a comforting hug

19 3 16
                                    

*HATIRLATMA*

"Jimin sana birşey oldu sandım,yaratıklar sana zarar vermedi değil mi?"

"Hayır Jin hyung ben iyiyim"

"Jung woo nerde"

"O ö-öldü h-hyung"

Adının Jimin olduğunu öğrendiğim şarışın çocuk tekrardan ağlamaya başladı.Jin hyung dediği kişi nin ise gözleri dolmuştu.

*HATIRLATMA BİTTİ*

Jungkook ile beraber yaratığı az önce atlatmıştık. Ayağa kalktığımda yürümek için hareketlendim ama hissettiğim acıyla yerimde durdum. Sanırım bileğimin acısı aklıma yeni gelmişti.
Ayağımın acısını boşverdim- çalıştım- ve attığım adımla birlikte acıyla inledim. Sesimi duyan jungkook hızla bana döndü

"İyimisin?"

Ayağımı zorladığım için acı o kadar büyüktü ki sanki beynim uyuşmuştu. Sesimi çıkaramayınca kafamı olumsuz anlamda salladım.Herhangi bir yaratığa karşı erken önlem almak için,Jungkook derin bir nefes verip etrafı kontrol etti . Sonra bana doğru  ilerleyip arkasını döndü ve diz çöktü. Sadece ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Cidden ne yapıyor?

"Hadi sırtıma bin biran önce çıkalım burdan"

nE?

"Ne-?"

"Hadi güzelim. Vaktimiz çok az daha fazla bekleyemeyiz"

Beynim ikinci bir şok dalgasıyla tekrar dondu. Bana güzelim demişti.
(y/n Güzelin miyim gerçekten?)Hey daha bu bölümde sırası değil!
Jungkook sinirle nefes alıp verdiğinde hemen ona yaklaştım kollarımı arkadan boynuna dolarken bacaklarımı beline sardım. Jungkook'un elleri hemen bacaklarımı düşmemem için sıkıca tuttu ve ayağa kalktı.

Tuvaletin olduğu kattaydık,birileri yüksek sesle konuşuyordu.Muhtemelen bu ses tuvaletten geliyordu.Jungkook sesleri umursamadı ve aşağı inmek için merdivenlere doğru yöneldi.

"Jungkook"

"Ne var Taehyung?"

"Bence tuvalete girelim içeride birileri var gibi görünüyor,belki bize yardımcı olurlar"

"Kimse bize yardımcı olamaz"

"Yaratıklardan korunmamız için daha fazla insan lazım"

"Ne kadar fazla insan olursa ölüme bir o kadar yakın oluruz nedenini sorma ve sadece sus"

Jungkook'un bu tavırları beni rahatsız etse de elimden hiçbirşey gelmiyordu.Tek başıma kalmak istemiyordum. Jungkook ona cevap vermediğimi fark edince hızla merdivenden inmeye başladı. Düşme korkusuyla daha sıkı sarıldım. Sonunda en alt  kata varmıştık çıkış kapısı hemen önümüzdeydi.

"Hadi jungkook neden durdun çıksana"

Jungkook kafasını hafifçe bana doğru çevirdi ve fısıldadı.

"Burdaki yaratıklar sese karşı çok hassas"

"İyi de burda hiç yaratık yokki"

Parmağıyla tavanı gösterdi.

"Yukarıya bak"

Tavan yaratıklarla doluydu
Jungkook yaratıkların sese karşı hassas olduğunu söylemişti.Sanırım bu okuldan çıkmamız imkansızdı.Jungkook tekrar aynı ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Önden ben gideceğim eğer yaratıklar sesimi  duyar ve bana saldırırlarsa arkana bakma ve kaç"
"Anladın mı beni"

Tabiki öyle birşey olsa onu tek başına bırakmazdım.

"Ama jungkook ayağ-"

"Taehyung biliyorum ama çok üzgünüm, üstüne basmak zorundasın. Canının acıdığını biliyorum ama lütfen? Biraz dayanmaya çalış"

Jungkook'a daha fazla yük olmamak için hızla kafamı salladım.

"Öyle yapacağıma emin olabilirsin"

Daha fazla konuşmaması için böyle demenin daha mantıklı olduğunu düşündüm.
Jungkook yavaş bir biçimde beni sırtından indirdi, kapıya doğru ilerlemeye başladı yavaşça ilerlerken, olabildiğince sessiz olmaya çalışarak ona seslendim.

Kafasını hemen bana çevirdi.

Aramızda çok mesafe olmadığı için ayağıma çok güç uygulamadan ona ilerledim ve sarıldım. Neden yaptığımı bilmiyorum ama içimde çok kötü bir his vardı. Jungkook ilk tepkisiz olsada sonradan kollarını belime doladı
Geri çekilip ona gülümsedim. Tavşan dişleriyle bana karşılık verdi ve tanrım..o..o çok güzel...

Fic'i tek kendim okuyormuş gibi hissediyorum
O yüzden bu bölüm küçük bir sınır getirmeye karar verdim
2 yorum 2 oy
Sizi seviyorum Taekook'la kalın💜

rea taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin