RagDeus || TaeJin

'Kelebek etkisi'

  Her şeyden habersizdim seninle tanışırken..

Kelebek etkisini bilir misiniz ? Kelebek etkisi,bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır.
İşte onların hikayesi tam olarak buydu, kızıl olan o kağıt uçağı atarken ve sarışın olan onu yakalarken nasıl sonuçlar doğuracaklarından habersizdi.

Kapkaranlık hava'da, gece'nin en geç saatlerinde gökdelenin üstünde oturuyordu kızıl saçlı çocuk. Geç olduğu için çıkan hafif gece rüzgarı yüzüne vuruyor, kızıl saçlarını dağıtıyordu. Etraf sessizdi dışarıda pek fazla insan yoktu. Kızıl oğlan bunu seviyordu, sessizlik. Oturduğu yerden ayaklarını sallıyordu, elinde ki kağıt uçak ile oynadı bir süre ve yavaşça ayağa kalktı.

Şuan da 400 metre'lik bir gökedelen'in tepesinde ayağa kalkmış bir şekilde duruyordu, korkmayın ona bir şey olmaz. Elinde ki kağıt uçağa baktı ve derin ses tonu ile konuştu "neredesin". Yavşça elini yukarı kaldırdı ve hızla elinde ki kağıt uçağı rüzgar ile serbest bıraktı. Rüzgar ile süzülen uçağın arkasından ona baktı, neler getireceğinden habersizce.

Uçak yavaşça gökyüzünden süzülürken artık yere doğru yaklaşmaya başlamıştı. Bu saatlerde dışarıda pek insan olmazdı ama olanlar da vardı tıpkı sarışın oğlan gibi. Sert bir rüzgar esmişti bu sarışın oğlanın ürpermesine neden olmuştu. Esen rüzgar ile bakışlarını gökyüzüne çevirdi ve düşen kağıt bir uçağa takıldı gözleri. Uçak yavaşça yere inerken sanki ona atılmış gibiydi, uçak daha da yaklaştıktan sonra bir elini havaya kaldırıp yavşça yakaladı.

Başına geleceklerden habersiz..

Uçağı tuttuğu an ikisi de hissetti, sarışın olanın vücudun'dan ani bir ürperti geçti. Ama ah kızıl olan o gerçekten hissetmişti. Bir anda sanki kendisini bir şey sert bir şekilde çekiyormuş gibi hissetti, tüyleri diken diken olurken hızlıca gökdelenden aşşağı atladı. Yere indiğine yolda bulunan bir kaç insanı hızlı bir şekilde aşarak aralarından sıyrıldı. Aldığı bakışlar umrunda değildi, hissediyordu ve onu bulması gerekiyordu.

Hızlıca hissettiği şeyi ararken kalbi sanki onu yönlendiriyordu, ve ah aynı öyle oldu. Bir anda durdu, sanki kalbi "buldum" der gibi. Karşısında sarı bir çocuk vardı ve elinde kendisinin az önce 400 metrelik bir gökdelenden aşşağı bıraktığı kağıt uçak.
Sarışın çocuk elinde ki uçağa bakıyor ve büyük ihtimalle nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Sarı saçları rüzgar ile hafif dağılmış yüzüne tutamlar sarkmıştı, porselen gibi beyaz teni, fındık gözleri ve dolgun dudakları ile ağzı hafif aralık bir şekilde uçağa bakıyordu. Ve bir de sanki biraz ürkmüştü, kırmızı oğlan bunu çok net bir şekilde fark etmişti.

Bir süre karşısında ki sarışın çocuğu izledi, hareketlerini, hafif mırıldanamalarını, ağzının aldığı şekilleri ve ağzının.. Hızlıca kafasını salladı. Sarışın olan arkasını dönüp yürümeye başladığında, kaşlarını çatıp yavaşça arkadasından yürüyüp yaklaştı ona. Yeterli bir yakınlığa geldiğinde elini omzuna atıp çokta sert olmayan -ama yine de yumuşak sayılmazdı- bir şekilde kendine çevirdi. Sarışın oğlanın dudakları şaşkınlık ile açılırken, kızıl olan buna daha fazla dayanamayacağını hissettiği için konuşma gereği duydu "sen, seni tanıyor muyum" diye sordu kaşları çatık bir şekilde.

Sarışın oğlan karşısında ki kızıl adama baktı, büyük ihtimalle kendisinden bir kaç yaş büyüktü. Tamamen siyah bir şekilde giyinmiş, kızıl saçları büyük ihtimalle rüzgar yüzünden dağılmış ama yine de enfes gözüküyordu, gecenin bu vaktinde bile belli olan esmer teni, uzun boyu, en az gecenin kadar karanlık gözleri. Bu enfes görüntüsünün altında başka bir şey vardı ama, sarışın olan hissetmişti bu adama baktığında ürpermişti ve sanki içinde çanlar çalmaya başlamıştı. İçinde fırtınalar kopmaya başladı ve sanki birileri "bu adam tehlikeli, yapma" diye bağırıyordu çılgın bir şekilde.