Sevgilim. Merhaba. Şimdi nasılım biliyor musun? Çok fazla rahatım. Sebebi mi? Gel o zaman şöyle başlayalım.
"Evet evet. Şu beyaz çiçekler olsun. Onun gibi beyazı yok. Beyazı tek hak eden kadın.
"O zaman Sadece bu beyaz çiçekleri paketliyorum. "
"Evet. Onlar olacak."
Paketi alınca ücteri ödeyip çıktım.
O kadar güzel hayaller kuruyordum ki şuan. Beria'ya evleneceğimiz haberini vermeye gidiyordum. O kadar heyecanlıydım ki. Yolun sonuna kadar kaçabilirdim yorulmadan.Arabama binip gaza basıp ilerideki yuvamızı kuracağımız evimize gidiyordum. Hiçbirleyden habersiz.
Yolu aşıp geldiğimde arabamı park edip elimdeki çiçeklerle eve doğruyu yürüdüm.
Fakat görüş açıma normal bir ev değil, her bir camı kırılmış, ön kapının zorla kırılıp içeri girildiği bir ev vardı.
Yüzüm önceki parıltı saçan bir yüz değil. Adeta bir kabus görmüş ve de fazlasıyla korkan bir hâle dönmüştü.
Hızla eve girip her bir tarafı arayıp Beria'yı bulma korkusuyla koşarken.
İşte o an. Tam o anda.
Ben ölmüştüm.
Yerde kanlar içinden yatan o beyaz çiçek. Şimdi her tarafı kan olmuştu.
Ve hevesle aldığım o beyaz çiçeğin ellerimden düşüp gitmişti.
Attığım her adım kilometrelerce uzak gelirken ben o kilometreleri aşamamıştım. Ve ben kaybetmiştim. Yaşama sebebimi.
"Beria, sevgilim. Uyan hadi. Lütfen uyan. Beni terk etme. Sensiz bırakma beni. Sevgilim. Lütfen. Sana yalvarıyorum. Hadi güzelim. Beria aç gözlerini."
Yarım saatte hastaneye varıldığında acil ameliyata aldılar seni. Ve ben öylece bekledim seni. Bana gelirsin diye. Yine benim olursun diye. Fakat ben, bir hayal kurmuşum sadece.
Ameliyat odasında doktor çıktı. Ve buraya yaklaştı. Sanki hiç gelmek istemiyor gibi.
"Buğra Bey."
"Bana yaşamam için yaşadığını söyle."
" Bunu üzülerek söylüyorum. Beria Hanımı kaybettik. Başınız sağolsun "
O anki kelimeleri kavrayamamış, sadece doktorun suratına baktım. Çünkü bu benim ölüm anımdı.
Ve ağzımdan tek çıkan kelime,"BERİAAAAAAAAAAAAAA."
Nasıldı sevgilim. Çok kötüydü değilmi? Ben o gün seni benden alan toprakların başında saatlerce, günlerce ağladım. Seni bana getirebildi mi? Hayır. Seni bana getiremedi. Sensizlik beni aldığım her nefeste tekrar tekrar öldürdü. Aslında ölen kişi kendisi değil, ardırda bıraktığıdır ölen.
O günden sonra mezarına beyaz çiçekler dikmeye başladım. Hergün, her hafta, her ay. Çünkü sana, beyaz çiçekler yakışırdı. Sen koktu o çiçekler. Senin tatlı ölümün koktu. Sevgilim. Dönsen mi artık. Yada benmi dönsem sana. Seninle adım adım yaklaştığımız hayallerimize en baştan mı başlasak.
Senin konuşman gerekirken şarkılar konuşuyor artık. Senin yokluğuna hiç birşey sığdıramadım. Yaram hâlâ taptaze be gülüm. Hiç kabuk bağlamadı.
Seninle o günleri iple çekerken ipi kestiler. Ve benim kalbim, sensizliğin yasını çekti. Hiç bitmeyecek bir yas. Hiçbir şeyin anlamı yok sen olmayınca. Herşey anlamını yitirmiş, benliğini kaybetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Şehir Bügün Sensiz (Tamamlandı)
NouvellesBilgilendirme: Hikâye tek bölümlüktür. Sensiz geçirdiğim bir günüm daha var sevgilim. Ve o güne yine isyan ediyorum. Ölüm fısıldadı o güzel yüzüne. Seni benden aldı. Ve ben, içimdeki son umut kırıntısıyla bekliyorum seni. Senin yokluğunda bir sigar...