Onbeşinci Bölüm

357 48 17
                                    

bu fotoyu çok seviyorum allahım çok güzeller😭😭😭😭😭

----------

hongjoong'un ağzından

Nedensiz bir şekilde kendimi aşırı heyecanlı hissediyordum. Tamam Seonghwa'ya aşırı aşık biriydim. Çünkü Seonghwa, Park Seonghwa ve benim tabirim ile çilek çocuk. Kızıl saçları sürekli gözümün önüne geliyordu. Rüyamda bile gözlerim önündeydi. Derin bir iç çekerek çığlık attım. Evde tek olmanın verdiği rahatlıkla istediğim zaman çığlık atabiliyordum. Şu anda da olduğu gibi. Telefonuma gelen bildirim ile belki Seonghwa'dır diye tabiri caizse masanın üstüne uçtum. Mesajları açarak gördüğüm indirim mesajı ile yüzümü ekşittim. Aptal Seonghwa beni arayacaktı ama nerde salak işte. Unuttu kesin beni. En iyisi ben yazayım ona.

hongjoong: lan park seonghwa?? Nabıon nedün bi haber alayım yaşadığına dair
(İletildi 12.33)

Lan harbi yaşıyor musun sen korkutma beni bak ağlarım
(İletildi 14.24)

Amk seonghwası bi şey mi oldu lan ya da mesaja bakmamazlıktan mı geliyon??
(İletildi 18.55)

Yok, aradan saatler geçse de seonghwa'dan hiçbir haber alamadım. Ki bu da aklıma kötü kötü şeyler getiriyordu. Lan acaba bir şey mi oldu? Kim ne yapar benim yarime? Etsiz butsuz biri zaten. Yok canım kim ne yapar ki yok yapmazlar. Ee o zaman nerde bu çocuk? Öldü mü acaba? Bence ben bir gidip kontrol edeyim onu diye içimden geçirerek hızlıca kapıya ilerledim. Ceketi alarak ayakkabımı giydim. Evden çıkarak önceden gittiğim eve adımlamaya başladım. Kısa sürede vardığım evin kapısına gelerek birkaç kez zile bastım. Beklemeye başlarken içimdeki bu belli belirsiz his git gide artıyordu. Ya bir şey olduysa sorusu beynimi ele geçiriyordu. Uzunca bir süre sonra açılan kapı ile o tarafa döndüm. Uykulu, saçı dağılmış ve yüzü şiş park seonghwa karşımdaydı. Derince bir nefes vererek ona yaklaştım. Hasta gibi duruyordu. Kaşlarımı çatarak Seonghwa'ya yaklaştım ve elimi alnına götürdüm. Lan bu çocuk yanıyordu. Hızlıca içeri geçerek kapıyı kapattım. Elini kavrayarak onu yatağına götürdüm ve yatırarak üstündeki yorganı aldım.

"Seonghwa ateşin var, tüm gün yattın mı burada? Yanıyorsun resmen! Nasıl haber vermezsin bana?"

"Üşüyorum çekme şu yorganı!"

"Kalk ılık bir duş al hadi bakayım ben sana çorba yapacağım."

"İstemiyorum, yapmayacağım sadece uyumak istiyorum."

"Park Seonghwa üçe kadar sayıyorum kalkmazsan çok kötü olacak."

Yavaşça Seonghwa'yı kaldırırken bir yandan da aklımdaki çorba tarifini tekrar ediyordum. Zorla da olsa onu kaldırarak banyoya ilerledim. Onu klozete oturtarak suyu ayarladım. Seonghwa'ya dönerek berbat hâlde göründüğüne bir kez daha şahit oldum. Çekingen bir yapım vardı ama şu an önemli olan Seonghwa'ydı. Bunu es geçerek narin bir şekilde Seonghwa'nın üstünü çıkarttım. Kıyafetleri bir kenara atarak Seonghwa'yı küvetteki suya bıraktım.

"Sen duşunu alırken sana çorba yapacağım. Kendine gelirsin. Sözümü ikiletme sakın."

***

Pişen çorbanın altını kapatarak bir kase aldım. Tepsiye çatal, ekmek ve bulduğum vitamin ilaçları ile çorba dolu kaseyi de yerleştirdim. Bu zamana kadar giyinmiştir çoktan diyerek adımlarımı hızlıca odaya çevirdim. Kapıdan içeri girerek gördüğüm manzara ile kaşlarımı çattım. Saçlarını kurutmamıştı!! Sinirli bir şekilde tepsiyi çalışma masasına bırakarak elime bir havlu geçirdim. Yanına ilerleyerek onu yere oturtup bende yatakta bağdaş yaptım. Burnuma dolan hafif vanilya ve lavanta, Seonghwa'nın kendi kokusu ile karışmıştı. Çok mayıştırıcı bir etkisi vardı. Ve bu kokuya nedense hemencecik alışmıştım. Yavaş ve dikkatli bir şekilde havluyla Seonghwa'nın pembeye dönen saçlarını kurulamaya başladım. Bu şekilde de muhteşem görünüyordu.

Saçlarını kurulamayı bitirdiğimde ayağa kalktım ve Seonghwa'yı güç bela yatağına oturttum. Masadaki tepsiyi alarak yanına geldim ve oturarak ekmeğin içini çorbaya doğradım. Kaşığı alarak hafif ısısını kontrol ettim ve bir kaşık alarak Seonghwa'ya uzattım.

"Al hadi bak, içmezsen daha kötü olursun."

"Ya içmeyeceğim, niye zorluyorsun bana ne."

Oflayarak tekrardan uzattım kaşığı. Bir çocuk gibi kollarını bağlayıp başını bir o tarafa bir bu tarafa çeviriyordu. Bu hâlleri çok şirindi. Gülmemek için dudaklarımı ısırırken son anda ciddiyetimi koruyup kaşlarımı çattım.

"Park Seonghwa. Eğer bu çorbayı içmezsen öpüşmeyiz. Hadi bak bu kaseyi bitir daha bir şey istemeyeceğim senden."

Seonghwa'nın gözleri şaşkınlıktan açılmış ardından uzattığım kaşığı alarak yutmuştu. Tebessüm ederek bir süre daha ona yedirmiş, ardından da vitaminlerini vermiştim. İçimden salak çocuk diye geçirerek elimi alnına götürdüm. Ateşi biraz da olsa düşmüştü. Ona bir şey olacağı korkusu bedenimden hiçbir zaman gitmemişti. Onsuz ne yapardım emin değilim. Günümü mükemmel hâle getiriyordu. Beni gülümsetiyordu. Ve en önemlisi de yeniden ona aşık olmamı sağlıyordu. Yaklaşık bir iki yıl önce ona aşık olmayı bırakmıştım. Ama her zaman benim için özel birisi olarak kaldı. Okulda onu izlerdim. Hareketleri diğer öğrenciler gibi değildi. Daha saygılı, daha centilmendi. Ondan küçüklere hep sevgi ve saygıyla yardım ediyordu. Spora ilgisi olduğunu biliyordum. Onu sürekli spor salonunda tek başına basket oynarken görüyordum. Arkadaşları olsa bile birkaç kişi dışında kimseyle içli dışlı değildi. Sanırım bu yönüne de aşık oldum diyebilirim kendime.

Tepsiyi kenara bıraktım. Yeniden Seonghwa'ya ilerleyerek kenara oturdum. Sessiz ve sakince uyuyordu. Bu onu incelemem için bir fırsattı. Pembeye dönük saçları yüzüne düşüyordu. Dudakları çileğe benzer bir renkteydi. Çileğe benziyordu baştan aşağı. Derince bir iç çekerek kalktığım sırada bileğimde hissettiğim el yerimde durmamı sağladı. Saniyeler sonra kendimi onun yanında uzanırken buldum. Çok yakınımdaydı ve ben onu deli gibi öpmek istiyordum.

***

Selaaam, çok uzun zaman oldu değil mi? ben bu kadar bekletmeyecektim ama ilham perilerim kayboldu😭 ama şu an aklımda düz yazı şeklinde ilerleme olacak, ayrıca isimleri değiştireceğim gibi çünkü unutuyorum nickleri😭😭 ya da emojileri kaldırırım bilemedim

oh ayrıca 1K için teşekkür ederim, bu fici yazarken bu kadar okunacağı aklıma gelmezdi😭 yorum ve oy atanlara da ayrıyetten çok çok teşekkür ederim

sizi seviyorum ve ben şimdilik kaçıyorum ama bugün akşama doğru bir bölüm daha atabilirim belki(?) ilham perilerime bağlı bu durum😞

sizi seviyorum ve ben şimdilik kaçıyorum ama bugün akşama doğru bir bölüm daha atabilirim belki(?) ilham perilerime bağlı bu durum😞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


seongjoong ile kalın, sizi seviyorumm🤍🤍🤍🤍🤍🤍

Player - Seongjoong [✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin