?

103 16 73
                                    

tanrı bazen her dileğimizi yerine getirmez, değil mi?

ama benim tek istediğim yalnızca senken, neden ayırdı bizim yollarımızı bu karanlık galakside?

senin de öyle miydi?

tek istediğin ben miydim?

yoksa benden daha fazla istediğin şeyler de var mıydı bu dünyadan?

emin ol, benim yoktu.

benim gerçekten kimsem yoktu.

sadece seni istyebildim.

çünkü yaşamım boyunca yalnızca sana değer verebildim.

yalnızca sana sevgimi gösterebildim.

yalnızca sana sarılabildim.

yalnızca sana gülebildim.

yalnızca seni öpebildim.

daha saymamı ister misin?

ben yalnızdım.

ben epey yalnız bir güldüm.

yalnız, siyah bir güldüm ben yeşilliklerle dolu bir bahçede.

bana baktığında karanlığın derinliğini görmen mümkündü.

ve bir gün seni ektiler yanıma.

sen büyüdün, büyüdün ve bembeyaz bir gül oldun yanıbaşımda.

saftın, güzeldin ve dikkat çekiciydin.

senin gibi olmak istedim ben.

sana sahip olmak istedim.

belki bu sayede beni de kendine benzetebilirdin.

ve bir haftada...

sen yalnızca bir haftada benim hayatımı tamamen, tepeden tırnağa değiştirdin.

artık yalnız hissetmiyordum.

çünkü sen vardın.

her zaman yanıbaşımdaydın.

kalbimin hızlanmasına sebep olan biri vardı.

benimle kalıyordun.

bir günümüz bile boş geçmiyordu;
hoş, yalnızca yedi gün birlikteydik seninle.

beni gülümsetmek için her şeyi yapıyordun.

açıkçası bir şeyler yapmana da gerek yoktu.

karşımda öylece dursan bile beni gülümsetebilirdin.

fazlasıyla eğleniyordum seninleyken.
beraber eğleniyorduk.

sahilde içip sarhoş oluyor, güle eğlene koşuşturuyor, eve dönünce sevişiyorduk.

yine de hiçbir günümüz birbirine benzemiyordu.

dünya yedi gün için yedi ayrı renge bürünmüştü.

ve ben ilk defa mutlu olduğumu hissettim.

ilk defa biri yanımda olduğu için minnettar oldum.

ve daha sonra o biri de gitti.

sen de beni bırakıp gittin.

inanamadım, inanmak istemedim.

görmeden inanmam dedim, çocuk gibi.

morga götürdüler sonra beni, son kez orada yüzünü gördüm.

「 rosaceous 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin