BB&B -1-

64 6 16
                                    

Burcu'dan

Uyandığımda başım hala çatlayacakmış gibi ağrıyordu. Yataktan zorla doğruldum. Bir yanımda Beste diğer yanımda Berke vardı. Tabi şimdi siz diyceksiniz ki bunlar niye beraber yatıyor. Sandığınız gibi değil valla. Aslında hepimizin ayrı ayrı odaları var ama birlikte uyumayı daha çok seviyoruz. Bir de alıştık artık. Zaten tek tek yatınca söylemesi ayıp evimiz çok büyük olduğu için korkuyoruz biz Beste'yle Böylece Berke'yi de yanımıza alıp uyuyoruz. Yataklarımız da baya geniş. Hep beraber uyuduğumuz için tüm odalardaki dolaplara üçümüzün de kıyafetlerini koyduk.

Ha bir de dün gece ne yaptınız da başınız ağrıyor diyceksiniz. Bizim dün okulda sınavımız vardı. Bende önceki gece bunları da uyutmayıp sabaha kadar çalışıp, onları da bir güzel çalıştırdım. Sabah da zorla sınava yetiştik. Benim de gözlerimin ağrısı başıma vurunca sınavı bitirip Bestelerin yanına gittiğimde pat diye düşüp bayılmışım. Benim bayıldığımı gören Beste de bayılmış. Sonra işte hastaneye falan götürmüş bizi Berke. Akşama kadar hastanedeydik. Serum takmışlardı. Serum deyince yine kolum ağrıdı ya of. Neyse biz konumuza dönelim

Saate baktığımda 9:26 olduğunu gördüm. Hızla ayağa kalktım. Elllerimi çırparak "Kalkın sizi uykucular. Bugün cumartesii" diye bağırıp zıplamaya başladım. İkisi de aynı anda

"Yatağın yaylarını kıracaksın salak"
diyerek beni ayaklarımdan çekerek yatağa düşürdüler. Yeniden uyuyacaklarını anlamıştım. Ani bir sinirle tek tek kafalarına yastığımı geçirip
"Uyanın dedim size"
diye çığlık atınca ikisi de korkuyla fırladı. Çünkü arada sırada çok küçük bir şey için bile sinir krizine girebiliyordum.

"Tamam sakin ol. Bak uyandık işte"
dedi Berke. Beste korkuyla bana bakıyordu. Önce sinirlerim gergin gergin dursam da onların bu korkmuş hallerini görünce yumuşadım ve

"İyiyim, iyiyim. Hadi kahvaltı yapmaya gidelim"
dedim gülümseyerek. Rahatlamış ama hala uykulu bir şekilde yataktan doğruldular. Ben de hemen dolaba yönelip içinden açık pembe bir şort üstüne gri kolsuz bir bluz aldım ve banyoya geçtim.

Tişörtümü de üstüme geçirip hafifçe kuruttuğum saçlarımı tepeden at kuyruğu yapıp banyodan çıktım. Beste açık mavi dizlerinde biten pileli bir elbise giymişti, o da saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Berke de galiba diğer odadaydı.

-Hadi hazır mısın?

dedi Beste. Başımı salladım ve gülümsedim. Salona geçtik.

Hala uykum vardı ama bu cumartesiyi de uyuyarak geçirmek istemiyordum. Bu yüzden sehpanın üzerindeki telefonumu alıp bildirimlerime göz atmaya başladım. Beste de telefonuyla uğraşıyordu. Birden içeriden bir gürültü geldi. Beste

-Berke! İyi misin?

diye seslendi ama cevap gelmedi. Telaşlanmıştım. Hemen ayağa kalktım ve telefonu kanepeye attım. Beste de kalkmıştı. Hızla onun odasına yöneldik. Kapıyı açınca normalde komidinin üstünde durması gereken kırmızı vazonun şu anda binbir parçaya ayrılmış bir şekilde yerde olduğunu gördüm. Berke yatağın üstünde oturuyordu. Bize dönerek

-Sadece kolum çarptı. Bir şey yok.

-Tamam o zaman biz gidelim. Manyak mısın? Korkudan ödümüz patladı!

dedi Beste ve ikimizde koşarak yanına gidip ona sarıldık.

-Beni bu kadar çok sevdiğinizi bilseydim kendimi camdan aşağı atardım.

dedi Berke gülerek. Hemen kollarından ayrılarak kafasına hafifçe vurup

-Ya of!

dedim. Beste de kafasına bi tane geçirince

BB&BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin