''beomgyu ona öyle bakmayı kes korkutucudan daha çok aptal görünüyorsun''
tamam sanırım biraz aptal gibi görünüyorum, çünkü bahçedekilerin yarısı bana bakıyor
''ama hyung!''
''beomgyu biraz abartmadın mı? alt tarafı bir rol''
''hyung ama o baş roldü ve ben onun için 3 ay çalıştım o sadece kapıdan içeri girdi ve tak! hemen rolü kaptı''
yeonjun hyung göz devirirken soobin konuşmaya başladı açıkcası onu dinlemiyordum çünkü sürekli rencide edici şeyler söylüyordu
''beom özür dilerim ama ne yalan söyliyim taehyun çok ama çok yakışıklı sense güzelsin rolü alması gayet normal''
''ben güzel değilim!''
''çarpılıcaksın salak''
''ya sussana''
diyip ona vurmaya başlamıştım yeonjun hyung ise bu sefer gülüyordu
ensemde el hissetmemle hemen kafamı geriye attım
ah ha soobin hyung'un kurtarıcısı yeji gelmişti bide aynı benim gibi taehyun'a öldürücü bakışlarını atan yuna ile
''beomgyu sal çocuğu''
''yah sen neden sürekli bu salağı koruyorsun''
''hm... fantazi?''
ben göz devirirken masaya nerdeyse bütün tiyatro kulübü gelmeye başlamıştı
''selam gençler ve yaşlılar''
''bu kı zorba zorba diyorum sanaa'' diyip jeongin'i dürtüyordu
''dramayı kes hyunjin''
''her neyse sanada selam karina''
''Min Jeong nerden karina''
''MİN JEONG DEĞİL WİNTER GERİZEKALILAR''
diye bağırarak bize koşan winter'ı görmemizle soruda cevabını bulmuştu
''NE BAĞRIYORSUN BE''
malların arsında nefes alamıyorum help
en sonunda jisoo noonalarda dahil herkes gelmişti bir tek assolistimiz eksikti
''pşt beomgyu kalk taehyun'u çağır''
neden ben?
''Ama noonaaa ben cağırmasam yeji çağırsa sonuçta partneri''
''sus ve çağır, ben ne dersem o''
tam oflıcakken elimdeki çikolatalı süte bakıp gülümsedim. dün çilekli dökmüştüm bu günde çikolatalı dökersem yağrında muzlusunu dökerim
god lütfen dövülmiyim
elimdeki sütle beraber ayağa kalkıp yürüyemeye başladım. tam taehyun'un önünde duracakken heseaplarıma dahil olmayan bir çelme sayesinde gerçekten sütle beraber onun üstüne düşmüştüm
o yerde 2-80 yatarken bende onun üstünde yatıyordum ve şuan aşırı garip gözüktüğümüze dair yemin edebilirdim. biraz etrafa baktım sadece bize bakarak anıra anıra gülen bizimkilerden başka kimsenin umrunda değilmişiz gibi görünüyordu bunu fırsat bilip hemen üstünden kalktım ve kendimi kontrol etmeye başladım
''kalkmasaydın bir an ölücem sanırdım''
onda cevap vermeden kontrol e devam ediyordum
''çok ağırsın, kaç kilosun, 1 ton falan mı?''
en sonunda üstüme mucizevi bir şekilde süt gelmemesine gülümseyerek ona baktım ve yeryerinin kahve rengi olduğunu görünce cevap verdim
''ben ağır değilim sen cılızsın ve masaya gel toplantımsı birşey yapıcaz sanırım''
tam ağzını acıcakken arkama dönüp masaya geçtim
-
hop düz yazı
çok saçmaladım
ay now
bat its okey