-12-

113 17 39
                                    

# Hayatınızı değmeyecek insanlar için heba etmeyin.

#Multiye koyduğum şarkıyla dinlerseniz güzel olur <3

-

Yüzündeki donukluğa kadar güzeldi, gerçekten karşımda kanlı canlı duruyordu.

Alp'ti lan karşımdaki. Biri söylese asla inanmazdım, ama gerçekti. Şaka gibiydi, gözleri beni bulduğunda karşısında eridim. Yeşilleri o kadar güzel, o kadar etkileyiciydi ki.. Sert çehresi beni görünce anlık yumuşamıştı..

Gözlerimi kaçırmaya çalıştım, boğazım düğümlenirken onunla hâlâ aynı ortamda olduğuma inanamıyordum. Yandım, yandım, ah ki ne yandım...

Mavilerime baktı uzun süre. Babam konuşuyordu ama ben onu duyamıyordum, sadece Alp'e odaklanmıştım. Üstüne atlama isteğim tetiklenirken babamın burada olduğunu fark etmiştim. "Nesli, Selin gelmiş kızım. Hey, delikanlı önüne baksana!" uyarısını duyduğumda dank etti.

"Pardon babacığım, gelin dışarıya çıkalım." Gülümseyerek Selin'e, Kayra'ya ve Alp'e baktım. Selin'in kolunu tutup çığlık atarak ona sarıldım. Uzun zamandır görüşmüyorduk ve özlemiştim.

"Nesli hanım? Biz de buradayız ha!" Sırıtan Kayraya döndüm, ona da sarıldım. Sıra Alp'e gelince sadece gülümsemekle yetindim, bir taraflarım sarılmaya yemedi çünkü..

Selin ters ters bana baktı. "Alp'e neden sarılmadın?" aptal!

Duraksadım, Alp'e döndüm. O bana arkadaş gözüyle bakıyordu orası kesindi, ellerimi kaldırıp boynuna doladım, boyu uzun olduğu için parmak uçlarımda duruyordum. Ellerimi geri çekince Alp bana karşılık vermeyi bırak ellerini bile kaldırmamıştı. Garipsemiyordum. Sevilmeyeceğim kesindi ya. 

Bile bile kendimi ateşe atmıştım. Körü körüne hem de...

Toygar koşarak yanımıza geldi, Selinle sarılırken ellerim birbirine dolanmıştı, ne yapacağımı bilmiyordum. "Demir aradı Nesli, Mertcan ile parktalarmış. Demirin dediğine göre senle kafayı bozmuş manyak! Sal beni kırayım ağızını burnunu." Toygara sarıldım, yanağına öpücük kondururken işittiğim sesle tüylerim diken diken oldu.

"Nesli!" Mertcanın ta kendisiydi. Kimse de demiyor ki gece saat beş, bunlar n'apıyor?

"Allah'ım sen beni sınıyor musun ne bu ya?" kendi kendime söverken yanımıza daha çok gelip ellerini omzuma atıp beni kendine çekti. "Mertcancığım, içerde babam ve abim var. Benden daha kötü döverler seni!" beni kaale bile almadı. 

"Güzelim, ev boş bize gitsek mi?" Arsız arsız sırıtırken Toygar bacağına vurup saçlarından çekti. 

"Ne diyorsun lan sen!" Alp'in sesi yükselirken üçü birden Mertcan'ı sıkıştırmaya başladı. Bunları camdan gören babam ve abim koşarak dışarı çıktı.

Babam bize bakarken Alp sebebini söyledi. "Nesliye sarkıntılık yapıyor, okulda da rahat bırakmıyor." Kasları gerilen babam avcunun içini kaşıdı.

"Beni tanıyor musun genç adam?"

"Hayır." pişkin pişkin sırıtırken babam ummadığı anda yumruk atınca arkasındaki duvara çarparak düştü. "Öyleyse tanıtayım, ben Hakan Aksoy adi piç." ardı ardına yumruklarını savururken abim kollarını tuttu. "Ama dur baba, azıcık bana da bırak." 

Kısaca Mertcan haşat edilmişti.

Alp'in siniri yüzünden belli olurken Selin de kendini tutamadı ve Mertcanın üzerine tükürdü. "Senin gibilere kılımı bile kıpırdatamam, tükürük bile şahsına az kalır. Karakter yoksunu şahıs." Kayra gülümseyerek Mertcanın yahni oluşunu izliyordu.

Ağızından kan gelince babam ile abimi durdurdum. "Yeter!" eğilip yüzüne bakığımda acıyan canından olayı bağırıyordu. "İyi misin Mert?" Mertcan benim eski arkadaşımdı, ailemi falan tanımazdı o ayrı mesele.. Eskiden ona Mert derdim.

"Nesli.. özür.. dilerim. Rahatsız ol.. olacağını bilmiyordum." dudağındaki kanı elimle silerken kalkmasına yardımcı oldum. "Bir daha peşinde dolanmayacağımdan emin ol." 

O, giderken Alp bana bakıyordu. Kasılan yüz hatları sinirli oluşunu belli ediyordu.

"Amacın ne Nesli? Çocuk resmen seni taciz ediyor! Ve sende gidip ona yardım ediyorsun!" doğrusu eski sevgilimdi. 

"Sakin olur musun Alp! Çocuk ölecekti." 

"Gebersin." Abim ile babam eve girerken annem sadece bizi izliyordu. Asıl sıkıntı Mertcanın eski sevgilim olduğunu söylememdi. Nasıl söyleyecektim? Bir tek Selin biliyordu.

"Bak Alp bilmediğin durumlar var." 

"Neymiş o bilmediğim durum!" Sesi yükselirken Toygar aramıza girdi. "Bana bak götüm, bir daha bağırırsan ses tellerini gitarıma tel yaparım." Bana dönünce sorun yok der gibi baktım.

"Mertcan benim eski sevgilim!" Bağıran taraf bendim, dehşete uğrayan taraf Alp...

Yeşilleri büyürken ben ise ona sadece bakıyordum...

Allah vardı Mert ile isteyerek sevgili olmamıştım, gerçekten tek sevdiğim kişi karşımdaki bana bağıran kişiydi... Alp, Seline döndü. Elindeki çiçekleri fırlatıp yanımızdan bir hışımla ayrıldı. 

Toygar, yanıma oturarak ellerini sırtıma koydu. Yine kaybeden taraf ben olmuştum ha? Ne kadar da güzel!

-

Hey sen güzel insan sönük yıldızımızı aydınlığa kavuşturur musun?

Ve rica etsem bol bol yorum?





Tekvandocu! (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin