kendi karanlığımda o kadar uzun süredir boğuşuyordum ki kendimle, gökyüzünün siyahlığı parlak bir ışık gibi gözümü alıyordu. yıldızlar yoktu, bulutlar yoktu; duru gibi duruyordu ama benim içimi dağlıyordu.
parmaklarımın arasındaki sigara git gide küçülürken derin bir nefes çektim içime zehrinden. dudaklarımın arasında bir misafir gibi eğreti duruyordu, yeri orası değildi ama hangimiz olmamız gereken yerdeydik?
ben havanın karanlığını yuva bellemiştim çünkü aydınlıktı. sarı sokak lambaları vardı sokakta, onları anneme benzettim. o da evimizi böyle aydınlatırdı.
sonra o çok sevdiğim acı dolu sesi geldi kulaklarıma. bir keresinde bana "umut," demişti. "umut, acıya vedadır." saçlarımı okşuyordu konuşurken ama ben onunla aynı dünyada değildim sanki. gözlerim, annemin titreyen sesinden duyduklarımdan emin olmak istercesine babamın üzerinde dolaşıyordu.
önce içki içtiği için kaymaya başlayan mavilerinde dolandı bakışlarım, sonra dudaklarında, saçlarında ve içki şişesini saran, ona ait gibi durmayan ellerinde. elleri güzeldi onun, saçlarımı sevmek için yaratılmış gibiydiler ama bu düzen değişmezdi.
sigaramdan aldığım zehirli duman, tıpkı o gün yutkunduğumda olduğu gibi boğazıma bir yumru gibi oturdu. nefes alamadım. hayır, ben nefes almayı bilmiyordum.
o zaman anneme söylememiştim ama babamda gördüğüm sey hâlâ zihnimi talan ediyor. annem bile bilmiyor ama ben hep babam saçlarımı örer belki diye umut ederdim ama alkol şişesini sahiplenen parmaklarının tenimde bıraktığı tek iz sigaranın soluk izleriydi. o zaman anneme yine hicbir şey söylemeden içimden demiştim ki, "umut, hayal kırıklığına gebedir."
umut neydi ki? annemin söyledikleri olmadığı kesindi ama neydi sahiden umut? bir avuç toprak mı, yoksa üşüdüğümde yorgan misali üstüme örtünen gece mi?
yaşım sekizdi, şimdi yirmiyi geçti ama çoğu zaman altmış altı yaşındayım.
çocuktum, yetişkin oldum ama hiçbir sey öğrenemedim. yaşlıyım çoğu zaman bu yüzden.
acıları büyütür insanı. sahi, kaç yaşındayım ki ben?
may, 24
reader.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
umut sigaramın küllerinde kimi zaman
Short Story•tek bölümlük. ❝nefes alamıyordum. hayır, ben nefes almayı bilmiyordum.❞ 240521