Gözlerime hücum eden güneş ışığı ile yüzümü buruşturup yastığı yüzüme bastırdım
"Uyanman gerekiyor,okula geç kalacaksın."dedi Müstesna yüzümden yastığı çekerek
"Sadece üç saat uyudum,rahat bırak beni."diye homurdandım
"Dün dışarı çıkarken ertesi gün okula gideceğini biliyordun,geç gelmen senin suçun."diye yanıtladı beni
Ona göz devirip telefonumu elime aldım,yine hiç bildirim yoktu.
Müstesna ailem yurtdışına gittiği günden beri bana gözkulak olan çalışanımızdı,kısaca ölmememi sağlıyordu.
"Okulun kapısından girmek için sadece yarım saatin var,kıçını kaldır ve hazırlan. "dediğinde kıkırdadım.
"Dedem nerede?" dedim yatakta doğrularak.
"Sabah erken kalkıp şirkete gitti. "
"Başım ağrıyor"
"Yine mi içtin sen?Reşit bile değilsin, senin yüzünden hapse düşeceğiz. " dedi ve kapıyı çarparak odadan çıktı.
Odamdaki lavaboya girdim ve yüzümü yıkadım, soğuk su iyi gelmişti. İşlerimi bitirince dolabının önündeki nöbetime başladım, uzun süre kıyafetlerle bakıştıktan sonra birine karar kıldım. Askıdan çıkartıp yatağımın üstüne bıraktım, bir çift ayakkabıyı da çıkartıp yere bıraktım.
Çıkardıklarımı hızlıca üzerime geçirdim ve tokamı çıkartıp saçlarımı rastgele karıştırdım. Son olarak masamda duran çilekli dudak kremimi sürdüm ve parfümümü sıktım. Aynadaki kendime bir öpücük atıp çantamı aldım ve odamdan çıktım.
"Ben çıkıyorum!" diye bağırdım merdivenlerden inerken
"Kahvaltı yapmayacak mısın?" diye sordu Müstesna
"Okulda bir şeyler atıştırırım" dedim ve kapıyı açtım.
"Anahtarını al, dönüşünde evde olmayabilirim. "
"Tamamdır" dedim ve askılıktaki anahtarlardan birini alıp cebime attım.
Dışarı çıkıp garaja ilerleyip siyah arabalardan birine bindim. Geçen sene gittiğim lisede pek sevilen birisi olmadığım ve sürekli hakaretlere maruz kaldığım için okulumu değiştirmiştik. Son sene okul değiştirmek her ne kadar mantıklı olmasa da zorunda kalmıştım,umarım burada da sorun yaşamam.
On dakikam kalmıştı o yüzden gaza yüklenip hızlıca ana yola çıktım, beş dakika sonra okula varmıştım. Arabamı köşede bir yere park edip okula girdim. Bahçe boştu, muhtemelen herkes çoktan içeri girmişti. Müdürün odasını bulmak için okula girdim ve koridorlarda gezinmeye başladım.
Gözüme koridorun biraz ilerisindeki bir grup insan çarptığında onlara sorabileceğimi düşündüm ve yanlarına ilerledim.
"Pardon,müdürün odası nerede?" diye sorduğumda bütün bakışlar bana döndü.
Bir süre beni süzdükten sonra kızlardan biri söze girdi.
"Ordan bakılınca haritaya mı benziyoruz tatlım?" dedi alayla
Şahane bir başlangıç yaptım diye geçirdim içimden.
"Amacım kavga etmek değil, sadece basit bir soru sordum" dedim ve derin bir nefes aldım.
"Ebru tamam, abartma. Kız daha yeni geldi" dedi orada bulunan başka bir çocuk, ardından bana dönüp konuştu.
"Merhaba, ben Ayaz" dedi ve sıcak bir gülümseme ile elini uzattı,gülümseyip elini sıktım.
"Ben de Arya"
"Müdürün odası koridorun sonunda sağa dönünce hemen solunda kalan kapı" dedi
"Teşekkürler" dedim ama hala elimi sıktığından hareket edemedim
"Elimi alabilir miyim?" dediğimde bir süre ellerimize baktı ardından hemen elini çekti.
"Pardon, dalmışım"
"Önemli değil, görüşürüz" dedim ve müdürün odasına doğru yürüdüm.
SADECE OKUYUP GEÇMEYİN, OY DA VERİN MWAH
Bölüm yazarı:Mel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Mermisi|Arya
Teen FictionHope you're ready,who knows what could happen in the night?