6

6.6K 449 237
                                    

vote vermeyi unutmayınız.

-

Alışveriş merkezinden içeri girince, çekingence etrafıma baktım. Atalay olmadan dışarı çıkamıyorduk çok fazla. Şimdi bu kadar fazla insanın içinde gerilmiştim.

"Elimi tut." dedi, Atalay. Bir elini bana uzatırken. Gerildiğimi anlamış olmalıydı. Usulca bıraktım elimi avcunun içine. Sımsıkı sardı. Tıpkı Enes'in elini tuttuğu gibi.

Bir mağazadan içeriye girdiğimizde, Enes bizi ne tarafa çekerse o yöne gidiyorduk. Atalay elimi bırakmış, Enes için kıyafetler bakmaya başlamıştı. Pembe, tatlı kıyafetler.

Etrafıma saf saf bakarken, köşede duran küçük pufu gördüm. Atalay'a dönüp, "Şuraya oturabilir miyim?" diye sordum, pufu gösterirken.

Elindeki kıyafetleri sakince bırakıp, bana baktı. Mavi gözlerini kısmış, kaşlarını çatmıştı. Yanlış bir şey mi söyledim diye düşündüm.

Ama o beklemediğim bir şekilde, "Neden bir şeyler bakmıyorsun?" diye sordu. Şaşkınca suratına baktım. Ben de mi kıyafet alacaktım?

Şimdiye kadar bütün ihtiyaçlarımızı o gidermişti. Alışverişe ilk kez bizim için çıkıyorduk, ve bocalamıştım.

"Enes için geldik ya." dedim, ileride elinde küçük bir etekle duran Enes'i göstererek. Yanakları kıpkırmızı olmuştu.

Bir Enes'e, bir de bana bakıp başını iki yana salladı. "Saçamalama Giray." dedi, hemen ardından derin bir nefes aldı. "Hoşuna giden ne olursa alabilirsin."

Dudaklarımı araladığımda, işaret parmağını dudaklarıma bastırdı. "İtiraz edebileceğin bir şey söylemedim. Bir şeyler seç."

Yanımdan ayrılırken, parmak uçlarımı dudaklarıma dokundurdum. Dövmek dışında bana nadiren bu şekilde dokunurdu. Etkilendiğimi hissederken, bütün duygularıma lanet ettim. Aptal bir insandan fazlası değildim.

Kendime gelmeme sebep olan şey, Enes'in elinde tuttuğu bir çift etekti. Yanıma gelip, kulağıma yaklaştı. "Bir şey diyeceğim sana." diye fısıldadı kulağıma. Ne diyeceğini az çok anlamıştım ama, yine de doğruluğundan emin olmak ister gibi baktım ona. "Ben ikimiz için bir şeyler beğendim ama, sen beğenir misin bilemedim."

Küçük ellerini arkasına koymuş, etekleri saklıyordu. Yüzü kıpkırmızı olmuş, dudaklarını ısırıyordu. Gülümsedim. "Ne beğendin?" diye sordum.

Bakışlarımı etrafta çevirip, Atalay'a baktım. İleride kollarını birbirine bağlamış, bize bakıyordu. Saçma bir gülümseme eşliğinde.

Tekrar Enes'e döndüğümde, etekleri arkasından çıkarmıştı. "Bak itiraz etme hemen bunlar ne diye." dedi, tatlı tatlı. Bana biraz daha yaklaşıp, birinin duymasından korkar gibi sessizce konuşmaya devam etti. "Beraber uyuduğumuz geceler var ya?" Başımı salladım usulca. Kelimeleri kalbimin yerinden çıkmasına sebep olacaktı şimdi. "Heh, o geceler uyumayız, birbirimiz için giyeriz?"

Utana sıkıla söylediği kelimeler, nefes almamı engelledi. Buna bir anda karar veremezdi. Benimle ilgili hayaller kuruyordu. Hem de farklı hayaller.

"E-enes." dedim, kekeleyerek. Aklım çıkacak gibiydi. Şu an bana teklif ettiği şey, ağzımın açık kalmasına sebep oldu.

Gözleri çevreyi tarayıp, bana döndü. Çeneme küçük bir öpücük bıraktı. "Lütfen Giray, kırma beni." diye fısıldadı. Eteklerden birini elime tutuştururken, "Hadi dene, ben başka şeyler de bakacağım." dedi, beni de kabinlerin önüne itmeyi ihmal etmemişti.

TEHLİKE - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin