can i

87 17 26
                                    

akşam vakitleri, kapının kilidine anahtarı taktığım sırada omzumda bir el hissettim.

arkamı döndüğümde karşımda dikiliyor, gözlerini kaçırıp alt dudağını hafifçe dişliyordun.

evimin yerini nereden biliyorsun, diye sordum.

beni takip ettiğini söyledin.

şaşırmadım. hafifçe gülümsedim.

neden buradasın, dedim merakla.

çünkü bugün sana gül veremedim, dedin dudaklarını büzerek.

sorun değil, deyiverdim.

hâlbuki bugün seni çok merak etmiştim.

tam o sırada, arkanda sakladığın ellerini gün yüzüne çıkardığında, iki tane gül vardı elinde.

bu benim, dedin. işaret parmağınla koyu pembe olanı gösterdin.

bu da sensin, dedin sonra. aynı parmağınla açık pembe olanı gösterdin.

utandın. kulakların kızarmaya başladı.

boşta kalan elim istemsizce sol yanağına ulaştığında bana neden güller getirdiğini sordum.

benden hoşlandığını söyledin.

「 rosaceous 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin