Öncelikle bayramınızı ENİŞTEN duygularımla kutluyorum..
Oh be! Oh be! Oh be!
Size yemin ederim her gün girip yazmaya çalıştım fakat karadenizde iş bitmiyor.
Çamaşır suyu ve ciften ellerim sertleşti telefon algılamıyor. Bi de ben takıntılı bir insanım bu konuda. Dayanamıyorum pis evde. Heryerden böcek ve karınca çıkıyor...
Hava da sıcak ve zamanım olduğunda dışarı çıkasım geliyor, geceleri buraya sis çöküyor çok iyi oluyor önünü görmeden yürümek.
İnternet konusunda bi sıkıntım yok şükür. Evin karşısında bakkal var wf şifresini kırdık shdhjdjdjdjdjdjjdd
Ay! Yeter kendimi anlattığım...
DEVAMM...
~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah ilk uyanan kişi Jungkook olmuştu. Cenin pozisyonunda, yüzü pencereye dönük şekilde uyurken Taehyung ona arkadan sarılmış ve kendine olabildiğince çekerek burnunu saçlarına gömmüştü. İç içe geçen bedenleri ve birbirine dolanan bacaklarıyla hareket etmeden yüzündeki ufak tebessümle Taehyung'un nefeslerini dinledi Jungkook.
Çok güzeldi...
Sahip olma... ait olma hissi çok güzeldi.
Geçen dakikaların sonunda yavaşça hareketlenmeye başlayan Taehyung ile ne yapacağını bilemedi Jungkook. Taehyung ise küçüğünün düzensiz nefeslerinden uyanık olduğunu çoktan anlamıştı.
İnce beldeki elini sıkılaştırmış, burnunu dayadığı uzun, dalgalı saçlara sürtünerek kokusundan derin bir nefes çekmişti. Kollarının arasında kasılan bedenin tepkisiz kalmaya çalışmasına gülümsemeden edemedi. Siyah sweatın üstünden sarmaladığı beli okşayarak konuştu.
"Günaydın..."
yeni uyanmasından kaynaklı kalın ve boğuk gelen sesin ardın Jungkook, sessizce yutkunmuş, karnının üstünde duran büyük elin üstüne kendi elini koyarak dün geceden sonra kısık, birazda hırıltılı gelen sesiyle cevap verdi.
"Günaydın..."
Gelen sesle hafifçe tebessüm eden Taehyung biraz doğrularak güzel çocuğun şakağına ve yanağına birer öpücük kondurdu. Geri çekilmeden başını Jungkook'un boynu ve başı arasına yasladı.
Üstündeki ağırlığını daha da arttıran Taehyung ile gülümsemeden edemedi Jungkook. Yeniydi, garipti ama güzeldi.
Dün gece gözünü kırpmadan can alan bu adamın elleri sıra kendine gelince sıcacık bir yuva haline bürünmüştü.
Bir süre hareket etmeden durmuşlardı. Uykusunun tamamen dağılması üzerine Taehyung fısıltıyla konuştu.
"Nasıl hissediyorsun. Ağrın varmı."
Gelen soruyla Jungkook bedenindeki ufak ağrıları yok sayarak ilgisini bacak arasındaki sızlamaya verirken yavaşça bacaklarını oynatmış, deliğinden kalçasına vuran ağrıyla yüzünü buruşturmamak için derin bir iç çekmişti.
"Şey... iyiyim... sadece birazcık ağrım var."
Gelen cevapla Taehyung, burnunu beyaz boyna döndürerek o noktaya sert bir öpücük bırakmış ve ufak bedenden yavaşça uzaklaşarak yatakta doğrulmuştu. Hızlıca yataktan uzaklaşan Taehyung'a karşı sırt üstü dönerek meraklı bakışlarını yapılı bedene döndüren Jungkook, kapıdan çıkmadan önce eliyle 'bir dakika' işareti yaparak hızlıca alt kata inen Taehyung'un ardından yavaşça yatakta oturur pozisyona geçmişti. Ağzından çıkan rahatsız sesler ise assında belinde, bacaklarında ve deliğinde olan gerçekten can acıtı ağrılardan kaynaklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRAPEZOID AFFAIR / taekook (Beklemede)
FanfictionJeon Jungkook, tarzını gizlemek zorundaydı. Sırrının ortaya çıkması üzerine daha büyük sırları olan bir adamın hayatına istemeden de olsa dahil olmuştu. Femkook~ Semetae~ smut ve smutvari seyler uyarısı:) Birazcuk argo ve küfür