1.bölüm

41 6 7
                                    

Ben sude 19 yaşındayım ve hukuk fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim. Annem Ayşe sultan ve babam emekli öğretmen Faruk demir. Kardeşim, ablam, abim hiç bir şeyim yok. Tek çocuğum. Bu çoğu zaman güzel bir şey çünkü ailenin her zaman göz bebeğisin demek. Bizim evimiz iki katlı müstakil bir ev küçük de olsa bir bahçemiz var. Yaz ayların da her akşam yemeğimizi çayımızı bahçe de yer içeriz. En yakın arkadaşım zeynep de bizim hemen karşımızdaki evde oturuyorlar. Onunla aynı bölümü aynı okulda okuyoruz. Zaten ilkokuldan beri hep yan yanayız hiç  ayrılmadık dostluğumuz o zamandan beri hep var. Arada kavga edip küssekte en fazla 2 saat sonra tekrar barışırız. Zeynep'in annesi Fatma teyzeyi de çok severim 2. annem sayılır. O da beni Zeynepten ayırmaz. Onlar da annemle bizim gibi yakın iki arkadaş,yedikleiri içtikleri ayrı gitmez birin de ne piştiyse illa o yemekten diğerinde de olur. Babam ve Zeynep'in babası Ahmet amca yazın haftada en az 1 kere ya bizim bahçede de ya da onların bahçesin de mangal yaparlar. Zeynep'in Abisi ve benim de abim sayılan Ömer abi bize göre daha soğukkanlı ve asık suratlı benim yanım da mı böyle yoksa ailesinin yanındada mı böyle bilmiyorum fakat bazen gülmeyi bilmediğini bile düşünüyorum çünkü onu nerdeyse hiç gülerken görmedim...

Bu sabahta her zaman ki gibi yorganın üstümden çekilmesiyle uyandım. Annem sağ olsun her sabah aynı saatte beni uyandırıyor. Haftaiçi haftasonu farkmeksizin. Ve bugün de günlerden benim en sevdiğim gün olan cumartesiydi. Cumartesiyi sevme sebebim tatilin ilk günü olmasıydı. Pazar gününü de severim fakat o pazartesi gününe daha yakın olduğu için cumartesi günü benim için daha başka. Kafamı kaldırıp anneme  bugün okul olmadığını geç kalkmam gerektiğini söylemek istiyordum fakat bir şey farketmeyeceğini artık biliyorum. Çünkü bunu en az yüzüncü söyleyişim olacaktı. Gözümü açıp anneme baktım o da bana baktı en sonunda annem dayanamayıp
- Kalk artık kızım kahvaltı hazır.
- Tamam anne kalkıyorum üstümü değiştirip geliyorum dedim.
Annem odadan çıktıktan sonra,
hemen yataktan kalkıp banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım daha sonra dolabımı açıp kendime kıyafet baktım zaten evde olucağım için rahat bir şeyler giymeyi tercih ettim. Mayıs ayındaydık ve havalar da baya sıcaktı. Bu yüzden gri bir eşofman altı ve siyah renk baskılı bir tişört giyip saçımı da dağınık topuz yapıp hemen aşağı indim.

   Mutfaktan gelen kokular melemen yapıldığını gösteriyordu. Bayılırım melemene.
- Herkese günaydın diyerek mutfağa girdim
- Günaydın prensesim dedi hemen babam. Beni prensesim diye severdi küçüklüğümden beri. Ben de hep prenses olduğum için değil de babamın prensesi olduğum için sevinirdim.
- Günaydın kızım dedi annem de. Sofraya oturmadan iki ekmek al da gel kızım. Hem temiz hava almış olursun dedi
- Tamam annecim gidip alıp geliyorum hemen bensiz oturmayın sakın sofraya diyerek mutfaktan çıktım.

Hemen ayakkabılıktan siyah spor ayakkabı alıp giydim ve evden çıktım. Mahallede ki çocuklar oyun oynamaya başlamışlardı bile. Tam yürüyordum ki Fatma teyze camdan bağırdı
- Günaydın Zeynep kızım.
- Günaydın Fatma teyzecim. Bakkala ekmek almaya gidiyorum var mı bir isteğin alayım.
- Yok kızım sağ ol. Sadece börek yapmıştım onu vereyim de Ömerime götür sana zahmet. Sabah kahvaltı yapmadan çıktı yine
- Olur Fatma teyzecim götürürüm ne zahmeti
- Tamam kızım 2 dakika bekle getiriyorum hemen
  - Tamam bekliyorum ben burada. Dediği gibi 2 dakika sonra börekleri saklama kabına koymuş bir şekilde bana getirdi.

Elim de saklama kabıyla bakkala doğru yürümeye başladım. Bakkalın önüne geldiğim de Ömer abiyi taburenin üstünde oturmuş ve elinde ki çayı içerken gördüm. Sokakta top oynayan çocukları izliyordu tebessümle. Onu tebessüm ederken gördüğümde baya şaşırdım çünkü onu gülerken görmeyi bırak tebessüm ederken gördüğüm bile bir elin 5 parmağını geçmez. Yavaş yanına gittim hala beni farketmemişti. Yanına gidip

-Günaydın Ömer abi diye seslendim. Hemen bana dönüp yüüzünde ki tebessümü sildi.
- Günaydın Zeynep dedi o da her zaman ki soğukluğuyla.
- 2 ekmek alıcaktım ben abi.
-Tamam ben veririm diyip.
Hemen eline 1 poşet alıp içine 2 tane ekmek koydu.
- Al bakalım diyerek bana uzattı. Ben de almak için elimi uzattığım da parmaklarımız birbirine temas etti. O elini elektrik çarpmış gibi hemen geri çektiğin de şaşırdım ne vardı ki öyle birden çekti anlamadım. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığım da birbirmize temas eden elinin parmaklarına bakıyordu. Sonra şoktan çıkmış gibi birden kendini sarsarak kızgın bir ifadeyle bana baktı
- Başka bir şey var mı diye sordu sert bir şekilde
- yok diyip ekmeğin parasını masanın üstüne bırakıp arkamı döndüm. Tam kapıyı açmak için elimi kaldırdığım da elimde ki saklama kabınu farkettim az kalsın unutuyordum vermeyi. Geri dönüp saklama kabını Ömer abiye uzattım.
- Bu ne diye sordu
- Fatma teyze verdi bakkala gideceğimi söylediğim de. Sanırım sabah kahvaltı yapmadan çıkmışsın da börek yapmış sana da gönderdi.
Elimde ki kaba bir kaç saniye daha baktıktan sonra kabı elimden alıp
- Teşekkür ederim dedi. Sonra da kabın kapağını açıp içinden 1 dilim börek aldı önce kendi tadına baktı ve sonra içinden bir dilim daha alıp bana verdi. "Patatesli sen seversin" dedi. Ben bana uzattığı böreğe tam uzanıp alacakken dediği şeyle kaldım patatesli börek sevdiğimi nerden biliyordu ki. Dikkat etmişti. Yok canım niye dikkat etsin doğru düzgün konuşmuyoruz bile. Elinde ki böreği alıp bir ısırık aldım ve gerçekten çok güzel olmuştu. Zaten fatma teyze böreği çok güzel yapıyordu. Kadınlar gününde bile bütün mahalle ondan börek istiyordu
- Çok güzel olmuş, gerçekten Fatma teyze böreği çok güzel yapıyor dedim.
- Öyle. Dedi o da.
  - Tekrar görüşürüz Ömer abi dedim
- Görüşürüz dedi. Ardından bu akşam sen biz de kalcaksın dimi sıra sen de dedi. Yine şaşırdım bunu da mı unutmamıştı. Biz Zeyneple cumartesi akşamları sırasıyla birbirimiz de kalırdık bütün haftanın dedikodusunu yapardık bütün gece. Okulda beraberdik fakat derslerden ve ödevlerden dolayı çok fazla konuşamıyorduk biz de böyle bir plan yapmıştık ve 4 aydır uyguluyorduk. Geçen hafta Zeynep biz de kalmıştı ve bu gece ben onlar da kalacaktım. Şaşkınlığımı üstümden atıp cevap verdim.
- Evet Ömer abi dedim. Sıra ben de bu gece sizi yine rahatsız edicem kusura bakma dedim
- O da kızmış bir sesle "Ne rahatsızlığı istersen her gün gel kal" demişti.
- Ben de gülerek yok abi Zeynepi bu kadar gördüğüm bile fazla bir de her gece görürsem naparım ben dedim. O da güldü evet ilk defa onu gülerken gördüm ve işin garip tarafı ise benim dediğime gülmüştü. Ben de güldüm, daha sonra evdekilerin sofra da beni beklediklerini aklıma gelince hemen toparlandım ve "akşam görüşürüz o zaman abi" diyerek çıktım bakkaldan.

Bugünü tarihe not etmeliydim ilk defa Ömer abiyle konuşmamız 3 cümleden fazla sürmüştü. Bu rekor gibi bir şeydi. Napsam acaba zirvede bırakmak için konuşmasam mı bir daha diye düşünmedim değil.

Hızlı hızlı eve gittim ve kapıyı çalıp açılmasını bekledim. Annem kapıyı açtığında
- Nerde kaldın kızım melemen soğudu dedi.
- Anne Fatma teyze börek gönderdi Ömer abiye kahvaltı yapmadan çıkmış onu götürdüm dedim.
- Ah benim çalışkan oğlum. Sabahın köründe ekmek parası için açıyor dükkanı dedi. Annem Ömer abiyi oğlu gibi severdi. Bir oğlu olmadığı için onu koymuştu sanki yerine.
- Öyle valla hanım dedi babam da Ahmet'ten daha iyi hale getirdi çocuk dükkanı dedi.
- Valla kızlar kapar yakında bu çocuğu demedi demeyin dedi annem. Sonra da "gün de kadınlar Ömer oğlum için bekar kız fotoğrafları getiriyorlar dedi.
- Herkes böyle bir damat ister. İşin de gücün de çocuk. Çalışkan, dürüst Allah var bayağı da yakışıklı çocuk diye ekledi babam. Bunlar ne demeye çalışıyordu anlamıyordum bu yüzden susmaya karar verdim.
- Dimi kzım? diye sordu annem bana
- Tabi annecim Allah sahibine bağışlasın Ömer abiyi dedim. Birden suratı düştü ve ağzında bir şeyler geveledi. Ne dediğini anlamadığım için kahvaltıma devam ettim.

Arkadaşlar öncelikle herkese merhaba. Bu benim ilk kitabım ilk deneyimim. Ben bu tarz kitaplar sevdiğim için bu yüzden ilk böyle bir kitap yazmak istedim.

Bana destek olmak için arkadaşlarınıza önerip oy ve yorum atabilir misin lütfen?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şen mahalle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin