O gece Mary Louis'e bir teklifte bulundu.Ölmek istemiyorsa bunu yapmak zorundaydı.Mary Louis'i kendi kölesi yapmak istiyordu fakat Louis bunu istemiyordu.Ama yapacak bir şey yoktu çünkü Mary kararını verdi bile.Artık Louis onun kölesiydi.Bunun olabilmesi için ise o kocaman heykelin gücü gerekiyordu.Mary onun önüne oturarak birkaç saçma kelime söyledi ve o heykelden ona doğru bir güç geçti.Louis bu olanların korkusuyla zaten dolmuştu çığlık atıp ağlamaya başladı ama orda onu kimse duyamazdı.Bunun çaresizliği üzerine kendi içinde can çekişip ağlıyordu.Mary ayağa kalkıp ona bir tokat attı ve 'kapat çeneni' dedi.Louis sustu,sustukça çaresizliği ve umutsuzluğu daha da artıyordu.Mary işini bitirmek için Louis'i yanına sürükledi ve onu heykelin önüne fırlattı.Louis ağlıyordu,sadece ona bakıyordu.Mary bir kaç sözün ardından Louis'e yaklaştı elini tuttu ve 'artık benimsin' diyerek ona bir ruhsal gönderme yaptı.Bunu yapar yapmaz Louis'in gözleri kırmızı rengine dönüyordu.Mary haince bir çığlık atarak daha güçlenmiş bir şekilde ona baktı ve 'kölem oldun küçük Louis hayatın avucumun içinde' dedi ve Louis'i alarak Jack'in yanına götürdü.Louis sadece Mary'den emir bekliyormuş gibi davranıyordu.Ona sürekli 'emrinize amadeyim' diyordu.Mary Louis'i Jack'in yanına götürdüğünde Jack şok olmuş bir biçimde 'ona ne yaptın Mary?' dedi.Mary ise buna ilk başta cevap vermedi sonradan 'o artık benim kölem' dedi.Jack Louis'e sesleniyordu ama Louis Jack'i duyamıyordu.Mary hafif sırıtarak 'Jack aşkım bu akşam seninle güzel bir yemek yiyelim mi seni çok özledim' dedi Jack ise 'hayır Mary!Seninle tek kelime bile konuşmak istemiyorum ne yemeğinden bahsediyorsun' dedi.Mary buna aldırış etmedi.Jack'e zorla iki lokma bir şeyler yedirdi.Ve Louis'i orda bırakarak 'akşam beni bekle' dedi ve oradan uzaklaştı.Jack korkmuş bir biçimde Louis'e baktı ve hemen yüzünü çevirdi.Onunla konuşmaya çalışıyordu ama tek kelime etmiyordu çünkü sadece Mary'nin lafını dinliyordu.O gece Mary gelmedi.Louis koltuğun bir kenarına gözleri açık bir şekilde uyudu.Jack bunu görünce çok ürktü.Yüzünü ters yöne çevirdi ve o da uykuya daldı.
Bu günlerin üstünden tam 2 gün geçti.Louis hala o haldeydi ve Jack bu durumdan çok korkuyordu.Jack açlık ve susuzluğun üstesinden belki 1 gün daha gelebilirdi.Çok yorgun düşmüştü fakat akşam kapının açılmasıyla Jack sevinsin mi üzülsün mü bilemedi.Ama ne olmuştu? O da neydi böyle?Louis ayağa kalkıp oraya doğru koşmaya başladı.Ve o akşam olanlar Jack'i bütün olanlardan çok daha fazla korkuttu.
