Player - Seongjoong [✔]

Ondokuzuncu bölüm

merhabaa askolarr umarim iyisinizdir simdi ben bir iki bir sey demek istiyorum. bu hikayeyi aklima boyle bir fikir geldigi ve yazmak istedigim icin yazmaya basladim. ilk olarak arkadaslarima sordum haliyle. yaz bence guzel fikir, okunur dedigi icinde yazmaya devam ettim. bir sure tereddut ettim acaba yazmasam mi, yayinlamasam mi diye. ilk birkac bolum yayinladiktan sonra aradan zaman gecince begenildigini ve yorumlarinizi gordum ve gercekten cok sevindim. begendiginizi gormek hosuma gitti. bunun icin cok tesekkur ederim. Yorumlarinizi tek tek okuyorum ama cevap veremiyorum cunku son senem ve final haftam pazartesi gunu yani yarin basliyor. bu yuzden pek bolumde atamam. bu yuzden bu bolumu simdi atiyorum. iki hafta sonra finallerim bittiginde twkrar buraya gelecegim. o zamana kadar lutfen yorumlarinizi ve oylarinizi benden eksik etmeyin. begenirseniz eger ya da surasi olmamis degistirebilirsin derseniz elestirilerinize acigim. o zaman sizi bolumle bas basa birakip cikiyorum. iyi okumalarr

---

Yunan mitolojisi'nde Apollon, Eros ve Daphne arasında şöyle bir olay geçiyor; Apollo... Olympos'un yakışıklı, esmer, uzun boylu, iyi kalpli, güçlü ve bir çok alanda yetenek sahibi tanrısı. Işık tanrısı olarak adlandırılsa da çok sayıda söylencede müzik tanrısı olmasının da altı çizilir. Olympos tanrıları onun müzik yeteneğine adeta hayrandırlar. Düşününce çok popüler bir tanrı olduğunu söyleyebilirsiniz ki öyle de. Bir gün Apollon bir uçtan diğer uca gökyüzünde dolaşırken devasa bir piton yılanı görür. Ayrıca da çok da çeviktir Apollon ve ok kullanmasını da iyi bilir. Okçulukta yetenekli olan genç oğlan hemen oracıkta piton yılanını öldürür öldürmesine ama içi hiç de rahat etmez. Vicdanı rahat bırakmaz. Tanrısallığının lekelendiği fikriyle, yeryüzüne inip yedi yıl boyunca orada bir kralın çobanlığını yapmaya karar vererek bu vicdan yükünü hafifleteceğini düşünür. Gökyüzünden iner ve çobanlığa başlar. Bir gün eline Lir'ini alır ve dağ tepe dolaşmaya başlar. Bu sırada da karşısına Çocuk tanrı Eros çıkagelir. Eros'u bilmeyen yoktur, kendisi aşk tanrısı olarak bilinir. Eğer okları size değerse aşık olursunuz böyle de bir tanrıdır Eros. Apollon Eros'u görür, Eros elinde yayı ve okları ile dolaşırken Apollon durur mu sanırsınız Eros'a seslenir; "Ey Eros, senin eline bu savaş aletleri hiç yakışıyor mu? Sen onları istersen bana ver. Bilirsin, ben attığım her hedefi anında vururum." Düşününce ne kadar da aşağılayıcı bir cümle değil mi? Eros durur mu peki yapıştırır cevabı; "Ey Apollo sen kimsin ya? Sen benim işimi ne için küçümsersin? Sen elbette attığın her okla hedefi vurabilirsin ama unutma benim oklarım seni bile vurabilir."

Burada duralım çünkü gerçekten de Eros'un dediği gibi okları her bir insanı ya da tanrıyı vurabilir. Öyle bir ok düşünün. Seni hemencecik orada aşık edebilir en imkânsız kişiye.

Velhâsım Eros bu sözleri söyleyerek Apollo'nun yanından ayrılır. Ayrılırken de içinden kendisini küçümsemesinin bedelini ödeyeceğine dair bir ant içer. Bu iki tanrıyı az çok bildiğinize göre gel gelelim Nehir Tanrısı Peneus'un güzeller güzeli kızı Daphne'ye. Daphne su perisi gibi bir kızdır. Çok güzeldir. Ayrıca da kalbi iyi bir kızdır. Güzel uzun saçları vardır. Daphne, Apollon'un kız kardeşi Artemis gibi bekaret yemini etmiş genç bir kızdır. Bir gün Daphne bu güzel uzun saçlarını savurup dağ bayır gezerken Apollon Daphne'yi görür. Güzelliği Apollon'u cezbeder. Gelin görün ki Apollon hayran hayran aşığı Daphne'yi seyredururken onları izleyen bir kişi daha vardır. Kim dersiniz? Tabiki de Eros! Ne şans ama? İntikam için yanıp tutuşan eros Apollon'un genç kıza aşık olduğunu fark eder. Düşünür taşınır nasıl intikam alsam diye. Ve sonunda da eline iki tane ok alır. İlk oku Aşk okudur ve bu oku Apollon'u hedef alacak iekilde ayarlar. Ki öyle de olur. Eros'un aşk oku Apollona saplanır ve Apollon her şeyden habersiz birden bire Daphne'ye aşık olur. Fakat Eros'un işi daha bitmemiştir. Diğer bir oku alır. Bu ok ise vuran kişiyi aşktan nefret ettirir. Soğutur. Tahta oku alır ve bu sefer de Daphne'yi hedef alır. Böylece zaten bekaret yemini etmiş Daphne'nin kalbi yeryüzündeki bütün aşklara karşı mühürlenmiş olur.