0.1

909 39 28
                                    

Odada hazır bir şekilde oturmuş Kaan ile konuşmak için çıkmasını bekliyordum. Sürekli bir şeyler bulduğu için şimdi de öyle yapmamasını umarak telefonumda dolaşmaya devam ettim. Yaklaşık beş dakika sonra tuvaletin kapısı açıldı ve Kaan çıktı, benden hızlı davranıp o konuştu.

"Nisan sen çıkmıyor muydun?"

"Çıkacağım ama ondan önce seninle ko-"

"Sonra olsa çıkıyorum şimdi ben."

"Ama-"

"Önemli bir şey değil, değil mi?"

"Hayır önemli değil çıkıyorum şimdi, görüşürüz."

Cevap vermesini beklemeden odadan çıktım ve kapıyı kapatıp kızların yanına doğru gitmeye başladım. Öncekiyle aynı bir gün daha bakalım bugün kaç defa iyi olduğunu söyleyeceksin Nisan.

...

"Sen iyi misin canım?"

Elyanın sorusu ile kendime gelip elimde çevirip durduğum bardağı masaya bıraktım ve gülümseyerek onlara döndüm.

"Evet, sorun yok."

Şimal bardağını masaya bırakıp bana döndü

"Bu aralar dalgın görünüyorsun, anlatmak istersen dinlemeyi çok isteriz."

kızların bana destek olmasına ne kadar mutlu olsam da bir şey anlatmak istemiyordum. Zaten anlatacak bir şey de yoktu ortada.

"Teşekkür ederim ama..."

Kendi kendime gülümsedim ve birkaç saniye kafamı toparladım. Herkes bana baktığı için biraz gerilmiştim ve bir şeyler açıklama gereği duymuştum.

"Anlatacak bir şey yok sanırım, biraz yoğun geçti son zamanlar benim için ondan biraz yoruldum sadece."

"Peki, ama konuşmak istediğinde dinleriz."

Eda konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki konuyu dağıtmıştı. Kızlar, pek inanmış olmasalar da anlayışla karşılayıp ısrar etmediler.

"Kaan'ın, Türkiye'ye dönme gibi bir düşüncesi var mı Nisancım?"

"Şimdilik net bir şey yok aslında, ben de çok bir şey bilmiyorum o yüzden."

Kızlar, Şimalin sorusundan sonra başka bir konu hakkında konuşmaya başlamışlardı ve bende yine düşüncelerime dönmüştüm.

Bu sıralar benim için gerçekten çok kötü geçiyordu, her şey üst üste gelmişti ve tek başıma idare etmek çok zordu, edemiyordum da zaten, sadece sorun yokmuş gibi davranıyordum ama bu günü kurtarmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Kaan ile son zamanlarda aram bozuk olduğu için her şeyi tek başıma yapıyordum. Aramızın bozuk olması için hiçbir şey olmamasına rağmen son zamanlarda çok soğuktu ve üstüne katlanarak gelen şeyler ile iplerin ucu tamamen kaçmıştı.

Omzumda bir el hissettiğimde dalmak üzere olduğum düşüncelerden çıktım, kafamı kaldırıp baktığımda Kaan olduğunu gördüm yanında Hakan, Merih, Dorukhan ve Mert vardı. Küçük bir tebessüm ettiğimde o da aynı şekilde karşılık verip yanımda olan sandalyeyi çekip oturdu. Hakan, gidip Asya'ya sarılarak yanına oturdu, Merih ve Mert de kızlara sarıldıktan sonra yanlarına birer sandalye çekerek oturmuşlardı, Dorukhan da edanın içeceğini alıp içerek onunla uğraşarak yanına oturdu.

"Diğerleri neredeler?"

"Yusuf ve Altayı hoca antrenmandan sonra yanına çağırdı gelirler birazdan."

Hakan, Nehirin sorusunu yanıtlayıp sevgilisine döndü.

"ee ne yapıyoruz bugün, nerelere akıyoruz?"

Dorukhanın şakayla karışık söylediği şeye sadece gülüp sessiz kalmıştım. Samimiyetsiz olmayı sevmiyordum bu yüzden konuşmamayı tercih etmiştim.

"Biz bir plan yapmadık ama çok yorgun değilseniz sahile inebiliriz. Ne dersiniz kızlar?"

Duru, bize dönüp cevap bekler şekilde bakmaya başlamıştı diğerleri olabilir tarzı cevaplar verdiğinde bana bakmaya başlamıştı.

"Siz bensiz gitseniz ben gelmesem ayıp olur mu? biraz dinlensem iyi olacak sanırım."

Söylediğim şeye kızlar hariç diğerlerinin şaşırdıklarını yüzlerinden anlayabiliyordum, Kaan da reddetmemi beklemiyormuş gibiydi ama çok şaşırmamıştı

"Ayıp olmaz canım senin kararın tabii ama bir sorun yok değil mi, endişeleniyoruz?"

"Gerçekten bir sorun mu var birkaç gündür çok sessizsin?"

Hakan, Asyanın cümlesinden hemen sonra araya girip konuştuğunda rolümü güzel oynayamadığımı bir kez daha görmüş oldum.

Nefes alıp gülümseyerek cevap verdim

"Hayır iyiyim, endişelenmenize gerek yok. Sadece biraz yorgunum, teşekkür ederim düşündüğünüz için biraz dinlensem geçer."

Kaan'a ve diğerlerine gülümseyip yerimden kalktım. Kaan da hareketlenmişti ama onu durdurup hızlı adımlarla otele girdim ve asansörün sıfırda olmasına şükrederek binip odanın olduğu kata bastım. Birkaç saniye sonra aynaya dönüp kendime baktığımda kızların neden endişelendiklerini az çok anlayabilmiştim hasta gibi duruyordum. Kendime çeki düzen vermem gerektiğini düşünürken asansörün kapısı açıldı ve inip hızlı bir şekilde odaya girerek üzerimi değiştirdim daha sonra yatağa girip yine fısıldayarak kendi kendime konuşmaya başladım.

"İyi olmam gerekiyor şuan değil mi?... Evet biliyorum, ama olamıyorum ki. Eskiden ben böyle değildim ki çok mutluydum, Kaan da öyleydi... çok güzeldik biz eskiden. "

Gözlerim dolmaya başladığında ağlamamak için derin bir nefes alıp gülümsedim. Ne olursa olsun gülecektim, gülmeliydim.

"Düzelecek... biliyorum."

Hayır bilmiyordum, kendime yalan söylüyordum, düzelmiyordu işte. Tekrar gözlerim dolmaya başladığında kapı açıldı ve içeri Kaan girdi, hızlıca gözyaşlarımı sildim ve gözlerimi kapattım. Doğru bir zaman değildi, şuan konuşacak gücü kendimde bulamıyordum, böylesi daha iyiydi. Konuşurken ağlamak istemiyordum.

Kaan kapıdan girip birkaç adım attı ve durdu, bu sırada uyuduğumu düşünmesi ya da inanması için içimden dua ediyordum. Birkaç saniye hareketsiz durduğunda çıktığını düşündüm ama tekrar hareketlendiğinde gözlerimi açmamak için kendimi sıktım ve birkaç saniye sonra klimanın kapanma sesi geldi ama hala odadaydı, uzun bir süre çıkmadı ve ben beklemeye devam ettim.

ººº

Selamlarr, ilk bölümü sonunda atabildim çok şükür. Biraz kısa oldu ama bölümün ilk hali baya uzun olmuştu o yüzde ikiye bölmeye karar verdim yani ikinci bölüm de hazır şu an. En yakın zamanda atarım onu da, bu bölüm biraz yarıda kesilmiş gibi oldu ama silip tekrar yazmak istemedim çok uzun sürer diye.

Neyse umarım beğenmişsinizdir.

Kendinize dikkat edin seviliyorsunuzz =33








𝚃𝚘𝚜𝚔𝚊 ~ 𝙺𝚊𝚊𝚗 𝙰𝚢𝚑𝚊𝚗 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin