Bana göre daha bulunmamış onlarca teknik var. Kitaba kendimi o kadar kaptırdım ki saatin nasıl geçtiğini fark etmedim. Zamanın farkına vardığımda 1.5 saat geçmişti. Yarım saat kitap okurum sonra tekrar ödevime dönerim diye düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. Çok zaman harcadığımı fark edince ödevlerime geri döndüm. 2 saat sonra ödevlerimin hepsini bitirmeyi başarmıştım. Masamdan kalktım ve arka bahçeye çıktım ve biraz dolaştım.
~Yarın~
-Iguro-
Okula gidiyordum. Yavaş yavaş yürüyor ve her zamanki gibi hayal kuruyordum. Okula giderken birden birine çarptım. Bir kızdı. Yere düşmüştü bu nedenle ona yardım ettim. Yeşil ve pembe saçları vardı. Bir yerden tanıdık geliyordu ama hatırlayamadım. Belki sadece birine benzetmişimdir diye düşündüm. Bana onlarca kez özür diledi. Adını sorduğumda bana büyük bir tebessümle "Mitsuri Kanroji" dedi. Sonra bana adımı sordu. Soğuk bir sesle "Iguro Obanai" dedim. Okula beraber yürümeyi teklif etti. Gözlerinin içi parlıyordu. Şirin ... yani sanırım. Uzun zamandan sonra ilk defa biri beni garip ve ürkütücü bulmadan konuşuyordu. Bu beni mutlu etmişti. Yüzüme hafif bir tebessüm geldi. Tabi o bunu göremiyordu çünkü maske takıyordum. Beraber okula doğru yürümeye başladık. Sürekli neşe içinde konuşuyordu. Saçları çok dikkatimi çekmişti. Alışılmadık bir renge sahipti. Ama ona yakışmıştı. Onu dinlemiyordum. Onu baştan aşağı sürmekle uğraşıyordum. Sonra daha geçen gün okuduğum kitaptan konuşmaya başladı. Ortak noktamız buydu. Güzel o zaman ben de konuşmaya dahil olabilirim. Okula kadar kitap hakkında konuştuk. Eğlenceliydi.
-Mitsuri-
Sabah saatim bozulduğu için okula geç kaldığımı zannettim. Ne kadar sinir bozucu. Çantamı hızlı bir şekilde toparladım ve çıktım. Önüme bakmadan koşuyordum. Aniden birine çarptım ve düştüm. Tanrım çok utanç verici. Yabancı bana elini uzattı ve yardım etti. Çok tatlı bir çocuğa benziyordu. Siyah arkadan küçük bir şekilde toplanmış saçları vardı ve bir maske takıyordu. Garip. Bana adımı sordu ve söyledim. Ben de ona adını sordum. Soğuk bir sesle "Iguro Obanai" dedi. Tanışmak ve arkadaş olmak için okula beraber yürümeyi teklif ettim. Kabul etti. Gözlerinin içinde sönük bir ışıktı vardı. Yol boyu ona bir şeyler anlattım. Sonra aklıma okuduğum kitap geldi. Kitaptan bahsetmeye başladım. Ne şans ki o da o kitabı okumuş. Sonunda ortak noktamızı buldum. Hemen daha çok kitap hakkında konuşmaya başladım. O da konuşmaya başladı. Güzel arkadaş olabilirdik. Okula kadar kitap hakkında konuştuk. Eğer her sabah yaparsak çok güzel olur. Böylece saha iyi arkadaş olabiliriz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.