RagDeus || TaeJin

'Senin için geldim'

Ben seni aslında hiç tanımamışım sevgilim..

"Senin için geldim" dedi kızıl olan derin sesi ile. Sarışın olan kaşlarını çattı ve karşısında ki kızıl adama baktı "ne demek benim için geldiniz" diye sordu ayağa kalkarken. Kızıl olanın dudaklarına hafif bir gülümseme yerleşti "burada yalnız olduğunu gördüm ben de birlikte bir şeyler yaparız diye düşündüm" dedi yavaşça sarışın oğlana yaklaşmaya başlarken. Seok Jin kızıl adam ona adım attıkça geri çekiliyordu ve kendisi de bir adım geri atıyordu. Alt dudağını ısırırken konuştu "ne diyorsunuz bayım ne yapıcakmışız biz" diye sordu hala geri geri yürürken. Ve bir anda kendisini sınıfın tahtasına yapışık buldu ve geri geri gittiği için kafasını tahtaya çarpmış ve ses çıkmıştı.

Kızıl olanın yüzüne alaylı bir gülümseme yerleşirken sarışın olan elini kafasına atıp okşadı bir taraftan  sızlanırken "off başım galiba beyin kanaması geçiriyorum" dedi çok ciddi bir tonda. Kızıl olan karşısında ki çocuğa iyice yaklaşıp önüne geçti, onu tahta ve kendisi arasında sıkıştırmıştı. Sarışın oğlan elini başından çekip karşısında oldukça yakınında ona gülerek bakan kızıl adama çevirdi bakışlarını "sizin yüzünüzden başımı çarptım" dedi kaşlarını çatarak ve o dolgun kırmızı dudaklarını büzerek.

Kızıl olan tek kaşını kaldırdı ve sarışın oğlana daha da yaklaşıp bir kolunu yavaşça etrafına doğru kaldırdı. Bu sırada sarışın olan panik olmuştu. Jin avuç içlerinin terlediğini hissettiği için pantolon'un yan tarafına sildi ellerini, alt dudağını ısırırken "n-ne yapıyorsunuz bayım" diye sordu şuan da her zaman ki gibi kulaklarının kızardığından emindi. Kızıl olan yavaşça elini başının arkasına, ense tarafına uzatıp yavaşça okşamaya başladı "şş bir şey yapmıyorum, başını benim yüzümden çarptığını söylemiyor muydun ben de acısını alıyorum işte" dedi karşısında ki sarışın oğlanın gözlerine bakarken.

Jin şuan da heyecandan ve stresten bayıla bilirdi karşısında ki adam daha doğrusu bir "afet" kendisinin başını mı okşuyordu şuan gerçekten. Hala alt dudağını ısırdığının farkında bile değildi "önemli değil ben, ben zaten çok acımadı" dedi gözlerini karşısında kı kızıl adam hariç her yerde gezdirirken. Kızıl olan küçük bir "hah" bıraktı dudaklarından. "Neden bana bakmıyorsun yüzümde bir şey mi var" diye sordu kızıl olan tek kaşını kaldırıp karşısında ki sarışın oğlana bakarken. Jin bir an ne diyeceğini bilemedi sonuçta ona "evet aşırı yakışıklı bir yüz var" diyemezdi değil mi.
"Ben şey hayır sadece"- sözünü tamamlamakta kararsızdı. "Sadece ne" diye sordu sonunda sarışın oğlan bakışlarını ona çevirmişti. "Sadece bakışlarınız biraz ürkütücü" dedi sarışın olan utanarak.

Kızıl olan sesli bir kahkaha bıraktı ve boş sınıfta sesi yakınlanmış bu da sarışın olanın biraz ürkmesine sebep olmuştu. Kızıl olan ellerini sarışın çocuğun başından çekmişti "bakışlarım ürkütücü mü ah sen daha bir şey görmedin sarışın çocuk" dedi hafif gülümseyerek. Pekala Jin şuan da bayağı ürkmüştü "n-nasıl yani" diye sordu ve korktuğu için sesinin titremesine engel olamamıştı. Kızıl olan tekrar yavaşça sarışın oğlana yaklaştı ve baş parmağını sarışın oğlanın dudaklarına götürüp yavşça okşadı "korkmana gerek yok benim yanımda sana hiç bir şey olmaz o yüzden bu güzel dudaklarını ısırmayı bırak" dedi ve yavşça parmağını geri çekip sarışın oğlanın çizim masasına doğru ilerledi.

Sarışın olanın kalbi yerinden çıkacak gibiydi şuan da pekala bu adama çok yakışıklı idi ama kendisine bu kadar rahat dokunması normal miydi hem "ayıp diye bir şey var" diye düşündü Jin. Hala tahtanın karşısında sabit bir şekilde durmuş midesinde ki kelebekleri sakinleştirmeye çalışıyordu. Kızıl olan masanın başına geçip oturduktan sonra bakışlarını hala tahtanın karşısında duran şapşal çocuğa çevirdi "gelmiyor musun" diye sordu kalın sesi biraz yüksek çıkmıştı. Sarışın olan duyduğu şey ile sanki aniden olduğu transtan çıkmıştı, hızlıca masaya çiziminin yanına geldi ve çizimin  başında oturan kızıl adama baktı "ne yapıyorsunuz" diye sordu kaşlarını çatarken.