i

314 41 25
                                    

Karşımda duran aynaya bakıp, üstümde olan beyaz takım elbisemi düzeltirken bir yandan da arkamda duran salon hizmetlileri başımda olan tülü düzeltiyorlardı. Bedenimi sarıp sarmalayan beyaz korse belimi daha da ince gösterirken, beyaz olan takım elbisem ile adeta bir beyaz papatyayı andırıyordum. Bunu hizmetliler beni motive etmek için söylüyorlardı, gerçeği öğrendiğimden beri içim içimi yiyordu ve üstelik pişmanlık yakamı bırakmaya tenezzül bile etmemişti.

Bugün hayatımın en güzel günüydü, sevdiğim adamla; alfam diyebileceğim birisi ile evleniyordum. Fakat, o başkasına aşıktı.

Bunu öğrendiğimden beri, daha doğrusu sabahın köründen beri moralim yerle bir olmuştu. Kacchan'ın benimle evlenmek istemediğini biliyordum, bunu her hareketiyle belli ederken yine de gururumu göz ardı ederek kabul etmiştim bu annemin teklifini. Kacchan ergin bir baskın alfa olmuştu, hâliyle evlenme vakti de gelmiş geçiyordu. Bense, annem gibi baskın omega değil, aksine çekinik bir omega olmuştum. Bunun sebebi babamın bir beta olmasıydı. Babamın normal genlerini, bir de annemin omega genlerini alarak melez olmuştum. Ergenlik dönemim geldiği zaman, ilk kızışma döneminde gittiğimiz doktor hamile kalmamın sıkıntılı olacağını ve doğuracağım çocuğun ya engelli olacağını veyahutta benim öleceğimi dile getirmişti. Rahim kısmında bulunan kanallarım bir omegaya göre çok küçüktü, en büyük sorunumda buydu hâliyle.

"Harika oldunuz Midoriya-san."

Aldığım iltifat karşısında utangaç tarafımı saklayamamıştım, kızaran yüzümle ona dönerek gülümsemiş ve bir sorunum olmadığını belli etmeye çalışmıştım.

"Teşekkürler, sayenizde böyle gözüküyorum." Yüzünde olan gülümseme fazlasıyla genişlemiş ve elini başıma koyarak saçlarımı okşamıştı. Anne sevgisi vermişti bu kadın birkaç saat içinde, en ilginci saç şekli anneme benzemesiydi. Tek farkı sarışın olması.

"Nikah vakti geldi, hadi artık çıkmaya ne dersin?"

"Çıkmalı mıyım? Korkuyorum."

Yüzünde olan şaşkınlık ifadesini bir kenara atmaya çalışmış ve ellerini omzuma koymuştu yaşlı kadın.

"Korkmana hiç gerek yok evladım, Bakugou ailesinin oğlu gayet iyi birisidir. Bunu en iyi sen biliyorsun, haydi gidelim artık."

Ya, aman ne iyi birisi. Altına döktürüyor resmen.

Kolumdan tutmuş ardından beni gelin odasından çıkartmıştı. Erkek olmama rağmen gelin diye anılmam benim için kötüydü, üstelik rahatsız ediciydi. Düşünsenize, erkeksiniz ve size gelin diyorlar. 'Ailemizin gelini Midoriya Izuku!' Aman ne güzel.

Geldiğimiz kocaman kapı, artık hayatımın mahvoluş yoluna açılıyordu. Bu odaya adımımı attığım an hayatım bitecekti, kalbim ortadan ikiye kırılarak bir daha yeşeremeyecek bir çiçek olacaktı. Ve o nefret dolu iki bakışı görecektik, ben ve acınası kalbim. Kapı sonunda açılmıştı, yüzüme vuran bembeyaz ışıkla gözlerimi saniyelik kapatmış ardından açarak evlilik merasiminin olacağı salonu incelemeye başlamıştım. Avizeden başlayıp aşağıya doğru inen bembeyaz Trompet çiçeği ile şahane bir göz cümbüşü yaratıyordu, salonun koltuklarının kenarlarında duran Spirea çiçekleri ise ayrı bir hava vermişti. Burnuma dolan güzel kokular bana huzur verirken göz göze geldiğim kırmızı gözler karşısında nefesim kesilmişti.

Kirishima Eijirou, Kacchan'ın sevdiği adam. Üstelik o da ona aşık, ve benden nefret ediyor.

Yutkunmuştum, titrek nefesimi dışarıya verirken başımı babamın geldiği yöne çevirmiş ve koluma girmesini beklemiştim. Koluma girdiği zaman duvağımın üstünden saçlarımı okşamıştı, gülümseyerek kulağıma fısıldadığı zaman gözlerim dolmuştu.

tourner dance le videHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin