prolouge, üzgün olduğumu bilmeni isterim

23 3 17
                                    

obliviate, harry potter'daki hafıza silme büyüsüdür. hafızanın tamamı ya da belirli bir bölümünü silmek için kullanılır. dikkatli yapılmazsa kötü sonuçlar doğurabilir.

tw/ aşk ve gurur spoiler
**

"ben bundan pek emin değilim, hyungwon.", dedi büyük olan kollarını kavuştururken. "biliyorsun, bu ona çok büyük zarar verebilir."

"bana böyle yapmamı sen söyledin, hoseok! okul başlamadan yapmam gerek, daha iyi bir fikrin var mı?", uzun olan terlemiş ellerini pantalonuna sildi ve küçük odanın içinde tur atmaya başladı.
"b-ben dikkatliyimdir. sadece bu yaz yaşanan her şeyi onun hafızasından sileceğim. böylece kalbi kırılmayacak."

"ya da normal insanlar gibi ondan ayrıl-"

"ondan ayrılmak istemiyorum!", aniden yükselen sesini fark edince derin bir nefes aldı. "biliyorum, erkek kardeşine büyü yapıyor olmam korkutucu, ama merak etme. ben daha önce birçok kişinin hafızasını sildim."

bunu demesiyle birlikte on beş dakikadır sessizce olanları izleyen minhyuk konuştu, "biz yaşıt değil miyiz amına koyayım? kaç kişinin hafızasını sildin?"

"on beş... belki yirmi. yaptığım küçük şakaları unutturmak için."

"en yakın arkadaşımın hafızasını silmek üzeresin ve piç herifin tekisin. ama, doğruyu söylemek gerekirse hayatımda sana ilk defa saygı duydum."

"KONUDAN SAPMAZSAK SEVİNİRİM!", aniden hoseok'un bağırması ile ikisi de ona dönmüştü. "dediğin gibi deneyimli olabilirsin, ama şu anda gerginsin hyungwon. hata yapabilirsin.", bunu demesinin ardından ortamda uzun bir sessizlik oluştu.

"ben yapacağım o yüzden.", göz ucuyla minhyuk'a, ardından tekrar hyungwon'a baktı. "işin içine sıçmadan sadece ben yapabileceğim gibi hissediyorum."

"p-peki.", dedi hyungwon. her ne kadar itiraf edemese de içi rahatlamıştı. "ben ne yapmalıyım?"

"aşağıya in ve her şey normalmiş gibi davran. işinin çıktığını söyleyip git, yirmi dakikan var. veda etmek için fırsat veriyorum. sonrasında okulda görüşeceksiniz zaten."

"eskiden olduğu gibi."

"eskiden olduğu gibi."

"merak ediyorum...", dedi minhyuk elini hyungwon'un omzuna koyarken. "mesela siz kavga edeceksiniz ve o elini senin boğazına koyacak, bu sırada aklına yata-"

"yeterli, minhyuk.", dedi hyungwon omzunun üzerindeki ele bakarken. "orası da bana özel kalmalı bence, ne dersin?"

"son bir uyarım var.", dedi hoseok. "bu büyü, anılarınızı yok edecek belki ama hisleri etmeyecek. haberin olsun."

"anılar şimdilik yeterli, her şey için teşekkürler.", diyerek kapıya ilerledi hyungwon.

"bize hala bunu neden yaptığımızdan bahsetmeyecek misin?", diye sordu minhyuk, onun önüne geçerek.

"muhtemelen sıkıldı.", dedi hoseok diğerinin ağzını açmasına izin vermeden. "slytherin'den ne beklersin zaten."

eğer dediğin gibi bir sebep olsaydı, konuşarak ayrılırdım ondan. diye düşündü hyungwon. daha az acıtırdı en azından.

"aşağı inebilir miyim artık?"

**

"hey.", hyungwon diğerinin oturduğu pencere pervazının karşısında durdu

"hey! abimle ne konuştunuz o kadar uzun?", diye sordu jooheon.

"klasik şeyler, annen ve baban geldiği zamanlarda buralarda pek olmamam gerekiyormuş, okulda görüşürmüşüz filan işte.", ellerini jooheon'un boynuna doladı, "sen ne okuyorsun?"

"aşk ve gurur. biliyor musun, karakterler aynı bize benziyor.", kafasını biraz kaldırıp hyungwon'a parıldayan gözlerle baktı. "ilk başta birbirlerinden nefret ediyorlar, ama sonra aşık oluyorlar."

"klasik bir hikaye diyorsun?", dedi hyungwon, ellerini jooheon'un saçlarına atarken.

"kitap belki, ama bizimki değil.", dedi jooheon. haklısın diye içinden geçirdi hyungwon. şu işin içine bayağı bir atraksiyon girmek üzere. "ama kitabı sevdim, klasiklere olan önyargımı kırabilir sanırım."

"benim için işaretle o zaman, bitirince bana verirsin.", dedi hyungwon. küçük izler, yardımcı olabilir belki?

"sen... kitap mı okuyacaksın?"

"senin için okuyacağımı biliyorsun.", bu duyduğu ile birlikte jooheon'un gözlerindeki parıltı büyüdü. "tamam, bilekliğini ver."

"anlamadım?"

"bilekliğini ayraç olarak kullanacağım, böylece biter bitmez sana veririm. bu bileklik olmadan yaşayamayacağını biliyorum.", dedi jooheon, eliyle işaret yaparken. hyungwon bilekliği ona verdi.

"pekala... al bakalım. bu bilekliği vereceğin zaman da aramızdaki ilişkinin değiştiği bütün okul tarafından kesinleşmiş olacak biliyorsun, değil mi?"

"evet...", dedi jooheon. "muhtemelen."

"korkmuyor musun?"

"sana, abime, minhyuk ve dahyun'a sahibim. en önemlisi ise sana sahibim, neden korkayım ki?",  hyungwon'un dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "sen korkuyor musun?"

deli gibi diye düşündü hyungwon. ama sadece senin için. "ben chae hyungwon'um, hiçbir şeyden korkmam.", dedi suratına alaycı bir gülümseme yerleştirirken. "benim galiba gitmem gerek.", hoseok'un ona verdiği vakit dolmak üzereydi.

"üzgün olduğumu bilmeni isterim.", diye ağzından kaçırdı.

"neden?", jooheon elini onun saçlarında gezdirirken sordu. "b-bir hafta görüşemeyeceğiz ya, ondan. seni çok özleyeceğim."

"ben de seni özleyeceğim.", dedi ve uzun olan ile dudaklarını birleştirdi jooheon. "seni seviyorum."

"ben de seni seviyorum."

**

for diorkihyunie

yavaş yeni bölüm uyarısı!

sizi seviyorum muah















obliviate, hyungheonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin