TRAPEZOID AFFAIR / taekook (Beklemede)

~1~

Öncelikle burdan kocaman öpücükler<3

Yks'ye 28 gün kala fic yazma ateşim tuttu.

Eee... ne demiş no1. "Örnek olsun hayatımı özellikle s'kt,m"

Aslında fic yazma gibi bir
derdim yoktu. Yüzlerce hayran kurgu okuyup sevdigim yazarlara resim çizmek tek eğlencemdi. Ve bir anda inen ilham ile kendimi burda buldum.

Umarım seversiniz. Çünkü ben burayı çok seviyorum. Kendim gibi insanlarla baska ficlerin yorumlarında karşılaşmak cok güzel ve biraz da burda tanışalım.

O yüzden seri yorum bırakın lutfen~

E, o zaman HELLO CANİKOLAR!

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Sabahın erken saatlerinde güneşle yarışırcasına çalan alarm ile uykusundan sıyrıldı güzel oğlan.

Görüşü netliğini kazandığında üstündeki pikeyi çekerek ayaklarını tüğlü beyaz halısıyla buluşturdu. Severdi böyle tatlı şeyleri. Soft, beyaz renklerin hakim olduğu odası gibi..

Ufak bir esnemeden sonra kalkarak ortak banyoya ilerledi.
Aynada ki yansımasına baktığında dalgalı, siyah, epeyce kabaran saçları ve şişik duran iri gözlerine bakıp masumca dudak büzdü.

Duş almaya karar verip yüzünü yıkamayı es geçti. Bebek mavisi pijamalarını ve iç çamaşırını üstünden atıp kısa bir duşa teslim etti beyaz tenini.

On dakikalık bir duşun ardından beyaz bornozuyla odasına geçtiğinde annesinin uyandığını ve kahvaltı hazırladığını fark etti.

Hızlıca giyeceği formasını buldu. Ne zaman dolabını açsa çok sevdiği şortları ve kısa tişortleri ona göz  kırpsa da okulda onları giyemezdi.

Bunun iki sebebi vardı. Birincisi özel bir liseye gidiyordu ve katı şekilde forma zorunluluğu vardı. Ikinci olarak ise yüzlerce alaycı züppenin olduğu bir okulda kendi tarzı ile dolaşmazdı.

Başına gelebilicekler az çok tahmin edilesiydi.

Bunun üstünde cok durmayarak iç çamasırının ardından beyaz okul gömleğini sırtına geçirdi

Basit okul gömleği bile belinin inceliğini gizleyemedi.

Jeon jungkook çok güzeldi.

Bordo pantolonu bacaklarından geçirdi ve gömleğini içine sokarak kemeri birazcık sıktı. Yuvarlak ve dolgun kalçalarını ortaya çıkarmayı seviyordu. Tamamen masumane sekilde yapıyordu bunu. Kendini seviyordu

Ama ailesi dışında kimseye gösteremiyordu.

Bir kişi dışında

"Ah! Jimin."

Bir anda aklına gelenler ile Jimin'i aramak için telefonu tuşladı.

Dün gece Jimin geç saatlere kadar mesajlarda jungkook'a ağlamıstı. Durum ne kadar ciddi olsada jungkook en sonunda uykuya yenik düşmüstü.

Jimin çocukluk arkadaşları Yoongi'ye aşıktı.

Bunun epeydir farkındaydı fakat yıllardır süren arkadaşlıkları karşısında çaresiz hissediyordu. Onu kaybetmek istemiyor. Normal davranmaya çalışsada, Yoongi'nin Jimin'e karşı hergün artan samimiyeti minik civcivin minik kalbine epey hasar vermişti.

"Igghh...ne var ya sabah sabah..."

Birkaç çalışın ardından hırıltılı olmasına rağmen huzur veren tınıyı işitebilmişti.